Günün yavaştan yükselen ışıklarıyla birlikte, Sunghoon savsak adımlarla okula doğru ilerliyordu. Okul çantasını sırtında taşırken, hafif bir esinti saçlarını okşuyor, sanki içindeki düşünceleri rahatlatıyor gibiydi. Evden çıkmadan önce annesiyle arasında geçen düzgün diyalog aklını bulandırmış, bir huzursuzluk dürter olmuştu kendisini.
Normalde tam bir gösteriş bağımlısı olan annesi onu özel araçla okula gönderir, gerekirse arkadaşlarını da aldırtırdı. Ama bugün Sunghoon'un isterse okula yalnız gidebileceğini söylemiş, güler yüzle oğlunu uğurlamıştı. Herhangi bir akranı için bu oldukça normal ve güzel olabilirdi ama Sunghoon için öyle değildi. Aksine, annesinin bu sıcak ve düşünceli tavrı onu germişti. Geçenlerde aralarında geçen tartışma sebebiyle kendisini az da olsa anlamaya başladığı için böyle yaptığını düşünmüştü ilk dakikalarda. Ama hayır. O Park Myeong'tu. Kendisinden başka kimseyi düşünmezdi. Geçmişte daha büyük kavgaları olmuştu, geçenlerde yediği tokat onun için bir ilk değildi. Annesi onu kâle alacak ve buna uygun davranacak biri değildi.
Okulun yüksek binası görüş açısına girdiğinde, derin bir nefes aldı.
Başlıyorlardı.
Yine o iğrenç kişiliğe bürünecek, arkadaşlarıyla okulu birbirine katacaklardı ve bundan zevk aldığı falan yoktu.
Durdurduğu adımları tekrar ilerletecekken, arkasından gelen ve âdeta sırtına atlayan bedenle dumura uğramıştı.
"Güünaayydın!"
Yanına gelen bedene bakarken, "Korkuttun beni Riki! Günaydın." diye söylenmişti Sunghoon.
"Üzgünüm. Bir yerini acıttım mı?"
"Hayır, hayır. İyiyim. Ama kendine zarar verebilirdin. Dikkatli ol."
"Tamamdır hyung~"
Sunghoon nadir gösterdiği içten gülümsemesini Riki'ye sunmuş, ardından okula doğru yürümeye devam etmişlerdi.
"Ders çalıştın mı bakalım dün?"
"Elbette. Biraz zorlandım gerçi ama elimden geldiğince çalıştım."
"Zor mu? Hangi derse çalıştın ki?"
"Liberal sanat. Tarih kısmı zorlamıyor pek ama, felsefeye gelince kafam patlayacak gibi hissediyorum."
"Anladım. 2. sınıflarda zor ilerleyen bir ders sanat. Ama son sınıfta daha kolay geçiyor. Çünkü konulara aşina oluyorsun. Demem o ki, çalışmayı sakın bırakma. Bir kere bırakırsan ipin ucunu bir daha yakalayamazsın."
"Elimden gelenin en iyisini yapacağım."
"Fighting!"
"Fighting!"
Sunghoon gülerek Riki'nin saçlarını karıştırmış, okula girmeleriyle gülüşü solmuştu.
Nefret ediyordu buradan.
Tam Riki yanından ayrılacağı sırada kolundan tutmuş ve durdurmuştu onu.
"Seni bizimkilerle tanıştırayım mı? Eminim çoğunu tanıyorsundur zaten."
"Olur."
Sunghoon onun kolunu bırakıp önden yürürken, Riki de onu takip ediyordu. Arka bahçenin yakınlarındaki banka geldiklerinde Sunghoon bir ıslık çalmış, arkadaşlarının bakışları da ikiliye dönmüştü.
"Günaydın. Sizi Riki'yle tanıştıracağım."
"Oha. Manitin mi?"
"Boş boğazlık yapma Heeseung. Yeni bir arkadaşım. Bugün bana eşlik etti. Bende sizinle tanıştırmak istedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kᴀᴄ̧ɪɴ Kᴜʀᴀsɪ| HᴏᴏɴKɪ
Fanfiction𝗻𝗶𝗸𝗶𝗺𝘂𝗿𝗮 Aman bize nasip olur inşallah, boyuna da posuna da bin maşallah🔥 ↳𝘀𝘂𝗻𝗴𝗵𝗼𝗼𝗻.𝗽𝗮𝗿𝗸 Ne diyon dayı