kahveyi bizim aşkımız ısıtıyor

67 8 26
                                    

Selam 🤚🏿

Önce ki bölüme eklemeyi unutmuşum bölüm hikaye akışına göre ondan önceki bölümden 6 yıl sonra gerçekleşen bir olay hikaye akışı da bu zaman dilimine göre devam edecek yani yaşları 24 - 31

---

Kafe köşesinde rahatça oturup birbirleriyle samimi bir sohbetin keyfini çıkarıyorlardı. Masalarında içtikleri kahveler, hafif bir buğuyla etrafa hoş bir aroma yayıyordu.

Jungkook, gülerek, "Kahve içmeyi sevmiyorum, fazla acı. Senin favorin hangisi, Taehyung?"

Taehyung gülümsedi ve "Espresso, kesinlikle espresso. Sana acı gelebilir," dedi.

Jungkook, "Kahve kahvedir, daha güzel şeyler hakkında konuşalım. Çiçekler olabilir." dedi, büyüğü ile sırıtarak kafasını salladı buna

Taehyung küçüğünü cevapladı "Tamam, çiçeklerden bahsedelim" dedi sakince

"Benim en sevdiğim çiçek lalelerdir. Renkleri ve zarafeti beni her zaman etkiler." Diye devam etti küçüğü ise

Taehyung düşündü ve sonra gülümseyerek, "Laleler mi? Güzel seçim." dedi.
Jungkook gülümsedi "Laleler benim için sadece bir çiçek değil, bir tür ilham kaynağı gibi, her şey için bir ilhamlar. Onların zarafeti ve benzersiz renkleri, fırçalarımı lalelerin renk paletine batırdığımda ortaya çıkan eserler gerçekten büyüleyici oluyor."

Taehyung merakla dinliyordu, "Gerçekten mi? Sanatında laleleri kullanıyor musun?"

Jungkook, gülümseyerek, "Evet, sık sık. Renk geçişleri ve desenleriyle oynamak, resimlerime derinlik katıyor. Ayrıca, lalelerin her birinin farklı bir hikayesi olduğunu düşündüm. Her rengin, her yaprağın bir anlamı var gibi."

Taehyung, "İlginç. Sanatını bu şekilde anlamlandırmak da güzel bir perspektif."

Jungkook"Evet, doğa bize gerçekten de muazzam ilham kaynakları sunuyor. Senin de ilham aldığın bir şey var mı?"

Jungkook düşündü ve sonra gülerek, "Müzik, doğanın ritmi gibi benim için. İlham bulduğum anlarda en iyi şarkıları yazıyorum işte."

Jungkook, sessizliğin içinde, önündeki kahvesinden yudum aldıktan sonra aklına gelen düşüncelerle derin bir nefes aldı. Gözleri uzaklara dalmış gibi görünüyordu, ardında Paris'e yapılacak olan iş seyahati konusu vardı. Kafede çalan hafif bir melodi, düşünceli atmosferi tamamlıyordu.

Taehyung'da sevgilisiyle aynı konuyu düşünüyordu, sessizliği bozan o oldu "Güzelim, Paris'e gitmek istiyorsan gerçekten basit şeyler için vazgeçme. Tamam mı? Sırf benim için burda kalıcaksan ve böyle bir fırsatı kaçıracaksan seni affetmem. Bil diye,"

Jungkook, bir süre düşündükten sonra, "İki duygu arasında gidip geliyorum heycan ya da endişe, Taehyung. Heyecanlıyım çünkü bu iş fırsatı benim için büyük bir adım olabilir. Ancak aynı zamanda, seni bir süreliğine de olsa geride bırakmak düşündüğümden daha zor olacak gibi hissediyorum."

Taehyung, sevgilisiyle empatik bir şekilde iletişim kurmaya çalışıyordu, "Anlıyorum. Bu tür ayrılıklar her zaman zor olabilir güzelim. Ancak biliyorsun, senin başarılı olacağına inanıyorum. Ve biz burada, senin geri dönüşünü sabırsızlıkla bekleyeceğiz. Tabii ki de senle gelmeyi isterdim,"

Jungkook, Taehyung'un sözlerine gülümsedi ve "Hayır, sen kendini bu konuda suçlama. Annenle olman gerektiğini biliyorum, umarım en kısa sürede sağlığına kavuşur." dedi. Parmakları sevgilisinin parmaklarına geçirirken "Umarım" dedi

Jungkook ve Taehyung, kafe köşesinden ayrılıp evlerine gitmek üzere arabalarına doğru ilerlediklerinde, şehrin sokaklarındaki hafif serin rüzgar ve ay ışığı, atmosferi yumuşatıyordu.

Arabaya binerken, içeri adım attıklarında hafif bir melankoli vardı havada. Jungkook, direksiyona geçerken "Yaşlandın sende hep ben sürüyorum dede"

"Piç," diyerek mırıldandı neşeli sesiyle

"31 yaşındasın artık kabullenmen gerekiyor" dedi bu sefer "Sende hâlâ benle ilk tanıştığın zaman ki yaşıma gelemedin, veled." Diye devam etti Tae

"Küstüm ya" dedi küçüğü.

Taehyung, arabada ilerlerken sessizliği bozdu, "Akşam ne yemek istersin? Belki birlikte bir şeyler yapabiliriz, veled."

Jungkook, düşünceli bir şekilde, "Belki de pizza yapabiliriz. Ya da senin canın başka bir şey çekiyorsa ona da açığım, Dede."

Taehyung düşündü ve gülerek, "Pizza iyi fikir. Ama üşendirici, sen yaparsın" gözlerini kapattı "güzelim."

Jungkook, "Tamam, tamam! Ananasta eklerim?" dedi, mutlu bir şekilde.

Taehyung, "Ananas ne oruspu çocuğu, siksen ekletmem tadı iğrenç oluyor." diye karşılık verdi. "Dana" dedi Kook sakince "Bok ye."

---

Jungkook, mutfağa girerken gülerek, "Hani sen yapmayacaktın, üşendiriciydi demiştin," dedi, dalga geçer bir tonla.

Taehyung, kaşlarını kaldırarak, "Ananas ekleme diye," ofladı "Bide seninle beraber yapmak daha eğlenceli olacak gibi." diye yanıtladı.

Jungkook, hamur üzerinde elleriyle oynarken, "inandım hadi tamam"

Taehyung, mutfak tezgahında malzemeleri düzenlerken, "Tabii, Tabii hadi uzatma" dedi, sonrasında tezgahın diğer tarafına geçerken sevgilisinin yanağına buse kondurdu.

Jungkook, malzemelere göz atarak, "Ananas yok," dedi, "Yedim hepsini ne yazık keşke daha önce söyleseydin," dedi omuz silkerek

"Yaşlı moruk dede,"

---

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Neighbour | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin