Yanlış zamanlama

197 24 12
                                    

  Dağ evine varmıştık. Burası biraz soğuktu ya da belkide ben öyle hissediyordum. Jake hyung kapıyı açıp eliyle işaret etti.

"Üst katta üç oda var. Alt katta ise iki ama ikiside eski kolilerle dolu. Kızlar bir odada yatar. Bizde diğer iki odayı kendimizce bölüşürüz"
"Tamamdır"

Biz kızlarla üst kata çıkıp yanımızda getirdiklerimizi bir köşeye indirdik. 1 hafta kadar buradaydık. Bu yüzden temkinli ve ona göre kendimizi hazırlamıştık. Jen ve Chaewon unniyi saymazsak. Ikisinin de normal kıyafet valizleri dışında ufak bir valizleri daha vardı.

Chaewon unni makyaj malzemesinden tutun, 24 çeşit kokuya sahip parfüm getirmişti. Ben unni ise full oyun kaseti ile doldurmuştu. Gece yatacağınız yerleri yapıp odadan çıktık. Aşağıda bekleyen Heeseung hyungu görünce şaşırmamış değildim.  Herkes odalarını hazırlarken o burada oturmuş boş duvarı seyrediyordu.

Fazla kafaya takmadan canımız sıkılmasın diye mutfağa gittik. Onca şey almışlardı ama akşama ne yemek yapılıcaktı. Orasını şimdi anlardık. Hee hyungun dikkatini dağıtmak için ilk ona sordum.

"Hyung akşam ne yemek yapalım. Hava kararıcak şimdi."
"Et almıştık gelirken üst kattakilerine sorsana"
"Peki"

Hızlı adımlarla üst kata çıktım. Şerri geliyordu. Bu yüzden direkt olarak kapıyı açtım.

"Akşam yeme-"

Sanırım yanlış zamanlamaydı. Riki de dahil olmak üzere çoğu üstünü değiştiriyordu. Neyseki fazla birşey görmeden hemen kapıyı kapattım. Aşşağı inmek için merdivenlere yöneldim. Ben bile rengimin attığını hissediyordum. Kapı sesi ile daha tedirgin oldum.

Karşımda yarı çıplak Riki'yi görünce ellerim ile gözlerimi kapattım. Belki de bu şuan gözlerime bir hakaretti. Ama sapık ünvanını almak da istemiyordum.

"Eun ne yapıyorsun kapıyı çalsaydın"

Kısık bir sesle konuşuyordu.

"Üstünü giyer misin?"
"Giydim"

Gözlerimi açtığımda hala giymediğini görünce tekrar kapattım.

"Ben gidiyorum"
"Gelsene bir dakika"
"Hayır ben bekliyorlar"

Önüme dönüp merdivenden inerken gözlerimi araladım. Ama bir kuvvet tarafından geriye çekildim. Karşımda Riki ve yaşına göre fazla kaslı duran vücudu duruyordu.

"Neden kapıyı çalmadan içeri daldın"
"Yemek..pişirmek"
"E pişirin bizimle mi pişiriceksiniz"
"Hayır Riki ama önce üstünü giy"
"Yo bence böyle iyi"

Karşımda sırıtırken zihnimde geçen cümleleri dışa vurmuştum.

"Değil fenalaşıyorum"

Ne dediğimin ben bile farkedemezken Riki gözlerimin içine bakıyordu. Ellerim ve vücudum terlemeye başlamıştı.

" hava ne ara bu kadar sıcak oldu Eun hanım  "
"Bilmem"
"Terliyorsun"
"Evet sayende"

Hâlâ ne dediğimi bilemezken Chaewon unninin sesini duydum.

"Eunchae-yahh hadi ama seni bekliyoruz!!"
"T-tamam unni"
"Demek seni kekeme yapıdan kadar etkiliyorum"
"Riki birazdan ölebilirim"
"Bende seni taşırım"
"Gitmem gerek"
"Heeseung hyung bir Chaewon iki. Neden hep en güzel anıma denk geliyor"
"Bilmem onlara sor"
"Sorarım"

Riki'den zar zor kurtulup merdivenden iniyordum.

"Birşey unutmadınmı"
"Hayır"
"Akşam mangal yapıcağız. Jay hyung yapıcakmış"
"Ha tamam"

Merdivenden hızla inip sonunda akan terimi üstüm ile sildim. Hee hyung bana ne yapıyorsun dercesine bakarken ona gülümseyip mutfağa gittim.

"Sen gelene kadar etler pişti Chae"
"Aa evet mangal"
"Iyi misin sen?"
"Evet evet süperim."

....

Heeseung hyung ve Jay hyung mangalı hallederken unnilerim mutfakta hazırlık yapıyordu. Arada bri yanlarına gidip masaya çöküyordum. Her yeni pişen etin tadına bakıyordum. Farkettiklerinde ise topuk yapıyordum.

Feci şekilde açtım. Saat 11 gibi yemek pişmişti. Herkes masyaa gelirken

"Keşke biraz daha pişirseydiniz. Sabaha karşın kahvaltı yapardık" diyordu.

Ama olsun tadı cidden güzeldi. Herkes afiyetle karnını doyurmuştu. Heeseung ve Jay hyung gururla yerken alkış sesleri masada yankılandı. Ayağa kalkıp defilenin sonunda gelen modacılar gibi selam verip yerlerine oturdular.

Şimdi ise masayı toplayıp bahçeye birkaç minder taşımıştık.

The GAME of BULLYİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin