🕊️ 10

12.2K 852 139
                                    


Ben sizin yerinize olsam her paragrafa bir yorum yaparım çünkü ben yazarken yaptım ndkenkd

Öpüyorum

🌈

Elinde aylar önce verilmiş anahtarla kapıyı açtı Ekim, Direnç'in evi onun eviydi bir nevi. Gülümseyerek içeriye girdi ve evin mis kokusunu kokladı bir kaç saniye.

Ev buram buram Direnç kokuyordu.

Yemek yapmayı bilmeyen bir adam tek başına niye eve çıkar ki diye düşünüp mutfağa ilerledi ve dolabı açtı. Yine düşündüğü gibi yiyecek bir şey yoktu.

Zaten elleri dolu olarak geldiğinden yemek için malzemeleri tezgaha yerleştirdi. Bunu yapmayı çok seviyordu.

Sanki bu ev onundu ve eşine yemek hazırlıyormuş gibi hissediyordu ne zaman gelse. Kendi aptal düşüncelerine güldü.

Bir an düşünmüştü, Direnç onun sevgilisi olsa...

Bu utanç verici ihtimali hemen rafa kaldırdı, kendisine asla o gözle bakmayacak birini aklına getirmesi çok ayıptı. Kendisine kızdı epey.

"Aptal Ekim! Sana niye baksın ki! Aptal bir de aklına getiriyorsun." Hem adama hararetle ben Yusuf'u seviyorum demişti.

Sahiden sevmiyor muydu ki?! Tanıyınca soğumamış mıydı adamdan?! Hiç de Direnç'e benzemiyordu zaten, onu bebek gibi sevip sarmalamazdı ki Yusuf.

Kafasındaki düşünceleri attı bir kenara ve yemeğe odaklandı.

Direnç ise söylene söylene evin kapısını açmıştı, sabahtan beri yeni gelen kızın yaptığı Excel hatalarını düzeltmekten kendi işine asla odaklanamamış ve bitirememişti.

"Önüne geleni işe alıyorlar hasbinallah ya."  Salona geçtiği anda gelen mis kokularla duraksadı. Bir kaç saniye sonra yüzünde hoş büyükçe bir gülümseme oluştu.

Ekim gelmişti ve kendi evinde kendi mutfağında onun için yemek yapıyordu.

Hemen elindeki bilgisayar çantasını bırakıp mutfağa girdi ve dumur oldu. "Ekim..." Onun için diktiği etekle yemek yapıyordu!

Ekim, onun için diktiği etekle yemek yapıyordu?!

"Aaa Direnç abi! Hoş geldin! Bak senin için karnıyarık öğrendim ben!" Yemeği öylece bırakıp koştu Direnç'e doğru.

Direnç ise istemsiz oğlanı tuttu ve bir anda kucağına almış bulundu. Elleri oğlanın neredeyse çıplak olan kalçalarına denk gelmişti.

"Ah bir rahat dursan keşke, hoş geldin evime." Sakin olmalı ve serin kanlı bir şekilde savuşturmalıydı. "Hoşbuldum, güzel olmuş muyum? Bence çok güzelim, güzelim değil mi? Güzel olduğumu söyler misin hemen!"

Bu sabah acaba kucağımda nasıl olur diye düşünürken şuan kucağında olması feleğin bir oyunuydu kesinlikle. "Çok güzelsin, peri gibi." İşte şimdi biraz utanmıştı Ekim.

Peri gibi miydi sahiden?!

"Şey hadi yemek yiyelim o zaman." Ne diyeceğini bilememişti. En iyisi yemek yemekti. "Tamam güzelim yiyelim nefis yemeklerini. "

beni biliyon ben seni severimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin