Gece tutmuş ellerinden,
Gözlerin güneşi kıskandırıyorken.
Muhtelif rivayetlere dayanan bir destan gibi sesin,
Sesin içimin kapılarında bir mülteci.
Çalıyorken yüreğimdeki buruk sevinci,
İçimin aynasında yansıyor betimsiz suretin.
Kelimeleri diziyor sıraya,
Ve intihara meylediyor ansızın.
Yüzün..
Eşine rastlanılmaz bir savaş hatırası.
Film şeridi gibi ellerin,
Baktıkça bakası geliyor insanın.
Adın istemsiz bir şükür nidası,
Kelimenin kalbindeki sır gülüşün.
Gülüşün güvercinlerin yuvası,
Biraz sokak arası, biraz şehir hülyası.
Anlatmak zor deyip de dilimden dökülen hece yağmuru gibi,
Senin kimselere göstermediğin yüreğin.
Belki de göstermek istemediğin.
Reddettiğin ne varsa o kadarsın sen,
Söyleyemediklerin, önleyemediklerinsin.
Kelimelerden yapılmış bir tahtta,
Kelimelere savaş açmış yenik bir hükümdar gibisin.
Gergef gergef hüzün işlemiş tenin,
Gülüşlerinin perde arkalarına.
Kurtulmak istedikçe dibe batansın,
Çok küçükken bana anlatılan bir masalsın.
Sen masalımın beyaz atlı prensi,
Bense uçurumlardan bozma bir hayal ülkesi.
Budur hikayemin son cümlesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feliks Kulpa
Poetryzamanında sevdiğim, zamansızca sevdiğim ve her zaman seveceğim adama.. adına mesut cinayet dedim. yani bir nevi aşk. ilk gibi, tek gibi, ömür gibi bir aşk. öyle ki yokluğu şiir, varlığı masal. ruhu ruhuma değmiş, gölgesi gölgeme karışmış ben nasıl...