-"Seninle sonra görüşücez Hoseok!" Jimin ayağa kalkıp yan gözlerle baktığında bende ayağı kalktım.
Bizi bekleyen müdürün yanına vardığımızda. Aceleci bir şekilde konuşmaya başladı.
-"Gençler önemli misafirlerimiz var bakanlıktan gelecekler. Çabuk gidin şu nakliyat arabasından eşyaları benim odama taşımaya yardım edin." hafif gülümseyip dibinde ki Jungkook'un sırtını patpatladı.
Bende tam onlarla gidicekken beni durdurdu. Biraz beni süzüp "5 kişi yeterli sağol. Ayrıca sen eve git iş uzun sürer herkes çıkıyor." dedi.
Taşıyamayacağımı düşünmüştü. Yanılıyordu. Bi kaç eşyayı taşıyamayacak kadar güçsüz değildim. Sadece "peki." diyerek yetindim ve okulun içine girdim. Eşyalarımı toplayıp evin yolunu tuttum.
Yavaş ve ağır adımlarla, sırtamdaki çantanın demir fermuarının her adımımda çantaya çarpma sesini dinleyerek yürüyordum.
Evin yolu biraz uzak olsada yürümeyi tercih ediyordum. Otobüslerde tıkış tıkış olmaktansa daha iyiydi
Mesanem artık patlayacakmış gibi olduğundan biraz ilerde ki halka açık tuvaletlere girdim.
İşimi halledip kemerimi bağlarken çaldı.
-"Dolu." Sanki sesimi duymamış gibi bi daha tıklattı karşıda ki sabırsız kişi.
Bi kaç kez daha çalınca sinirle kilidi açtım "Dolu dedim ya ne tıklatı- ahh."
Yoongi beni itip kapıyı üzerimize kapadı.
-"N-ne istiyorsun?."
-"Hiç tuvalate geldim."
-"Rahat bırak beni gördüğün üzere tuvalette ben varım çıkayım öyle halledersin."
-"Yok ya. Ben seni klozet olarak kullamak istiyorum belki."
Sertçe yutkundum. Elini fermuarına attığı an yerimde dikleştim. "Senden ve budala arkadaşlarından korkmuyorum Yoongi şimdi defol!" Artık sessiz olmak yoktu. Kendimi ezdirmeyecektim.
Bu söylediklerim hoşuna gitmiş gibi yandan sırıtıp elinin tersiyle yanağımı yavaşca okşadı.
Eline sertçe vurdum. "Bi daha bana dokunma!"
-"Ne yaparsın yoksa kendini mi kesersin? ahahah beni güldürme." Yüzünü yüzüme nefesini hissedebileceğim kadar yaklaştırdı.
-"Hemen de gördüğün şeyleri ötmüşsün Chris'in köpeğisin." sıktığım dişlerim arasından hırlarcası konuştum.
Gözlerimi devirdi. Konuyu uzatmadı ve bana bişey demedi.
-"Seni bırakırım ama bir şartla."
Tek kaşımı kaldırdım 'ne istiyorsun' gibi sorarcasına baktım.
Chris'in gerizekalı 'çetesinde' 2 kişi daha vardı ve onlarda kollarımı tuttu.
-"BIRAK BENİ, SONUN HİÇ İYİ OLMAZ!"
-"Önce seni temizleyelim."
Yoongi buz gibi su dolu tenekeyi başımdan aşağı dökünce heryerim donmuştu. Dişlerimi sıktım. "Ahhh bırakın beni!"
-"Normalde kaynar su dökücektim ama biliyorsun seni seviyorum. Çokca kalp ezik." Ellerini kalp yapıp gözüme sokarcasına yüzümün hizasına getirdi.
Ani bie hareketle elini ısırdım. "Ahh hayvan ya acıdı." elleini aşağı yukarı salladı.
-"Geber."
-"Birazdan sen mi ben mi görücez."
Bana yakın olan bedenini iyice yaklaştırdı. Gömleğimin ön kısmını açmaya başlamıştı. Ellerinden kurtulmaya çalışıyordum. "Çırpınma, çırpınma dedim sana!"
Tokatı tuvalet duvarlardından çarpıp kulaklarıma ulaştığında yutkunmaktan başka bişey yapamadım. Yüzüm su yüzünden hissizleşmiş gibi olsada tokatın etkisiyle iyice sızlamaya başladı.
Önümü açıp neresinden çıkarttığını bilmediğim bıçağı gözlerimin önüne getirdi.
-"İmza ister misin?"
Kafamı sağa sola salladım. "HAYIR BIRAK BENİ."
-"Favori eziğim olduğun için bu isteğini geri çevirmeyeceğim." Yan bir gülüşle bıçağı tenimde gezdirdi.
-"Yapma yalvarırım."
Saçlarımdan tutup yüzüne yaklaştırdı beni. "Yoongi.."
-"Sus orospu." Gözlerimden yaşlar firar ederken kapı çalınmaya başladı.
-"AÇ LAN KAPIYI!" Bu Taehyung'un sesiydi.
Ardından Jungkook'un sesini duydum.
-"KAPIYI KIRDITTIRMA BANA! AÇ LAN ŞU KAPAYI KÖPEK!"
Ne yapacaklarını bilmez bir şekilde birbirlerine bakıyorlarken Yoongi hiç beklemediğim bir şekilde elinde ki bıçağı karnıma saplamıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
