Tüm gün sadece gezip eğlendik. Cidden saatin kaç olduğunu havanın kararması ile anladım. Şarzım olmadığı için büyükanneme Riki'den sadece mesaj atmıştım.
Şimdi ise Heeseung hyungun daveti ile Riki'nin peşinden sürükleniyordum. Ilerledikçe bir bar gördüm. Riki oraya doğru yürüdüğünde onu durdum.
"Henüz reşit değilsin. İçeri nasıl giriceksin?"
"Sadece benimle gel Eun"Gözlerini çıkarmak istiyorum Riki. Yada belkide dudaklarını birbirine mi diksem. Hangisi birdaha Eun demene engel olur. Bunu sonraya bırakalım. Elimden tutmuş beni barın içine getirmişti.
İçeride dans eden topluluk, karanlık renkli ışıklarla aydınlanan koca mekan, yükses sesli müzik ve barmenin önündeki Heeseung hyung.
Yanına gidip sandalyeye oturduk. Elimle kafamı tutarak destek aldım. Riki Heeseung hyung gözlemi altında ilkkez içicekti sanırım. Bu onun için iyi miydi? Ama en azından yanında hyungu var.
Sade ve alkosüz bir içeçek alıp onu yudumluyordum. Ne sohbetlerine nede herhangi bir olayın içindeydim. Kendi halimde sadece burda soğuk içeceğimi yudumluyordum.
Saat epey bir geç oldu. Riki sarhoşu. Heeseung hyungda etkisi vardı. Ben ise sadece meyve suyu içiyordum. Riki epey bir sarhoş olunca onları bardan çıkardım. Neden içerken beni çağırdınız ki?
Heeseung hyung bizim evin oradan arabasını almıştı. Şöför koltuğuna geçtiğinde Riki'yi arkaya alarak yanına oturdum. Yolda sürekli benimle sohbet etti. Hemde daha farklıydı.
Onu dinlerken yol üzerinde Sunoo hyungu aldık. Heeseung hyung petrolde durup arabadan indi. Sunoo hyung da markete girdiğinde Riki ile arabada tek kalmıştık.
Kafamı ön koltuğa yaslamış gözlerimi kapatmamak için direnirken Riki'nin üzerime doğru geldiğini farkettim. Onu hafiften iterken daha da üstüme geldi.
"Hey Riki ne yapıyorsun. Geri çekil"
"Sadece içimde ki kelebeklerden kurtulmak istiyorum Eun."Uykulu ve zar zor toparladığı kelimeleri yüzüme vuruyordu. Aramızda kısa bir mesafe vardı. Git gide daha da yakınlaştı. Kafam ve sırtım cama yaslıydı. Bir anlık gözleri dudaklarıma indiğinde iş işten geçti.
Birkaç saniyeliğine dudaklarıma hakim olmuştu. Gözlerini kapattı ve öylece uykuya daldığında koca bir şok yaşadım. Onu üstümden zor bela kaldırıp arkasına yasladım. Bu sırada Sunoo ve Heeseung hyung geldi.
Evet. Bende bizi öyle görsem yanlış anlardım. Ama durumu açıklayarak onlara doğruyu anlattım. Heeseung hyung beni eve bırakıp gittiğinde sadece arkalarından baktım. Arabada olan 10 saniye kafamın içinde büyük bir savaş çıkarmıştı.
Riki'nin sıcak ve dolgun dudakları dudaklarımda uykuya daldı. Sarhoşluğuna vermek isterdim ama mümkün değil. Bunu ona da söyleyemem. Peki ya ne olucaktı.
Eve çıkıp odama geçtim. Kendimi direkt yatağa attım. Sadece o anı düşünerek uykuya daldım.
Başım çatlıyordu. Dün gece o kadar mı sarhoş oldum. Hem de Eun'un yanında. Umarım kendimi rezil edicek şeyler yapmamışımdır. Neden onu da kendimle birlikte bara götürdüm ki? Derdim neydi?
Hee hyung ile konuşmamızdan yarım saat geçti. Eun'a yazdım. Dönmesini beklerken kahvaltımı yapıp evden ayrıldım.
Riki>Eunchae
Günaydın Eun umarım dün gece rahatsız olucağın ya da rezil olacağım şeyler yapmamışımdır. Yaptiysam da özür dilerim
(11.38)Eunchae
Sorun yok Riki. Bir sorun olmadı.
(12.43)Şuan bile deliye dönücek gibiydim. Bunu içimde koca bir sır olarak saklayabilirdim. Ama Riki'ye olan yaklaşımım ne olucak. O zaman ne yapıcağım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The GAME of BULLYİNG
Novela JuvenilE: Sen tam bir zorbasın Riki! R: Ben sadece sana bu kadar zorbayım..