Allah'ım yıl olmuş 2024 ve yılın ilk bölümünü yazıyorum. Merak etmeyin bir şey olmadı ve yaşıyorum.
Gerçekten kafamda o kadar çok hikaye varki hangisini yapacağımı bilmiyorum. Yazıyorum siliyorum, yazıyorum siliyorum.
Ve beğeniler bir tik moralimi bozmuyor değil. Herneysee başlayalım o zaman.
büyük ihtimal bölümleri unuttuz o yüzden bu bölümü okumadan önce önceki bölümü okuyun.
~~~~~~~~~~~~~~~~
Jim'in ısırıldığını öğrendikten sonra uzun bir konuşma yapmıştık. Elimiz ayağımıza dolanmıştı. En son Rickin ortaya koyduğu hastalık konrtol etme merkezi fikrini uzun uzadıya düşündük. Fikir anlaşmazlığı çıktı.Herkes dağıldı. En son Dale'i Andrea'nin yanına giderken gördüm. "Hey Dale" ona yetişmek için biraz koştum. "Hala ümidin var mı?" Dale bana baktı "Her zaman ümit vardır Nat." gülümsedi ve Andrea'nin yanına gitti. Bir şeyler konuşuyorlardı ama duyamadım. Beni ilgilendirmez diyerek ordan ayrıldım ve Darylin yanına gittim.
Isırılıp paramparça olanları daha dönüşmeden öldürüyordu. Karavana yaslı duran kazmayı aldım. Daryl yandan baktı ama çokta umursamadı ve geri işine döndü. Bende işe başladım.
Daryl tam kazmayı kaldırmış yerde duran ölüye vuracakken Carol geldi.
"Dur, ben yaparım sonuçta o benim kocam." diyerek Daryldan kazmayı aldı. Yerde yatan kişiye baktım. Ed. Hiç tanınmayacak hale gelmişti.
Carol hıçkırıklarla kazmayı kafasına geçirdi. Üst üste vuruyordu. Tüm sinirini ölen kocasından çıkartıyordu.
Carol kazmayı bıraktı ve karavana yaslanarak oturdu. Bizde işimize devam ettik. Az kişi kalmıştı. Kazmayı kaldırmaktan kollarım ağrımıştı. Silah sesi duymamızla Daryl ile birbirimize bakıp karavanin ön tarafına koştuk. Arkadan korkuyla gelen Carol yanımızda durdu.
Amy..
Dönüşmüştü ve Andrea onu vurmuştu. Herkes iki kız kardeşi izlerken bu manzaraya daha çok katlanamayıp oradan ayrıldım.
Herkes yavaş yavaş dağıldı. Rick ve Shane ölüleri görmeye gitti. Peşlerine takıldım. Tam o sırada arabayla cesetleri getiren Daryl ve diğerlerininde gelmesiyle kalabalığa baktım.
"Cesetleri yakmalıyız diyorum hala. Böyle konuşmamış mıydık?" "Hepsini yakacaktık plan bu değil miydi?" Shane işini yaparken Daryla karşılık verdi. "Başta evet." "Çinli adam duygusallaşıyor böyle olmaz diyor biz de onun sözlerine uyuyoruz?" Kimse Daryla yanıt vermiyor, sadece dinliyordu." Buradaki insanlar yetkilinin kim olduğunu ve kuralları bilmeli."
Rick en sonunda cevap verdi. "Ortada kural yok ki" "Bence bu bir sorun" diyerek Lori araya girdi. "Eskiye dair tutunacak zamanımız olmadı."
"Yas tutacak zamanımız da. Ölülerimizi gömmeliyiz. İnsanlar böyle yapar."
Peki biz insan mıydık? Yaşamımız için birilerini öldürmemiz gerekiyordu. Bu hayatta yas tutmadan önce eskileri bırakıp hayatımıza dönmemiz gerekiyor. Canımız için savaşmak, canımız uğruna insanları ezmek? Yavaş yavaş canavara dönüşüyorduk ki ben zaten öyleydim. Daha çocukluğumdan itibaren canavar gibi yetiştirilip asla biri için üzülmemem öğretildi. Yas tutmak benim için eziklikti peki onlar için? Yavaş yavaş duygularını kaybettikten sonra yas tutma değil hayatta kalma ihtiyaçlarını karşılamak için savaşıcaklar.
Andrea gibi. Duygularını kaybetmiş bir insandan yas tutmasını beklemeyin.
Şimdi ise ateşin başında oturmuş Rick, Shane ve Dale'in ormandan dönmesini bekliyorduk.
Max 3-4 dakika sonra Dale , Rick ve Shane ormandan döndü. Ellerindeki silahları yere koyarken Shane" Ben Rickin planını düşündüm. İki şekilde de hiçbir şeyin garantisi yok." Cümlesini bitirip bize baktı.
"Bunu kabul eden ilk kişi benim. Bu adamı uzun zamandır tanıyorum ve içgüdülerine güvenirim." Rick ile bakıştıktan sonra Shane konuşmasına devam etti. " Bence burada önemli olan şey, hep birlikte kalmak."
"Sizde benim gibi düşünüyorsanız, yarın ilk iş yola koyulalım."
Shane onay beklercesine bana baktı. Emin değildim, sadece Lenora'nın iyi bir yerde büyümesini istiyordum-ki buraya da bu yüzden gelmiştim-
Evet dercesine bir bakış attım.
Gruptakiler de bu fikri onayladıktan sonra Shane yapacaklarımızı anlatmak için bizi arabaların oraya hazırlanmak için götürdü.
"Herkes beni dinlesin. Telsizde olanlara söylüyorum, 40. Kanaldayız. Gereksiz yere kullanmayalım tamam mı?" Ardından Shane'nin yanında duran Rick bir adım öne çıkarak konuşmaya başladı.
"Bir terslik olursa, mesela telsiziniz yoksa bir sinyal alamazsınız, bir kez korna çalın. Karavan duracaktır."
"Sorusu olan var mı?"
Morales yaslandığı arabadan öne çıkarak sesindeki titremeyle "Biz gelmiyoruz." dedi.
Grupta ufak çaplı sessizlik oluştu. Ardından Morales'in karısı " Ailemiz Birmingham'da onlarla olmak istiyoruz."
Gerçi kendilerini koruyabilirler miydi? "Tek başınıza kalırsanız, sizi koruyacak kimse olmaz." diyerek uzun zamandır konuşmamanın verdiği boğaz kuruluğuyla sesim biraz tiz çıkmıştı.
Boğazımı temizledim ve duruşumu dikleştirdim. Yanımda duran Lenora'nın omuzunu tuttum. Morales bana dönerek "Şansımızı deneyeceğiz. Bende kendi ailem için en iyisini yapmalıyım."
"Emin misin?" "Bunu aramızda konuştuk Rick. Eminim."
Rick "Pekala Shane" diyerek yanında duran silah çantasına eğildi. Çantayı karıştırarak küçük bir silah çıkardı.
Silahı ve jarjor kutusunu Moralese uzatıp "Kutunun yarısı dolu." dedi.
Lori üstünde oturduğu arabadan inerek "Her şey için teşekkürler" diyip Morales'e ve karısına sarıldı.
Uzun zamandır birlikte oldukları belli olan bir dostluk böyle biticekti belli ki?
Eğer bu salgın olmasaydı asla tanışamayacaklardı. Yeni bir dostluk ve yeni bir bitiş daha.
Morales ve ailesi küçük bir arabaya binip kamptan uzaklaştılar. Bizde hastalık kontrol etme merkezine doğru gitmeye başladık.
~~~~~~~~~~~~
Üzgünüm kısa bir bölüm oldu ama yaşadığımı belli etmek istedim.🎀
Bu kadar ara vermek yetti sanırım. Bölümlere tekrar başlamam gerek.🤥
Çok mu yavaş ilerliyor bölümler bilmiyorum ama bazı yerleri atlamak istiyorum haberiniz olsun lütfen.Burayı çoğunuz okumuyor o yüzden kısa tutucam.💙
Yorum ve vote atmayı unutmayın çünkü vote attıkça bölüm yazasım geliyor.✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opia // Daryl Dixon
FanfictionOpia, bir insanla göz göze bakışmanın verdiği yoğun his.