Kararı Tetiklemek

20 4 1
                                    

Kartviziti bir kenara fırlatıp onu ayağımın altında ezip parçalara ayırdıktan ve "Gidelim yoksa geç kalacağız" diye ekledikten sonra yola çıktık. Elis bütün bir yol boyunca kadının zarafeti ve havasını anlatmalara doyamadı. Benim ise ağzımı bıçak açmıyordu. Sadece onun dediklerini düşünüyordum. "Hayat senin hayatın" bu doğru hayat benim hayatım ama bunca zamandır hep birileriye yani "kardeşlerimle" birlikte hareket etmeye alıştığım için bu kararı tek vermem veya düşünmem benim için zor olacaktı. Belki de hem Elis hem de o kadın haklıydı. Bunu da tek başıma yapmam ve tek başıma karar vermem gerekiyordu. Bu düşünceler arasında yürürken okula varmıştık bile sınıfa geçip yerime oturdum. Kapı bir anda sert bir biçimde açıldı ve içeriye bir hışımla fizik öğretmenimiz girdi. Biz onu ayakta karşılamak üzere oturduğumuz yerden kalkarken onun söyleyeceği şu cümlelerin hayatımın geri kalanını belirleyeceği ve değiştireceğini söyleseler inanmazdım:
-"Sınav kağıtları ne çantamda ne evde ne de öğretmenler odasında yok. Bu sınavı sadece size cezalandırılmanız için yapacaktım ancak kayıplar"
Evet. Kabul etmem gerekirse fizik öğretmenimizin yaptığı bu ceza sınavları çok ama çok zor oluyor. Şimdi ise geceleri yatmayıp çalıştığım bu ceza sınavının kaybolması şokunu üzerimden atlatamazken Aslı - namıdiğer sınıfımızın Sudenaz'ı- bağırarak bir şeyler söylemeye başladı.
-"Ayhh canım hocam sizce kim çalabilir bu kağıt parçacıklarını?"
-"Kim"
-"Tabi ki de en çok ihtiyacı olan"
-"Ama siz zehir gibi çocuklarsınız. Kim neden kopya çekmek için alsın ki?"
-"Hayır azıcık aklınızı kullanın."
-"Bir şey mi dedin Aslı?"
-"En ama en sevdiğim hocam diyorum ki kimin çere çöpe paraya aptal bir kağıda bile ihtiyacı var?"
-"Kimin?"
-"Sizce?" Aslı söylediğinde herkes dönmüş bana ve Elis'e bakıyordu. Bu sırada konuşma şöyle devam ediyordu:
-"Ama bildiğim kadarıyla bu sınıftaki herkesin ailesinin gelir düzeyi ortanın da üstünde?"
-"Aynen öyle hocam 'ailesi' olanların gelir düzeyi öyle peki ya olmayanların?"
Bu sefer odak tamamen bizdik. Tüm gözler üzerimizdeyken elimi masaya vurup kalktım:
-"Aslı sen ne saçmalıyorsun?"
-"Saçmalamıyorum canım olanları söylüyorum."
-"Yok, yok öyle bir şey olamaz. Öğretmenim isterseniz gelip her yeri arayın ister çantamızı ister sıramızı ama bir şey bulamazsınız çünkü biz yapmadık."
-"Ben size güveniyo-"
-"Ben güvenmiyorum hocam lütfen bir bakar mısınız?"
-"Aslı sırf senin için rahatlasın diye bakacağım yoksa bu iki parlak öğrencime olan inancım tam."
Öğretmen sıramıza doğru gelirken rüm gözler bizim üstümüzden sıraya yönelmişti.
-"Sana söylemiştim Aslıcığım. Yıldız ve Elis en güvendiğim öğrencilerimdendir. Ve asla böyle bir şey yapmaz-"
Hoca cümleyi tamanlayamadan eline aldığı kağıtları sertçe masaya çarptı. Kağıtlardan çıkan rüzgar saçlarımızı uçurduktan sonra öğretmene baktım. İstemsize titreyen sesim ile:
-"Öğ- Öğretmenim a- açıklayabilirim biz-" demeye çalışmıştım ancak diyeceğimi tamamlayamadan araya girdi:
-"Kes! KES! İkinize de yazıklar olsun. Benim size olan güvenimi kendi ellerinizle yitirdiniz. İkiniz de çıkın gidin bu sınıftan. Bir daha sizi dersimde istemiyorum. DOĞRU DİSİPLİNE. ÇABUK!"
Ne olduğunu anlayamadan sınıftan çıktık. Müdür odasında öylece beklerken peşimizden öğretmen girdi.
-"Hırsızlar! Hâlâ hangi yüzle bana bakabiliyorlar?" Müdür bey bunların okuldan atılmalarını temenni ediyorum. Yoksa elimden bir kaza çıkacak.
-"Hocam durun bir sakin olun lütfen. Bir de bu güzel kızlarımızdan dinleyelim de ona göre karar vereli-"
-"Disiplin kurulu mu topluyorsunuz ne yapıyorsanız yapın benim 'güvenilir' öğrencilerim sınıfta fizik öğretmem için beni bekliyorlar." dedi ve çekti gitti.
-"Anlatın bakalım. Neyi niye bu kadar çok abartıyor hocanız?"
-"Hocam inanın biz hiçbir şey yapmadık kağıtlar çalınmış dedi öğretmen sonrasında da işte Aslı-"
Tabii ya Aslı
Gerçekten neden bunu düşünememiştim? Bu olayın üstünde çok durduysa işte onun parmağı var demektir.
-"Aslı diyordun kızım? Daldın gittin?"
-"Müdür bey Aslı. Aslı bize iftira atmış olmalı. Onu da çağırın."
-"Ama o niye-"
-"Lütfen Müdür bey bir an önce üstüme atılan şu pis çamurdan kurtulup gitmek istiyorum, lütfen... "
-" Peki kızım çağırayım da gelsin."

Umut YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin