Okula geldiğimde çantamı sırama bırakıp hızla kütüphaneye indim. Bugün den itibaren ara sınavlar başlıyordu. İşime yarıyacak edebiyat kitaplarını topladım. Çıkışta da okulun ilerisindeki kütüphaneye gidicektim. Ne kadar kitap o kadar bilgi eder değilmi.
Edebiyat kitaplarının olduğu rafa geldim. Birkaç kitaba bakındım. Ihtiyacım olanları topladım. En üstte bir kitap vardı. Etrafta hiçkimseyi görmeyince bende soldaki tabureye yöneldim. Ayağımda ki terliklerimi çıkarıp kitabı aldım ama biri... sanki beni çekiştirip uzaklaşmıştı. Dengem tamamen yok olunca sırtım sertçe rafa çarptı. Nefesim birkaç saniyeliğine kesildi. Ayağa kalkmaya çalıştım ama başım çarptığım için fazlasıyla dönüyordu.
Kitapların hepsi yere düşmüştü. Onları toparlamaya çalışırken etrafı bulanık görmeye başladım. Sadece yere düştüm. Bu kadar acıması normalmiydi. Geriye çekilip derince bir nefes aldım. Kendime gelmem çok uzun sürüyordu.
"Yardıma ihtiyacın var mı?"
"H-hayır..kendim halledebilirim"Kitapları yavaş ama dengesiz bir şekilde toparladım. Ayağa kalkıp kütüphane görevlisinin yanına gittim. Kimse yoktu. Bende kitapların isimlerini ve adımı bir not kağıdına yazdım. Dikkatlice kütüphaneden ayrıldım ve sınıfa gittim.
Yerime oturmam ile zil çaldı. Bayan Soo fazla bekletmeden derse girmişti. Sınıf hocamız oydu. Elindeki birkaç kağıt ile sınıf kapısını araladığında herkes sözlü olmaktan korkuyordu. Bu sırada Riki daha hızlı bir şekilde sınıfa girip sırasına oturdu.
Bayan Soo elindeki kağıtları masasına bırakarak derin bir iç çekti.
"Evet çocuklar. Bugün sizinle iki konu hakkında konuşmak istiyorum..."
Herkes pür dikkat Bayan Soo'yu dinliyordu. Ben de dahil olmak üzere çoğu kişinin yüzünde endişe ve gerginlik vardı. Rikiye döndüğümde bana 'sadece konuşma ' dercesine bakıyordu. Ama benim için öyle değildi.
Sınıftaki ezik öğrenci ünvanını alan 4.cü kişiydim. Ve çoğu sınavda ikinci olabiliyordum. Minji herzaman birinciydi. Ben ise sadece büyükannemi pişmanlığa sürüklememek için ders çalışıyordum. Her öğrenci ders çalışmayı istemez. Bu yüzden herkesin de bir nedeni vardır.
"Öncelikle okul bir gezi etkinliği yapmak istiyor. Üst sınıflar için. Ama sınıfta olanlardan ötürü bizim sınıfı gezi yerinden daha uzak bir yere gönderiyorlar. Isteyen katılıcaktır. Birazdan gideceğimiz yer ile alakalı size bilgi vereceğim."
Sınıfta sessizlik hala hakimken, Bayan Soo tekrar iç çekerek diğer konuya değindi.
"Diğer konu ise, yer düzeni değişicek"
Sınıftaki çoğu kişi yerlerininden rahatsızdı. Bu onlara bir fırsat gibi görünsede elma henüz kendini göstermemişti.
"Hemen sevinmeyin çünkü kız erkek oturma düzeni yapıcağım"
Az önceki sevinç sözlerinin yerine pişmanlık ve isyan eden sözler kapladı sınıfı. Ben ise Riki'den başka kimse ile oturmak istemiyordum.
"Sıra arkadaşınızı kura ile belirliyeceksiniz"
İşte bu daha kötüydü. Rastgele biri ile oturmak benim için daha kötüydü. Şahsen Riki'nin de başka bir kızla oturmasını istemiyordum. Sınıfta bir sürü erkek öğrenci vardı. Ve çoğu kore güzellik algısına uyuyordu. Bu kızların manzarasını güzelleştirsede, yakışıklı oldukları kadar kötü olanları da vardı.
Dohwa, Yeonjun, Seungmin, Jeongin ve Ji-ho ile oturmak benim için çok kötüydü. Özellikle Yeonjun. Seungmin ve Jeongin diğerlerine göre iyiydi ama onlarda bir insan ile en az 2 ay konuşmadan samimi olamıyordu.
Bayan Soo elindeki kağıtlara isimlerimizi yazdı. Bir berenin içine koydu ve tek tek sıraları gezindi. Minji'den sonra elimi titrekçe nereye daldırdım ve rastgele bir kağıt aldım. Bayan Soo kızlara tek seçtirdi. Bu erkeklerin umurunda bile değildi. Onlar sadece sohbet edicekleri bir erkek yada güzel buldukları bir kız istiyorlardı. Siyah saçımı geriye atarak elimdeki kağıdı yavaşça açtım.
Gözlerim kapalıydı. Minji gülmeye başladığında ona baktım.
"Bu kadar korkma Chae. Sadece sıra arkadaşın"
"Öyle değil Minji. Beni kötü etkileyecek biri olursa dersten koparım"
"Hmm anladım ama inan bana o kadar kötü biri gelmez. Bana Ji-ho çıktı. Sana"Kötü seçeneklerden biri eklendiğinde içim biraz rahatladı. Açacağım kağıtta Riki isminin yazılmasını bekledim. Ama Ne R harfi ile başlıyordu, ne de İ ile bitiyordu. JEONGIN
"Jeongin.."
" O kadar korkma. Sadece biraz içine kapanık. Çok fazla konuşmazsınız
Sırf bölüm yayınlamak için yazdım diğer bölümlerle alakasız bir bölüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The GAME of BULLYİNG
أدب المراهقينE: Sen tam bir zorbasın Riki! R: Ben sadece sana bu kadar zorbayım..