¹³ᴀʟʟᴇɢᴀᴛɪᴏɴ

277 39 30
                                    

Heyecan ve gerginlikle oturmuş, çıkış zilinin çalmasını bekliyordu Riki.

Sunghoon'la dünde vakit geçirmişti, fakat bu seferkinin farklı olduğunu hissediyordu.

Sunghoon onu kırmıştı, onu kırmıştı ve şimdi de kendisini affettirmeye çalışıyordu.

Teneffüste birbirlerini her gördüklerinde, Sunghoon ona güzel gamzelerini sunarcasına tebessüm etmiş, bir kaç kez sınıfına kadar gelmişti.

İster istemez sevgili gibi oldukları düşüncesine kapılmıştı Riki. Daha sonra bu düşünceye hapsolmamak uğruna yavaşça kafasını iki yana salladı.

"Bay Nishimura, dersimle ilgilenmek yerine ne yaptığınızı merak ediyorum doğrusu. Kafanızı olumsuzca sallamanızın bir nedeni olmalı."

Lanet olsun, diye geçirdi içinden Riki.

Her okuldaki uyuz matematik hocası, onlarda da vardı ne yazık ki.

Dediğini biraz geç algılamış olsa da, cevap vermek için ağzını araladı. Fakat kadının elini kaldırıp onu durdurması bir oldu.

"Nasıl bir bahanen olduğuyla ilgilenmiyorum, kalk ve soruyu çöz. Sanırım bu, dersten daha önemli bir şey olmadığı konusunda sana yardımcı olur."

Park Sunghoon, elbetteki saçma sapan bir matematik dersinden daha önemliydi onun için.

Matematiği iyiydi, bunu o da biliyordu.

Ama sanki sabır sınamak için yapıyordu. Sıktığı dişleri ve yumrukları ile sırasından kalkmış, tahtaya yürümüştü Riki.

Soruya bir göz gezdirdikten sonra, saniyeler içinde cevap cevaplamıştı.

Kalemi bir prens selamıyla eğilerek hocaya uzatırken, "Sanırım bu, dersi aslında dinlediğim konusunda size yardımcı olur," dedi ve sinir bozucu olduğunu düşündüğü bir tebessümle yerine oturmuştu.

Aradan beş dakika geçince, tüm öğrencileri mutlu edecek o melodi çaldı ve bir dakika içinde tüm sınıflar okul koridorlarına döküldü.

Riki de arkadaşlarıyla sınıftan çıkarken, Sunghoon'un grubu ile karşı karşıya gelmişlerdi.

"Selam Riki," diyerek el salladı Sunghoon.

Güne pek iyi başlamamış olsa da, bu ufaklıkla vakit geçirecek olması onu mutlu ediyordu.

Riki'nin de arkadaş grubu toplanınca, Sunghoon onu aralarından kaçırmış, iki grubun da tanışması için fırsat sunmuşlardı.

Hâlinden şikayetçi olan yoktu o an için. Arkadaşları mutluydu, kendileri de yeni arkadaş ediniyordu.

Sessiz sokakta ilerlerken, Sunghoon konuşmaya karar verdi.

"Özür dilerim tekrardan, haksızdım."

"Sorun değil hyung."

"Bana göre sorun, eminim sana göre de öyledir. Ama söz, bir daha olmayacak."

"Umarım. Eh, nereye gidiyoruz?"

"Bildiğim güzel bir kafe var, oraya gideriz diye düşünmüştüm. Sorun olur mu?"

"Hayır, hayır. Gidebiliriz."

"O zaman naş naş, istikamet-"

"Ay, kafenin ismini unuttum Riki."

Sunghoon'un dediği şeyle Riki gülmeye başlarken, büyük olanın kendi gülüşünde takılı kalan gözlerinden bir haberdi.

Daha fazla uzatmadan yollarına devam etmişler, sonunda kafeye ulaşmışlardı.

Riki gördüğü şirin yerle tebessüm ederek içeri adımlamıştı.

Burayı biliyordu, fakat daha önce gelme fırsatı bulamamıştı.

Sunghoon da ardından içeriye geçerken, cam kenarındaki masaya oturdular.

Bir kaç dakika sonra yanına gelen garsona siparişlerini verdikten sonra sohbete dalmışlardı.

"Hayır yani hyung, aptal gibi davranıyor. Ne olmuş iki dakika tahtadan gözlerimi ayırdıysam? Kadındır, özel günüdür diyordum önceden. Ama bu kadın yılın her vakti, ayın her günü böyle. Bu kadar agresif olmaktan hiç mi bıkmıyorsun be teyzem? O yaşlı başlı halinle uğraşıyorsun küçücük çocuklarla-" diye matematikçiye laf etmeye devam ederken, Sunghoon'un gülmemek için kendini sıktığını fark edince susmuştu .

"Sorun ne?"

"Riki, tamam yeter artık. Videoya çekelim."

"Ne? Neyi?"

"Videoya çekecektik ya hani, iddiayı kaybedersen?"

"Anlamıyorum."

"Nishimura Riki, bugün dersimi dinlemediğin yetmiyormuş gibi, birde dedikodumu mu yapıyorsun?"

Riki'nin gözleri şaşkınlıkla açılmış, başından aşağı kaynar sular dökülmüştü.

Hayır, rüya falan görüyor olmalıydı değil mi?

Yavaşça arkasını dönerken, gergin bir tebessüm kondurmuştu yüzüne.

"Merhaba hocam, merhaba~"

Bu tatlılığın seni kurturamayacak Nishimura, sıçtın.

"Sanırım benim hakkımda konuşuyordunuz."

Riki, "Hocam yok, öyle değil, yani yanlış anladınız," diye gevelerken, Sunghoon girmişti araya.

"Hocam yanlış anladınız, hemen doğrusunu anlatayım ben. Riki okulda arkadaşlarıyla bir iddiaya girdi ve kaybetti. Kaybedene verilecek cezayı başta belirlememişler, daha sonra akıllarına bu fikir gelmiş. Riki'nin okuldan seçtikleri bir hoca hakkında konuştuğu bir video çekip okulun magazin sayfasında yayınlamasını istemişler. Riki de onun için pratik yapıyordu."

Sunghoon'un saniyeler içinde bulduğu yalana karşın, Sunghoon'a şok olmuş şekilde bakıyordu Riki.

Matematik hocası bir kaç saniye daha kendilerine baktıktan sonra, "Öyle olsun bakalım, okul dışındayız zaten. Yapabileceğim pek bir şey yok. Görüşmek üzere, iyi eğlenceler," demiş ve masada onu bekleyen diğer kadının yanına gitmişti.

Riki anında derin bir nefes alıp arkasına yaslanırken, Sunghoon'un söylediği aklına gelmiş ve gülmeye başlamıştı.

"İddia demek? Çok iyi bahaneydi."

"Bence de."

Riki ve Sunghoon bu cevaba karşın gülerken, gelen siparişleri ile susmuşlardı.

Sunghoon çikolatalı pastasından bir çatal aldıktan sonra geriye yaslanmış "Beğendin mi?" diye sormuştu Riki'ye.

"Acayip güzel! Çok teşekkür ederim."

"Asıl ben teşekkür ederim, kendimi affettirmek için bana fırsat tanıdığın için."

Riki duydukarı karşısında biraz utanırken, bir şey demeden önündekileri mideye indirmeye devam etti.

Bir saat kadar daha oturduktan sonra kalkmış, Riki'nin ısrarı üzerine bir AVM'ye gitmiş, en üst kattaki oyun salonuna ilerlemişlerdi.

Tedirgindi o sırada Sunghoon, kimsenin kendisini görmesini istemiyordu. Özellikle ailesini tanıyan birinin.

Ancak o an bu tür şeyler önemini kaybetti ve eğlenmeye odaklandı; kendilerini izleyenlerden habersiz bir şekilde...

__________________
Hiçbir şekilde kontrol edemedim, umarım saçmaladığım bir kısım olmamıştır...

•2023-7-17•

Kᴀᴄ̧ɪɴ Kᴜʀᴀsɪ| HᴏᴏɴKɪHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin