4 | Şımarık

339 34 33
                                    

Burdaki 1. haftam Jennie ile 4. Günüm
Yoongi ile karşılıklı dikilip ne giyeceğime karar vermeye çalışıyorduk

"Düğüne gidiyorsun sanki giy işte şunu abartma" sabahın sekizinde yanıma çağırıp kıyafet için yardım etmesini diledim. Şuan saat 11 civarıydı hala ne giyeceğime karar verememiştik.

Pek heycanlı olduğum söylenemezdi ama yinede özenerek gitmek istiyordum.

2 Sokak arkadaki kafede kahve içecektik sadece, yeni birşeyin başlangıçı olabilir veya bir sürede daha düşünürdük

"O ne oğlum pezevenk kıyafetı mi giyeceğim bide." Gözlerini devirerek kapeye yayıldı. "Yerinde olsam gri eşofman ve siyah tişörtle giderdim"

Yoongi; Özensiz herifin tekidir. Şimdiye kadar kimseyle çıkmayı bırak flört bile etmemiştir. Soğukkanlı tavırlarıyla öne çıkan bir karakterdi. 7 yıldır onla uğraşıyordum ve doğrusunu söylemek gerekirse onla uzun bir süre daha arkadaş olabilirdim. 22 yaşında part time işte çalışan orta boylu insanların deyimiyle kedi yüzlü biriydi. Ben daha çok köpeğe benzetiyordum ama.

"Evğ evğ evğ" ilk denediğim kıyafet olan, siyah kumaş pantolon ve beyaz gömleği giyme kararı aldım "Sana soranda kapahat" boy aynasının karşısında saçlarını düzeltip masada ki telefonu aldı. "Annen yemeğe çağırıyor uzatmada gel"

Büyük adımlarla mutfağa ilerledim benim mutfağa girmemle kafasını kaldıran annem kaşlarını çattı.

"Ne bu hazırlık nereye?" Tembel gülüşlü Yoongi masaya oturup anneme baktı.

"Sevgilisiyle ilk bulaşmasına hazırlanıyor." alayla söylediği şeyin ardından ağzı bir lokma attı.
"Sevgilim değil boş yapma şerefsiz!" Elimdeki boş şişeyi kafasına atıp şakayla karışık bir cevap verdim Anneminde masaya oturmasıyla yemeğe başladık.

Yaklaşık 30 dakika sonra masadan kalktık. yeniden odama gittiğimde son hazırlıklarını tamamlayıp saatime baktım.

"12:00'a 10 dakika kaldı." Yoongi sesli kahkahasini odaya sunarken, ben kafasına yastık fırlattım.

"Kim kim gidiyorsunuz?" Parfümü sıktıtan sonra yüzüne baktım "Ben ve Jennie işte kim olabilir senide mu alalim yanımıza bebek gibi"

Yüzünü buruşturarak esnedi "Tek mi kalacağım"

"Jungkook ve Hoseok'la oynarsın" sonunda kahkaha attığım şeye onunda gülerek tepki vermesini beklerken,
O yeniden kapıya bakmaya başladı.

"Hoseok kapıdaki çocuk dimi?" Beyaz çoraplarımı giyerken yüzüne bakmadan cevapladım "He O"

Kapıya ilerlerken onuda arkamdan çağırdım. Ayakkabılarımı da giydikten sonra merdivenleri indim Yoongi'ye binanın kapısının önünde beklemesini söylerken sarmaşıklarla süslenmiş bahçe kapısının ordaki güzel kızın yanına adımladım.

"Selam" kızın güzel sesiyle verdiği selama karşılık verip nereye gideceğimizi son kez tartıştık.

Tam kol kola yürümeye başlayacakken biri kolumu tuttu "Hyungg!!" Tanıdık sesle arkamı dönmeden ofladim bi bu eksikti cidden.

"Kook uzaklaş" arkamı dönüp çatık kaşlarımla çocuğa seslendim "Bende gelebir miyim?" Ben söze girmeden Jennie cevap verdi "Jungkook bugün olmaz git çabuk."

Sakin sesiyle kurduğu cümlenin ardından kulağıma yaklaştı

"Arada böyle mızıkıçı olabiliyor üstüne gitme sonra ağlıyor benim başıma kalıyor"

Tenimi delip geçen sıcak soluklarıyla kafamı salladım"Jungkook defol"

"Lütfen lütfen bende gelim hiç sesimi çıkarmadan otururum sadece gelim mi?" Biten sabrımla ağzıma geleni söyledim.

"Şımarık küçük çocuğun teksin birdaha yanımda aptallık yapma gerçekten çok sıkıldım!"

Yüzüme heycanla bakan gözlerini kırparak bu sefer kırgınlıkla baktı. Gözleri yavaşca dolmaya başlarken yüzü düştü, titreyen dudaklarını birbirine bastırdı. Sonrasında yavaş ağzını aralayarak cevap verdi "Tam-tamam" akan gözyaşlarını eliyle sertçe silip arkasını döndü.

Binanın kapısında beklemesini söylediğim Yoongi Hoseok'la sohbet ediyordu.

Jennie'ye baktığımda hafif araladığı dudaklarıyla, gözleri benle Jungkook arasında mekik dokuyordu. Yüzüme bakıp birşey söylemek adına dudaklarını kıpırdattı. Çok geçmeden yeniden kapatıp koluma girdi. Birlikte yürümeye başladık.

Çok geçmeden kafeye ulaştık.

"Jungkook'a daha öncede böyle söyleyenler oldu" kahvesinden bir yudum alıp devam etti "Ama ilk kez bu kadar üzüldüğünü görüyorum"

Küçük velet hakkında daha fazla konuşmak istemiyordum.

"Hm bilmem öyle olmuştur." Güzel kızda daha fazla bu konuyu konuşmak istemediğimi anlayıp konuyu değiştirdi

---

Yoongi

Bu çocuk hoştu. Hemde fazlasıyla.

Taehyung'un kapısının önüne gördüğüm çocuk. Hoseok.

Arka bahçenin bankında yan yana oturmuş konuşuyorduk. Doğrusu o konuşuyor bende onu izliyordum.

Güzel dudaklarını, güzel gözlerini, güzel burnunu, güzel kaşlarını. Özellikle güzel dudaklarını.

"Ee sen ne düşüyorsun?" Ne anlattığını bilmiyorum ama sesi güzelmiş.

"Yoongi?" Omzumu dürtmesiyle yerimde irkilip gözlerimi kırpıştırdım.

"Dalmışım ya özür dilerim" gerçekçi (!) yalanımı söyledikten sonra yerimde dikleştim "Dudaklarıma mı?"

"Ne? Hayır canım sana öyle gelmiş."
Hadi ama gerçekçi bir yalandı!

Yan bakışlarını sonlandırıp yeniden birşeyler anlatmaya başladı.

---

Kısa Bir bölümdü özür dilerim ama diğer bölüm icin cok ümitliyim oylamayı unutmayın sizleri seviyorum 🤏🏻💞💕🕺🏻🏃🏻‍♀️💗🌈🙏🏻👸🏼💅🏻😭😸❤️🍄🤸🏻‍♀️🌟

Neighbour | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin