sınır 20 oy ve yorum
︶꒦꒷♡꒷꒦︶
"Suguru gitti." dedi Nanami, senin yanına geldi ve Yuji'nin yatağının yanına eğilip küçük çocuğun elini tuttu.
"Ateşi bir türlü düşmüyor... Ateş düşürücü şurup verdim ama yine de bir şey değişmedi." dedin endişeli bir ses tonunda. Dudaklarını oğlunun alnına değdirdin ve belki de yüzüncü kez onun ateşini kontrol ettin.
"Hemen etkisini göstermez ki bebeğim, biraz bekleyelim. Az sonra ateşi düşecektir." Nanami sakin bir tonda konuşuyordu, her ne kadar belli etmiyor olsa da o da senin kadar endişeliydi. Sadece sen annelik içgüdüleriyle bu endişeni daha fazla gösteriyordun.
"Bilmiyorum... Onu bu şekilde görmek beni üzüyor." Uzandın ve Yuji'nin sıcak yanağına ufak bir öpücük kondurdun.
"Farkındayım." Nanami senin saçlarını okşadı ve ayağa kalktı. "Sakinleş biraz, ben şimdi onu soğuk bir duşa sokacağım tamam mı?"
"Tamam ama çok kalmasın, üşür sonra. Zaten yeterince üşüyor.." Ayağa kalktın ve Yuji'nin dolabını açtın, duştan çıktıktan sonra giyeceği kıyafetleri hazırlamaya başladın.
"Gel bakalım küçük adam," Nanami Yuji'yi tek bir hamlede kucakladı, terden suratına yapışmış olan saçlarını yüzünden çekti ve sırtını sıvazladı. "Sana güzelce bir duş aldıralım."
Yuji babasının boynuna sımsıkı sarılmıştı, bir yandan da ne dediğini anlamadığınız bir şeyler mırıldanıyordu. O ikisine bakarken yüzünde bir gülümseme oluşmaması imkansızdı.
"Gumi de.. bıcı bıcı yapsın. Baba, çok soğuk..."
"Tamam, Gumi'yi de alacağız. Önce senin ateşini düşürelim." Nanami oğlunun saçlarını okşadı ve odadan ayrılarak banyoya doğru ilerledi. Onların peşinden bakarken aklında dönüp dolaşan tek bir şey olmuştu, o da Nanami'nin kesinlikle çok iyi bir baba olduğuydu.
꒷♡꒷
Nanami Yuji'yle ilgilenirken sen de bu sırada mutfağa girmiştin, oğluna iyi geleceğini düşündüğün bir çeşit sebze çorbası hazırlıyordun. Yuji pek fazla hastalanan bir çocuk değildi, bağışıklık sistemi güçlüydü ve kolay kolay hasta olmuyordu. Bu sebepten ötürü o hastalandığı zaman çok fazla panik oluyor ve ne yapacağını bilemiyordun.
"Son zamanlarda sürekli bahçede koşuşturup duruyor, havalar da bu sıralar değişken... Sanırım o yüzden böyle oldu." diye mırıldandın kendi kendine. Birkaç tane meyveyi yıkadın ve onları doğramak için tezgaha koydun.
"Ne dedin?" Nanami yanına geldi ve yıkadığın elmalardan bir tanesini kaptığı gibi büyük bir ısırık aldı.
"Ah, kendi kendime konuşuyordum." Arkanı döndün ve Nanami'ye baktın. "O senin için değildi."
"Canım çekti." Nanami elmadan bir ısırık daha aldı. "Çorba mı hazırladın?"
"Evet, iyi gelir diye düşündüm." Tekrardan önüne döndün ve elmalardan bir tanesini doğramaya başladın. "Yuji nerede?"
"Odasında yatıyor. Saçlarını kuruttum ve ona güzel bir masal okudum. Ateşi biraz daha düştü, şimdi daha iyi."
"Sevindim-" dedin, yanlışlıkla parmağına gelen bir bıçak darbesiyle lafın yarıda kesildi ve olduğun yerde sıçradın. "Ssh, parmağım.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiraeth || Nanami Kento [✓]
FanfictionKısaca hiraeth, kaybettiğimiz ve geri dönemeyeceğimiz bir kişiye karşı duyulan özlemi anlatır. •Nanami Kento × Reader •Cinsellik bulundurabilir.