7.Bölüm:Kabus

26 12 54
                                    

Bu hikayede ki kişi, kurum ve olaylar tamamıyla hayal ürünü olup gerçeği yansıtmamaktadır...
İyi okumalaarr...

"Esila,Esila." "Bayılmış olamaz değil mi? O kadar can acıtacağını düşünmüyorum." "Saçmalama Ece. Düzgün uyumuyor bu aralar uyuya kalmıştır." "Ay nereden bileyim ben panik yaptım. Els,Esila uyan kuşum." "Esila,uyan güzelim hadi."

Kulaklarıma gelen sesler Ece'nin naif,şirin sesi... Doruk'un kalın ama anlamlı sesiyle doldu. Gözlerimi açtığında bana telaşla bakan iki gözle karşılaştım. Biri Ece'nin kahverengi,sevimli gözleri... Diğeri Doruk'un yeşil,acımasız gözleri...

Nefesimi daralmış hissediyordum... Terlemiştim... Nefes almakta zorluk çekiyordum. Doruk şuan buradaysa kabus mu görmüştüm? O anları hiç yaşamamış mıydım?

"Esila iyi misin?" İyi,iyi miyim? Ben,kabus görmüştüm.Kafamı salladım... İyiyim. "Kuşum çok korktum sana bir şey oldu diye." Ece'nin yüzündeki ciddi endişe... Beni neden bu kadar önemsiyordu? Daha yeni tanışmıştık. Hatta henüz tanışmamıştık bile.

Ece'nin ince kolları boynuma dolandı. Bana sıkıcı sarıldı. Ece bana sarıldı. Ellerim... Ellerim ona sarılmak istedi ama yapamadım. Ece benden ayrıldı.

"Bir daha düzgün uyu tamam mı? Esila biliyor musun? Ben seni çok sevdim. Yani çok iyi bir enerjin var belki arkadaş olmak istersin sana numaramı vereyim? Yani verebilirim değil mi Doruk? Bir sorun olmaz değil mi?" Ece... O da bir şeyler biliyordu. Numara vermek için bile izin alıyorduk. Peki ama Ateş Aktan olayı neydi? Kimdi Ateş Aktan?

"Verebilirsin Ece. Sorun olmaz. Esila isterse sana ulaşır." "Yaşasın." Ece'nin yüzünde büyük bir mutluluk vardı. Masadan bir kağıt alıp numarasını verdi ellerime... "Hadi Esila gidelim. Görüşürüz Ece." "Görüşürüz Dorukcum." Ece'nin elleri Doruk'un boynuna dudakları yanaklarına değdi... Doruk yüzünde gülümseme ile sol elini Ece'nin beline koydu. Kısa süre içinde ayrılıp bana döndüler. Ayaktaydım... Onlara bakıyordum... Arkadaşlık ilişkilerine... Hep böyle arkadaşların hayalini kurmuştum. Dışarıda oynayan çocuklara... Ama benim hiç onlar gibi arkadaşlarım olmamıştı. Benim tek arkadaşım annemdi,babamdı... Onlarda gitmişti. Ece benim arkadaşım olabilir miydi? Ona zarar gelir miydi? Onunla arkadaşlık kurarsam o da beni bırakıp gider miydi?

Ece beni öpmek için bana yaklaştı. Ama bedenim buna zarar vermedi. Ayaklarım geriye gitti... "Ee şey Esila pek temas sevmiyor." "Ah doğru üzgünüm. Umarım tekrar görüşürüz Els." Gülümsedim... Sadece gülümsedim...

***
Arabadayız şimdi... Bu bir dejavu mu? Kuaföre mi gidiyoruz? Doruk günlüğümü okudu mu?

Araba ilerlemeye başladı. Doruk bana hiç bir şey söylemedi. Araba yine kuaför salonunun önünde mi duracaktı? Ah hayır. Araba bu sefer tanıdık bir yola girdi. Ateş Aktan'ın evine... Yeniden o siyah villanın önündeyiz. "Ateş Bey seninle görüşmek istediğini söyledi." Doruk yine kapıdan kartını okutarak geçti. Bu sefer beni bekledi. Beni bırakıp gitmedi. Doruk Yılmaz beni bekledi. Beni bırakmadı. Doruk Yılmaz Esila Can'ı bırakmadı.

"Neden gülümsüyorsun? Artık seninde kartın var. Gel hadi." Gülümsemek? Gülümsüyor muyum?

Kartımı alıp kapıyı açtım. Adımlarım Doruk'a yetişmeye çalıştı. Yine bildiğim yollardan Ateş Aktan'ın odasına gittik. Doruk'la ilk tanıştığım yere. İçeri girdim. Yine o tanıdık,samimi, gülümseyen yüzle karşılaştım. Ateş Aktan tam karşımda duruyordu.

"Hoşgeldin Esila. Sen çıkabilirsin Doruk." Doruk Ateş Bey'i selamla karşılayıp dışarı çıktı. "Otur lütfen Esila." İlk geldiğimde her detayını ezberlediğim odaya bir kez daha geldim. İlk karşılaştığımda sorgusuz güvenip evine geldiğim adamla bir kez daha yüz yüze geldim.

Senin YüzündenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin