Anime Smut

𝙇𝙚𝙫𝙞

Smut

"Hey Y/N uzun zamandır görüşemiyoruz!" tanıdık bir sesin geldiği yöne doğru döndün, bir yılı aşkın süredir duymadığın o sesi hatırladın.

"Jackson merhaba." Arkanı dönüyorsun, garip bir şekilde arkadaşın elini beline koyuyor. Elindeki içkiyi dengelemeye çalışıyorsun, aslında ona sarılmak ya da dokunuşunu hissetmek istemiyordun. Farklı görünüyordu, yeni bir saç kesimi uygulamıştı, son sınıftayken bir anda başka bir şehre taşınmıştı. Buna rağmen neden buradaydı? "Burada ne yapıyorsun?" diye sordun merakla.

"Büyükannemi ziyarete geleceğim. Bu civarlarda yaşıyor, unuttun mu? Jason bana bu partiden bahsetmişti, uğrayıp eski ekibi göreyim diye düşündüm." Jason, diye düşündün. Gözlerini devirmekten kendini alıkoymak zorunda kaldın. Jackson'ın şirketinde tuttuğu pek çok salak arkadaştan biriydi.

Sohbeti kibar tutmaya çalışarak, "Büyükannenle iletişim halinde olman güzel," diyorsun. "Partiye gelince, birkaç arkadaşla buluşup, bir şeyler içiyoruz." Onu son gördüğünden beri nasıl olduğunu sorman gerekip gerekmediğini merak ederek bir an duraklarsın. Ama sen konuşamadan Jackson tekrar konuşmaya başlar. "Gerçekten konuşabileceğimizi umuyordum, Y/N," dedi, okunması zor bir ifadeyle sana bakarak. "Açıklığa kavuşturmak istediğim bazı şeyler var, özellikle aramızda." onun bu sözleriyle küçük bir huzursuzluk hissettin. Ne hakkında konuşmak isteyebilir ki? Neyse ki hayatında şu an karşında duran adamdan çok daha iyi biri vardı.

Erkek arkadaşın Levi'nin olduğu ayaklı bira masasına bakarsın.

Çok iyi görünüyordu, diye düşündün. Üstüne en sevdiğin siyah kapşonlusunu giymişti ve onun doğum günü için aldığın koyu renk kot pantolonla eşleştirilmişti. Oyuna dalmış gibi görünüyordu, şut atmak için elini hizalarken koyu kuzgun saçları gözlerinin üstüne düşüyordu. Birkaç saniyede bir sana baktığına yemin edebilirsin, ama eski sevgilinle bu etkileşimin üzerine hissettiğin endişe, alkolle birleştiğinde, bundan %100 emin olamıyordun. Diğer erkeklerle konuştuğunda umurunda değildi, o kadar kontrolcü ya da kıskanç değildi. Ancak, sen ve Jackson arasındaki hikayeyi biliyordu. Bir zamanlar bu hikaye büyük bir aşk hikayesiydi, Levi ortaya çıkmadan önce tabii ki. Buraya taşındındığında çok uzun süre duymak zorunda kaldı bu hikâyeyi. Jakson ile birbirinize nasıl anında aşık olduğunuzla ilgili bir sürü sevimli hikâye duydu. Bundan nefret ediyordu ve özellikle Jackson'dan nefret ediyordu.

Sana davranış şekli yüzünden, nefretin sonsuza kadar orada kalmasını sağladı.

Levi, grubunuzla hemen arkadaş oldu; Erwin'i daha önce aileleri birlikte tatil yaparken tanıyordu, bu yüzden ortama uyum sağlamakta çok zorlanmadı. İlk başta senden nefret ettiğini düşünmüştün. Levi en sıcak ya da en davetkar kişi değildi. Sürekli sinirli görünüyordu, alaycıydı, onu kızdıran birini becermekten korkmuyordu. Ateşliydi, gördüğün tüm erkeklerden daha ateşliydi. Bir şey daha vardı, ilk başta adını koyamadın ama onda bir şey vardı, seni içine çeken bir şey. Ama sana o kadar soğuk geldi ki, hiç şansın olmadığını düşündün. Sonra yakınlaştınız, gerçekten yakınlaştınız. Bir gece Erwin'in doğum günü partisinden sonra seni yurda götürdü. Üstüne bira döktün, o da sana giymen için tişörtünü verdi. Sürekli karın kaslarına bakmamanın ne kadar zor olduğunu hâlâ hatırlayabiliyordun. Seni kapına kadar götürdü. "Gömlek sende kalabilir" demişti, uyarmadan eğildi ve seni öptü. Gerisi tarih oldu.

Göğsünde yükselen bir ağrıyla Jackson'la yüzleşmek için arkanı dönersin. "Bence aramızda söylenmesi gereken her şey çoktan söylendi, Jackson. Ben yoluma devam ettim. Sen de aynısı yap." sesini olabildiğince kararlı çıkarmaya çalıştın. Jackson, pişman olmuş gibi bakışlarını yere indirdi. "İşleri berbat ettiğimi biliyorum, Y/N. Ama üzgün olduğumu bilmeni isterim. Değiştim, gerçekten, söz veriyorum."bu sözler üzerine diken diken oldun ve bu kez Levi'nin gözlerinin üzerinde olduğunu net bir şekilde hissedebiliyordun. "Özür dilediğin için teşekkür ederim Jackson. Ama şimdi başka biriyle mutluyum." ona kibarca gülümsedin, yanından ayrılmaya hazırdın. Tam o sırada Levi yüzündeki o klasik metanet ifadesiyle sana doğru geliyordu. Kolunu senin beline doladı ve seni başka bir yöne doğru çekilirdi. Jackson'a nasıl baktığını zihninde not ederek biraz sinirlendi. Gecenin geri kalanında onun yanında kalmaya karar verdin.