22

158 13 61
                                    

Üç hafta sonra

Birbirine kenetlenmiş ellerimize baktım gülümseyerek. Hastane günü arda ile sarıldıktan sonra her şey çok hızla gerçekleşmişti. Babamın durumunun iyi olduğu normal odaya alındığı haberi verilmişti. Babam normal odada uyurken annemde hâlâ uyanmamıştı.

Annemin uyandığı zaman beş dakika ardından babam da uyanmıştı. Hissetmişse demek.

Bir hafta boyunca annem işinden izin almıştı. Ben okula devam etmiş okuldan gelir gelmez anneme ve babama yardım etmiştim. Babam iki hafta süreç de toplanmıştı ama ne olur ne olmaz diye bir hafta daha evde dinlenmişti. Haftaya işine devam edecekti. Ne derse diyelim vazgeçirememiştik kararından.

Bu üç hafta içinde arda ile daha çok yakın olmuştuk. Bana hiç beklemediğim anda arkadaşlarıyla beraber kafede otururken çıkma teklif etmişti.

O günden sonra sevgili olmuştuk. Arınlar tatilden dönmüştü. Onlara olanları anlattığımda bana çok kızmışlardı onları aramadım diye ama arda ile beraber olmamada çok sevinmişlerdi.

Ada ile de çok yakınlaşmıştık bu üç hafta da. Desteğini hiç eksik etmemişti.

Böyle insanlar tanıdığım için çok şanslıydım.

Arınları ardalar ile tanıştırmıştım.

Hep beraber arın, arda, egemen, çağrı, eray, ada ve ben okulun çardağında oturuyorduk.

Arda beni kolunun altına alıp başımdan öptü. Şaka gibiydi. Bir yıl boyunca uzaktan sevdiğim çocuk şimdi yanımdaydı ve bana sarılıyordu.

Arda ayağa kalkıp tuttuğu elimden beni de kaldırdı. Ortamdaki sohbet durmuş herkes bize meraklı gözlerle bakarken arda söze girdi.

"Ben sevgilimi biraz kaçırıyorum, size iyi eğlenceler" demesiyle hepsi imayla gülümsedi. Bende ardaya gülümseyip peşinden gittim.

"Ee nereye gidiyoruz sevgilim" dememle sertçe yanağımdan öptü.

"Bilmem seninle yalnız kalmak istedim" demesiyle daha çok gülümsedim.

"Gel çikolata alalım bari"

"Alalım güzelim, sen ne istersen alalım"

"Yaa arda, utandırmasana"

Belimden tutup beni kendisine çevirdi.

Ellerimi omuzuna koydum.

"Utanınca daha güzel oluyorsun" dedi yüzünü yüzüme yaklaştırırken.

Başımı sağa eğip gülümsedim.

"Sende utandırınca daha çekici oluyorsun" dememle kıkırdadı.

Burnumun ucundan öptü. Bende gülüp yanağından öptüm. Olduğumuz şekli bozup kantine ilerledik el ele.

Bitter çikolata alıp tekrar bahçeye çıktık.

Banklardan birine oturup çikolatalarımızı yedik. Arda bana döndü. Gülüp cebinden peçete çıkarıp dudağımın kenarını sildi. Ona eşsiz bir şeye bakıyormuşum gibi bakarken bir anda uzanıp yanağımdan öptü.

Ona gözlerimi kırpıştırarak bakarken o bana gülüyordu.

Zilin çalmasıyla ofladım. Bu güzel anı bozmuştu.

Arda ayağa kalkıp elimden tuttu tekrardan.

Baş parmağıyla elimin üstünü okşarken ben ne sevap işledim de onu kazandım acaba diye düşünüyordum.

Sıkıcı bir derse girmiş zilin çalmasıyla çıkmıştık. Ben bizimkilere lavaboya gideceğimi söyleyip yanlarından ayrıldım.

İşimi halledip elimi yıkayıp çıktım.

Boş sınıflardan birinin önünden geçerken ismimi duymamla durdum.

Kapıya yaklaşıp dinlemeye başladım.

"Abi bir hafta kaldı ardanın kazanmasına"

"Egemen, ben başından beri onaylamıyordum bunu. Kaç kere kıza gidip söyleyeceğim dedim durdurdunuz beni. Oğlum kızın duygularını hiç mi düşünmüyorsunuz? Duyduğunda yıkılacak"

"Kusura bakma kardeşim, hatayı en başından yaptık daha geri dönüşü yok. Eğer arda merida ile daha doğrusu anonim ile bir ay boyunca sevgili olursa benim arabamı alacak diye girdik bir kere iddaaya. Arda da kızın onu sevmesinden yararlanarak sevgili oldu onunla. Harbi istiyormuş benim arabayı.

Geçen merida biz kafedeyken ona yazdığı zaman uğraşmamak için gitmemişti. Sonra kızı kaybedeceğini anlayıp yalan felan atıp kandırmış kızı" dedi gülerken egemen.

"Oğlum kız ne kadar çok seviyor görmüyor musunuz? Arda ona yakın davrandığında gözleri parlıyor lan kızın. Ben bunu meridaya yapamam. Üç haftadır her söyleyeceğim sırada tuttunuz beni. Şimdi tutamazsınız söylemeye gidiyorum ben" adım sesleri duyduğumda kafamı ifadesiz bir şekilde kapıdan kaldırdım.

"Lan çağrı! Dur oğlum, arda sıçar ağzına" adım sesleri hızlandığında benden beklenmeyecek sakinlikle aralık olan sınıfın kapısını geriye doğru ittirdim.

Kapı gıcırtıyla yavaşça geriye doğru açılıp duvara çarptı. Sınıfta sesi yankılanırken benim yüzümde ifadesizlikten başka hiç bir şey yoktu.

İkisi de bana şokla bakarken boş gözlerle onları izledim.

"Oyundu?" Dedim tekdüze olan, aiırı sakin bir sesle.

"Bak meri-" elimi kaldırmamla sustu egemen.

"İddaaydı?" Dedim aynı sakinlikle.

İkiside bana tedirgin bir şekilde baktı. Buruk bir şekilde gülümsedim. Burnum sızladı ama gözlerimi doldurmadım. Ağlamayacaktım. Şuan olmazdı

"Nasıl? Eğlendiniz mi bari? Güldünüz mü? Kıza bak ne kadar salak! Hemen kandı bize! Parmağımızda oynatıyoruz haberi yok felan dediniz mi!?"

"Özür dilerim meri. Ben gerçekten gelip sana söyleyecektim. Kaç kere istedim ama izin vermediler. Her şey için özür dilerim" dedi çağrı.

Sandalyelerden birini alıp sınıftaki camlardan birine geçirdim. Cam gürültüyle kırıldı.

Sandalyeyi hışımla yere attığımda yerde gürültülü bir şekilde sekti.

"Özür dile! Camdan özür dile! Bak bakalım düzeliyor mu!? Parçaları tekrar buluşuyor mu!? Kırıldığı güveni tekrar yerine geliyor mu çağrı!?" Bağırmamla suçlulukla başını eğdi. Egemen ise pişmanlıkla bakıyordu.

Hışımla sınıftan çıktım.

Sert ve hızlı adımlarla bahçeye çıktım. Egemen ve çağrı ise arkamda bana yetişmeye çalışıyordu.

-----

Kestiiik.

Hehehe kaos kaos kaoooos

Bölüm nasıldıııı.

Karakterler hakkında ne düşünüyorsunuz.

Ardaya sövme butonuyum.

Sizce çağrı haklı mı?

Beni takip etmeyi satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın canlarım

Satır arası yorum yapmayanı eşekler tepsin! AMİNN

Kendinize iyi bakın.

Sizi seviyoreee.

Şekersiz | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin