sarhoşluğun gözü batsın

241 32 13
                                    

Uzun zamandan sonra fazla eksiğim olmasın diye okula gitme kararı aldım. Herşeyi bir kenara bırakıp sadece sınavlar gelmeden konuyu kavramam yeterli.

Sırama geçip bugün içinde Riki ile fazla yüz yüze gelmek istemiyorum. Çünkü hala olanları unutamadım. Unutmaya da niyetim yok.

Riki saha da olmalıydı. Derse katılmadı. Yanına gitmelimiyim. Yada onunla konuşmalımıyım. Bence boş derste yanında kalmalıyım.

Boş dersi beklerken Riki'yi hiç göremedim. Sonunda gelmeyen kimyacı yüzünden sınıftan ayrıldım. Sahaya inip ortaya geldim. Burayı ilkkez boş gördüm.

Ellerimi arkada bağlamış kendi etrafımda dönüyordum. Sonrada yere oturup Riki'yi bekledim. Ama o zaten burdaymış. Yanım gelip oturdu. O an cebinden bir şey düştü. Elime alıp ona baktım.

"Hmm 17 yaşındasın ama cebinde bir peluş kedi taşıyorsun. Güzelmiş"
"Hey onu bana ver Eun. "

Sahanın içinde koşuşturuyordum. Riki peşimden koşuyordu. Yorulduğum için sabit durup oyuncağı elimle sürekli sakladım.ona uzanmak için her hamle yaptığında oyuncağı daha da kaçırıyordum.

Elleriyle iki kolumu tuttuğunda üçüncü bir eli olmadığı için sadece konuşmaya yeltendi.

"Onu bana geri ver Eun"
"Vermem ki. Alamazsın da."

Yüzüme yaklaşıp sırıtmaya başladı. Ne yapıyordu bu çocuk.

"Eğer vermezsen öperim seni."
O anki dalgınlık ile ağzıma gelen ilk kelimeyi söyledim.
"Öptün zaten"

Ne dediğimin farkına varıp kendim bile şaşırdım. Riki kollarıma bıraktığı an sahadan çıktım. Koşarak sınıfa girdim. Elimdeki oyuncağı görünce nedensizce kızardım.

Oyuncağı da alıp kütüphaneye gittim. Orada istediğim kadar kızarabilirim. Her zaman ki gibi elime bir kitap alıp okumak için en arkaya yani kör bir noktaya geçtim.

Telefonumu da sessize alarak kitabımı okumaya başladım. Arada bir dönüp oyuncağa bakıyorum. Ama hala kızarıyorum. Nedeni öptüğü içinmiydi yoksa söylediğim içinmiydi.

Kafayı yiyeceğim..

Okul bitiş saatine kadar sürekli Riki'den kaçtım. Otobüs durağında otobüs bekliyorken beni gördü. Seslen mesine rağmen sanki biri çağırıyormuş gibi tekrar kaçtım. Hala peşimden geliyordu.

Kolumu sıkıca tutup kendisine çevirdiğinde yüzümü ekşittim. Yerin dibine girmek istiyorum. Çoktan kıpkırmızı bir domates olduğuma yemin edebilirim.

"Neden kaçıyorsun"
"Iıı.. canım istedi"
"Bana ne olduğunu anlat"
"Yani sadece sarhoştun."
"Onu bende biliyorum Eun"

Telefonum titremeye başladığında cebimden çıkardım. Yujin unniydi. Derin bir nefes aldım.

"Bir saniye"

Riki hızlı ama derin bir iç çekti. Bende telefonu açtım.

"Efendim...Ben okulun ordayım..kesin mi geliyim...tamam hemen ordayım.." Jen unni arkada sadece "ne diyorsun Chae" demişti. Ama bu benim için bir nimetti.

Riki'ye asık bir surat yapıp konuşmasına dahi izin vermeden yanından ayrıldım. Ucuz atlattım resmen.

(Niki'nin ağzından)

Düşüncelerimde zalimce boğuluyordum sanki. Kendimi kötü hissediyordum. Şuan sadece Heeseung hyungla konuşmak istiyorum.

Eve vardığımda Heeseung hyungun odasına daldım. Ona soru sormaya başladım. Ve en sonunda asıl konuya geldim.

"Hyung sarhoş olduğum gece... tam olarak ne oldu."
"Neden soruyorsun"
"Çünkü merak ediyorum."

Birşeyleri farketmiş olmalıki yüzüne o ifadeyi takındı.

"Bardan çıkınca yoldan Sunoo'yu aldık. Petrolde durduk. Ben lavoboya Sunoo da markete indi. Eunchae ile tektiniz arabada. Geldiğimizde Eunchae seni kaldırıp arkana yaslıyordu. Ona sorduğumuzda bize 'omzumda uykuya daldı düzeltiyordum sadece' dedi"
"Devamı yokmu Eunchae bizim eve geldimi?"
"Hayır önce onu eve bıraktık."

Sessizce mırıldanıyordum. "Yoksa o arada mı"
"Ne diyorsun Riki"
"Yok bir şey hyung"
"Eunchae ile alakalı ama"
"Hayır tabiki nereden çıkardın"
"Çok belli olm delirtme adamı"

Hee hyungla başka bir konudan bahsedip sohbet ettik. Sonra sıyrılıp odama çıktım. Herşeyi bir kenara atıp sarhoş olmadan öpseydim ne hissederdim diye düşündüm.

Ve böylece uykuya daldım

The GAME of BULLYİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin