Tahminimce 3 gündür uyumuyor , bir yaşam belirtisi arıyordum. Belki bir umut buralar da birileri kalmıştır.
Biraz daha yürümemle ilerdeki ev gözüme ilişti. İçerden birtakım sesler geliyor ve sesler artiyordu. Aylaklar yavas yavas eve toplanmaya baslamisti. Kemerimde duran iki bıçağı çıkartıp aylaklari temizlemeye basladim.
Tüm aylaklar bitince yavaşca eve girdim. "Hey burda biri varmi?" "Yardim etmeye geldim."
Yukardaki merdivenlerden koşarak inen küçük kız çocuğu korkuyla bana bakiyordu. Bıçaklarımı geri kemerime koyup yavaşça kizin yanina ilerledim.
"Hey! Selam küçük kiz annenle baban nerde?" kiz soruma cevap vermek yerine kafasini sağa sola sallamisti. "Anladim yani gittiler mi?" kiz bu seferde kafasını assagi yukarı sallamış, ağlamaya başlamıştı.
"Hey hey tamam sorun yok küçük kiz ben buradayım" diyip kizi kucağıma alip sakinleştirmeye basladim. 6-7 yaşında olduğunu sandığım hafif kumral omuzlarına gelen saçları yukardan toplanmıştı. Kahve gözleri ağlamaktan kızarmış şekilde bana bakıyordu.
"Pekala o zaman benimle gelmeye ne dersin?" diye kiza bir soru yönelttim. Düşünmeden kabul etmis olacakki hemen kafasini salladi. "Burada bekle ben bi mutfağa gideyim" dedim ve kızı koltuğa bırakarak mutfağa doğru ilerledim.
İşe yaracak ne bulduysam çantama koydum. Su, yemek, bıçak, matara , çizgi roman -her ne kadar cok işe yaramasa da canımın sıkıntısı gidiyordu- hepsini çantama koydum. Kızı da alarak evden çıktım.
Uzun bir yürüyüş ardından küçük bir kulube bulduk ve orda dinlenmeye karar verdik. Kizin isminin Lenora olduğunu öğrendim. Cok konusmuyordu fakat konusunca da susmuyordu. Fakat bu özelliği çok tatlıydı yolda eskiden okulda yaptığı şeyleri anlatip durdu ve bu çok tatlıydı.
Şimdi kulübenin önüne gelmiştik, kapıyı açtım ve kapiya ses çıkartacak şekilde vurdum. Bir kaç tane aylak ayağa kalkarak bizim olduğumuz tarafa geldi. Lenora'yi geriye çekerek aylaklarim üzerine gittim. Kemerimde ki bıçakları cikartarak kolay bir şekilde iki aylagida öldürdüm. Lenora içeri geçerken bende yerde yatan aylaklari dışarı çıkardım.
Artik Lenoranin rahatlikla yatacağı -beton yer her ne kadar rahatsa- bir yer hazırladım. Tabiki de uyumicaktim her türlü şeye karşı nöbet tutmaliydim.
Sabah olmuştu. Tüm gece uyumak istesemde kaybettigim abimi düşünüp durdum. O aylak sürüsünde basina bir şey gelmişmidir. Kurtulmus mudur? Kafami karistiran bu sorular yüzünden hic uyku basmamıştı. Simdi ise mışıl mışıl uyuyan Lenorayi uyandirmam gerekli.
Lenora tatli bir gülüşle uyanıp bana bakti ve "Günaydınn" dedi neşeyle.
Gerçekten de ne kadar tatlı bir kızdı böyle. "Hadi bakalim tatlim kalkta yolumuza devam edelim." diyip Lenorayla birlikte ayağa kalktim.
Sırtıma taktığım silahi dün gece çıkarmıştım. Şimdi ise tekrardan omuzma astım ve Lenora'nin elini tutarak kulübeden ciktim.
"Natasha abla ben çok susadım" diyip kolumu çekiştiren Lenora'ya baktım. Çantamdan küçük matarayi çıkartıp Lenora'ya uzattım " Al bakalim tatlım" Lenora suyu iştahla içip matarayi bana uzattı. "Birileri galiba çok susamış" diyip Lenoranin yanağından bir makas aldim. Koca bir gülümsemeyle bana karşılık veren Lenora ile gülerken art arda gelen silah sesleriyle üç sokak önden geldiğini tahmin ettiğim silah seslerinin oraya gittik.
Polis üniforması giyen bi adam elindeki küçük silahla aylaklara ateş ediyordu ama aptal sıktığı silah öldürdüğü aylaklardan daha fazlasinin onun yanina gelmesini sağlıyordu. Bacağımda bulunan kemerdeki silahi çıkarmış tam arkasinda olan aylagi vurmak zorunda kalmıştım. Adam merminin sıkıldıği yere yani bize doğru baktı.
Teşekkürler anlaminda kafasını salladi ve bizi elleriyle yanına çağırdı. Lenorayi kucağıma alip adamin yanına gittim.
O sırada şapkalı,genç olduğu çok belli olan çocuk polis olan adami kenara çekti " Orda yaptığın cilginlikti dostum mermilerini niye harcadin"
Sonrasinda beni ve kucagimda ki Lenorayi fark etmis olacakki bize yandan bir bakış atmıştı. Aylaklar buraya gelmeye başladığında sapkali çocuk "beni takip edin " diye bağırmışti. Lenorayi kucağından indirip merdivenleri cikan iki adamin arkasindan Lenorayi yolladim. Tam bende merdivene çıktığım anda aylagin biri ayağımı yakalamıştı hızlı ve güçlü bir şekilde ayağımla aylağin kafasını ezdikten sonra hızlıca yukarı tirmanmaya başladım.
Bir süre sonra yukarda durunca iki adamın yanina gittim. Lenora bacaklarimin arkasinda durup saklandığını düşünüyordu.
Polis olan adam konuşmaya başladı
"Beni orda kurtardığın için teşekkür ederim. Ben Rick " şapkalı çocuk adamin uzattığı eli sıkmış "Glenn" demişti o sırada bana sorgular şekil de bakan iki adam da ellerini uzatmıştı. İkisiyle de selamastiktan sonra ismimi söylemiştim."Natasha, Natasha Romanoff. Buda Lenora Black.
Rick sonrasinda " Orda hayatimi kurtardığın için teşekkürler kafam biraz dağılmıştı ve arkamdaki aylaği fark etmemiştim. Tekrar teşekkürler "
"Teşekküre gerek yok ben işimi yaptim"
Ve bölüm biterrr. İlk kitabım ve açıkcasi oldukça heyecanliyim. Aşşağı Natasha ve Lenoranin a
temsili fotoğraflarıni koyucamNatasha Romanoff
Lenora Black
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opia // Daryl Dixon
FanfictionOpia, bir insanla göz göze bakışmanın verdiği yoğun his.