2: YALANLARIN KUYUSUNDA

67 6 1
                                        

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O kızın sert bakışlarını gördünüz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


O kızın sert bakışlarını gördünüz. Kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak olamaz.
-Jack London

Aynadan gözlerime yansıyan açık tonda ki kahverengi gözlerime bakarken, aklımda sadece Jack London'un bu sözleri geçiyordu. Gözlerim tıpkı bir duvar gibiydi, kendi yansımam bile içinde neler hissettiğini belli etmiyordu. Ben sadece kendi başımın çaresine bakmamıştım, kendimi büyütmüştüm. Her insan sevgiyle büyümek zorundadır, bana kimse sevgi vermemişti ihtiyacım olan sevgiyi ben kendime vermiştim.

Tek tabancaydım,

Tek olmak zordu ancak, ihanet uğramak yıkıcıydı.

Tek olmak iyiydi sadece kendim vardım. Büyümüştüm, annemin istediği ve içimde yarattığı bir canavara dönüşmüştüm.

İlkokulda bir kızın parmağı küçük denilmeyecek şekilde kesilmişti, kız kendini yerlere atacak derecede ağlamış ortalığı ayağa kaldırmıştı. Öğretmenler ona yarabandı ve bir kaç krem getirmişti. Okul çıkışı eve gelince kendimi odama kapatmış, üzerimde ki tişörtü çıkarıp aynaya doğru dönmüştüm. Sırtımda kemer izleri vardı, acıyorlardı. Ama gözümde tek bir damla yaş bile düşmüyordu.

Koşarak odamdan çıkmıştım tabii annem koltukta uyuya kaldığı için onu uyandırmaktan korkarak ardından yavaşlamıştım. Koridorda bulunan ilk yardım çantasından yarabandı bulmuş odama geri dönmüştüm. Yarabandı küçüktü ama benim sırtımda ince kırmızı ve mor renkli yaralar uzundu yarabandı yetmemişti. Sırtıma yapıştırırken de zorlanmıştım zaten. O kızın parmağında ki kesik aylar sonra geçmişti ama benim sırtımda ki kemer izleri yıllar sonra bile geçmemişti...

Geçmişim yaralıydı, kanlıydı, kırıktı.

"Kazım Ünal..." Irmağın sesiyle bakışlarımı gardırobun aynasından çekip yatağımda uzanmış ırmağa doğru çevirdim. "Şerefsizin tekiymiş." Dedi alay edercesine. Irmak benim mahalleden arkadaşımdı, aynı lisede okumuştuk ayrıca. Yakın dosttuk, hatta tek dostum Irmak'tı. Ve kendisi siber suçlar biriminde çalışıyordu. Ona Kazım'ın ismini verdiğimde bu işi en iyi yapabilecek tek o vardı. "Araştırdın mı?" diyerek ona doğru döndüm.

KARAMBOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin