¹⁵ı'ᴍ ᴡɪᴛʜ ʏᴏᴜ

128 24 31
                                    

nikimura
Yanındaki kimdi?

parkhoon
sana ne
kimden bahsediyor aq bu/
kimden bahsediyor/

nikimura
Geçen gün öyle demiyordun ama Park.
Bana yazmamamı söylediğin hâlde sen bana yazdın.
Ne oldu şimdi?

parkhoon
korkak olduğun kadar boş boğazsın da bakıyorum

nikimura
Kimmiş korkak?
Ben mi?
Komik olma.

parkhoon
çıkışta neden gelmedin o zaman
korkağın tekisin

nikimura
Geldim.
Geldim Sunghoon.
Bekledim dakikalarca.
Ama sen önce biriyle tartıştın, ardından o aptal Japonla gittin.

parkhoon
haddini bil
sen kimsin de insanlar hakkında böyle ileri geri konuşma hakkını kendinde bulabiliyorsun
benimle daha fazla uğraşma
bir hackerle bitiririm işini

nikimura
Ups:)
Sunghoon hyung sinirlendi.
Sakin ol.
Beni bulmak isteseydin çoktan bulurdun.
Yani boş bahanelere sığınma.
Bye.

(Görüldü)

Sunghoon telefonu sinirle masaya koymuş, öfkeli bakışlarını etrafta gezdiriyordu. Bu hâlini fark eden Jay de arkadaşına dönüp sorgularcasına bakmaya başlamıştı.

"Ne oldu yine Sunghoon?"

"Oğlum, geçen bana yazan dayı var ya."

"Evet. Gruba yazdın hatta. Ama sonradan konuyu açmadın bile."

"Açmadım mı? Ulan anlattım ya."

"Sunghoon..."

"Anlatıyorum."

"Heh."

"O dayı değilmiş işte."

"Sen ciddisin?"

"Ciddiyim tabi ya."

"Anlatsana şu olayı bana baştan."

"17 yaşında ergenin teki çıktı o dayı. Musallat olmuş başıma. Ne desem gitmiyor. Tehdit ettim anlamıyor. İşin kötü yanı ben onu Nicholas sandım ve çocuğa demediğimi bırakmadım. Tabi o da aynı şekilde cevabını vermekte gecikmedi. Olay bu yani. Düşünüyorum, düşünüyorum ama yok. İşin içinden çıkamıyorum."

"Sen ne yaşıyorsun günlerdir? Kusura bakma. Bilsem yardımcı olurdum."

"Heeseung'tan başkasını gözün görüyor mu ki Jay? Gururundan ödün vermeyeceksin diye 4 senedir açılmadın çocuğa. Hazırlıkta bir tutuldun. O gün kaybettik seni."

"Hatırlatmasaydın iyiydi sanki."

"Unuttuğu var ya sanki."

"O da doğru. Of. Bıktım artık cidden."

"E git açıl?"

"Yapamam Sunghoon. Biliyorsun."

"Biliyorum. Ve keşke bilmeseydim. Keşke bunu bileceğimi başka bir şeyi biliyor olsaydım."

Sunghoon okuldan geldiği gibi odasına çekilip kendini yatağa atmıştı. Şu anonim hesap kafasını öyle kurcalıyordu ki, hiçbir şeye odaklanamaz olmuştu. Sinirle nefesini verip ayağa kalktı ve yatağın altındaki gitarı çıkardı. Annesi evde yoktu. Bu yüzden rahatlıkla çalabilirdi gitarını. Tam gitarın akortlarını ayarlarken, kapısının tıklatılması ile öfkesi kendini yine belli etmişti. Hızlıca kalkıp gitarını çantasına yerleştirdikten sonra, "Gel!" diye seslenmişti.

Yüzündeki hınzırca gülümsemeyle babası içeri girdiğinde rahatlamış ve tebessüm etmişti.

"Ödümü kopardın baba!"

"Gizli işini böldüm galiba."

"Eh biraz öyle oldu."

"Biraz konuşalım mı?"

Pekâlâ. Babası her zaman ona karşı oldukça nazikti. Ama gerilmeden de edemiyordu işte.

"Konuşalım."

"Gel bakalım."

Babası, odasının diğer tarafında bulunan büyük koltuğa geçtiğinde Sunghoon da onu takip ediyordu. Ayakkabılarını çıkarıp bağdaş kurarak oturduğunda ise yüzünde içten bir tebessüm vardı.

"Kendin olmak her zaman daha iyidir evlat." demişti ve Sunghoon'un da ayakkabılarını çıkarıp bağdaş kurmasını izlemişti.

"Nasılsın?"

"İyiyim baba. Sen?"

"Öylesine değil, gerçekten iyi olduğunu duyarsam daha iyi olacağım."

"Gerçekten iyiyim."

"Günlerdir gitarını eline bile almıyorsun. Sessiz sedasız o iğrenç piyano derslerine giriyorsun. Hep düşüncelere dalıp gidiyorsun. Sence de gerçekten iyi misin Sunghoon?"

Bir ses vermedi Sunghoon. Hiç farkında değildi yaptıklarının. Kafasını eğip düşüncelere daldı yine. Ta ki babası uzanıp elini tutana kadar.

"Oğlum. Her zaman arkandayım. Hatta yanındayım. Ne olursa olsun bana anlatabilirsin tamam mı? Aramızda. Aynı şey değil belki ama, bana anlattığın herhangi bir sır da o gitar meselesi gibi aramızda kalacak. Anlaşıldı mı?" demiş ve imayla göz kırpmıştı Bay Hwan.

Gitar meselesi...

Daha küçükken piyano almak için gittikleri bir mağazada gözüne çarpan gitar bölümüne adımlarken, babası da onu takip etmiş ve eşinden gizli bir gitar almıştı oğluna. O günden sonra ise her hafta ikisi beraber dışarı çıkar gibi yapmış, gitar derslerine gitmişlerdi baba-oğul. Geçen seneki doğum gününde ise babası ona özel tasarım bir gitar hediye etmişti ve annesinin evde olmadığı her fırsatta doyasıya çalıyordu.

"Teşekkür ederim baba."

"Ben teşekkür ederim suç ortağım."

Babasının kolları arasına girip bir kaç dakika orada dinlendirdi kendini.

Gerçeği bilse, yine sarmalar mıydı onu böyle? Yine izin verir miydi Sunghoon'un kolları arasında dinlenmesine?

_______________
[Umarım bölümü beğenmişsinizdirrr! İyi gecelerrr♡]

•2024-04-12/2024-04-13•

Kᴀᴄ̧ɪɴ Kᴜʀᴀsɪ| HᴏᴏɴKɪHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin