2. Bölüm:Tanışma

81 16 204
                                    

Bu hikâyede ki kişi,kurum ve olaylar tamamıyla hayal ürünü olup gerçeği yansıtmamaktadır...
İyi okumalarr...

Beni tanıyordu... Annemi  tanıyordu... Belki,annemde onu tanıyordu... Onu tanımalıydım... Arabanın diğer tarafına gittim... Kapıyı açtım... Önce ona baktım...  Arka koltukta oturuyordu... Hala bana gülümsüyordu... Önde ise onun tersine somurtarak direksiyona bakan takım elbiseli şoför vardı...

Arabaya bindim... Korkuyor muydum? Evet... Kaybedecek, korkacak bir şeyim kalmış mıydı? Hayır. Öyleyse neyden korkuyordum? Bilmiyorum... Belki de birazdan duyacaklarımdan korkuyorumdur...

Bir süre arabayı inceledim... Bir süre beni inceledi... Şoför kafasını hiç kaldırmadı... Bir süre sonra o adam konuşmaya başladı... "Konuşmayacağını biliyorum Esila ama annenin sana bir mesajı var. Eğer izin verirsen seni bir yere götürebilir miyim?" Annem... Annemin bana mesajı mı var? Sadece durdum... Kaç dakika bilmiyorum ama uzun bir süre olduğunu düşünmüyorum... Çünkü... Çünkü beynimin içinde ki ses konuşmaya başladı...

'Annen öldü Esila ahahaha. Sana mesaj göndermez. Sen zavallısın... Bu adamda sana zarar verecek... Git onunla... Git... Git de sana zarar versin o da sana sahip olsun aahahaha...' Sus diye bağırmak istiyorum... Yapamıyorum... Yüzüm ekşidi... Kafamı eğdim... Ellerim saçlarıma gitti... Canımın acımış olması gerekirdi... Hissetmedim...

Bir süre sonra beynimin içindeki seslerin yanı sıra bir ses daha duydum... Daha derin,daha tok,daha baskın,kulağa hoş gelen... Bu ses... Bu ses o adamın sesiydi...

"Hey,hey kendine gel. Sakin ol." Bana elini uzattı yardım amacıyla elimi tutmaya çalıştı... Kendimi çektim... Kapıya yapışmıştım... Yüzümde korku dolu bir ifade oluşmuştu... Ellerini havaya kaldırdı... Onun da yüzü endişeliydi... "Sana zarar vermeyeceğim. Gerçekten. Sadece sana ait bir emanetim var onu vermem lazım. Lütfen buna izin ver."

Derin bir nefes alıp kafamı tamam der gibi sağladığımda şoför kafasını kaldırdı ve arabayı sürmeye başladı... Yol boyunca adam kendini tanıttı... Beni bana tanıttı... Beni benden daha iyi tanıyordu... "Ben Ateş Aktan. Annenin yakın bir arkadaşıydım." Yakın arkadaş? Hayır,değilsin. Seni tanımıyorum. Kafamı salladım... "Ah,beni tanımıyorsun biliyorum. Ama ben seni de anneni de o adamı da çok iyi tanıyorum." Neden? Neden tanıyorsun bizi? Kimsin sen? "Lütfen benden korkma Esila." Korkmuyorum... Ne senden... Ne o adamdan...

Tam 1 saat 42 dakika... 1 saat 42 dakika sürdü yol... Önce bir sürü arabanın olduğu otobandan gitsek de daha sonra ağaçlık ıssız bir yola saptık... Bildiğim yoldan çıkınca adama verdiğim dikkatimi yola verdim... Her levhayı,her ağacı, gördüğüm her şeyi zihnime kazıdım... Beynimde bir harita oluşmuştu bile...

Arabadan inince fark ettim... O adam... Ateş... Ateş Aktan... Benden çok uzun...1.80... Hayır 1.80'den fazla... Ama çok değil... Şimdi ağaçlarla kaplı bir villanın önündeydiz... Ama günlük kullanılan bir villa olmadığı kesin... Eski... Simsiyah... İçeri adım attık... O adam... Ateş... Ateş Aktan... Önümde... Ben arkasındayım...

Eve adım atmamız ile yanımıza üç kişi geldi... Üç koruma... İkisi o adamın biri benim yanıma... Eve girerken neden yanımıza koruma geldi? Bu adam neden bu kadar önemli? Ya ben? Neden benim yanımda da bir koruma var? Ben neden bu kadar önemliyim? Ya da ben... Ben önemli miyim?

Benim yanıma gelen adam 1.83 boylarında... Diğerlerinden genç görünüyor... Yanlızca 23 yaşlarında olmalı...Kumral... Yeşil,keskin,avcı gözleri... Çenesi sivri... Korkutucu... Üstünde simsiyah bir takım elbise... İçinde beyaz gömlek... 3 düğmesi... Açık... Beyaz spor ayakkabı...

Senin YüzündenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin