Barış ile Hande hakkında konuşmayı doğru bulmadığım için sessiz kalmayı tercih ettim. Kısa bir süre ikisini birlikte hayal edince kendimi kötü hissettim. Daha sonra onun beni üzmesine izin vermeyeceğimi düşününce onunla yaptığımız konuşmayı unutmaya karar verdim. Düşündüğüm kadar kolay olacak mı işte onu bilmiyorum.
"Aslı ne düşünüyorsun? Seni çok düşünceli gördüm. Bir sorun yok öyle değil mi? Eğer bir sorun varsa lütfen bana çekinmeden söyle olur mu?"
Onun bu sözlerinden sonra kısa bir süre yüzüne baktığım da beni düşünüyor gibi görünüyordu. Peki gerçekten de öyle mi diye düşünüp duruyorum. Annem gözlerin yalan söylemeyeceğini söylerdi. Barış'nın gözlerinde beni düşündüğü belli oluyordu. Bu şekilde düşününce kendimi çok iyi hissettim.
"Bir sorun yok. Merak etme bir sorun olduğunu zaman sana söylerim. Neyse şimdi bunları düşünmeyelim. Sana bir şey sorabilir miyim?"
Benim bu sözlerimden sonra tamam anlamında başını salladığı zaman bir an evvel soru sormamı beklediğini fark edince derin bir nefes aldım. Soracağım soruya nasıl bir cevap verecek diye düşünürken bir sormanın daha iyi olacağını düşünüp hemen söze girdim.
"Zühal teyze beni biliyor mu?" Benim bu sorum üzerine kısa bir süre yüzüme öylece bakıp kaldı. Sanki benden böyle bir soru beklemiyor gibi bir hali vardı. Bu sorum onu çok şaşırtmış gibi görünüyordu. Neden bu kadar şaşırdı diye düşünürken Barış söze girdi.
"Aslı, şimdi neden böyle bir sordun?" Soruma soru ile karşılık verdiği zaman derin bir nefes alıp kendimi konuşmaya hazırladım. Bu konuşmanın bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.
"Soruma soru ile mi karşılık veriyorsun? Annen beni biliyor mu, bilmiyor mu diye merak ediyorum. Beni saklamıyorsun öyle değil mi?"
Beni saklayıp saklamadığını merak ettiğim için ona bunu sordum. Alacağım cevap beni memnun eder mi etmez mi işte onu bilmiyorum. Onun için de içimde tarifsiz bir korku vardı. Hayal kırıklığı yaşamak bu hayatta en çok korktuğum şeydi.
"Yoksa Hande ile tekrar bir gelecek mi düşünüyorsun? Eğer öyle bir şey varsa söyleye bilirsin. Yani saygı duyarım."
Benim bu sözlerimden sonra şok olmuş bir ifade ile bana bakıp kaldığı zaman böyle bir şey söyleyeceğimi beklemiyor gibi görünüyordu. Açıkça söylemenin daha iyi olacağını düşündüğüm için hemen söze girdim.
"Ne? Sen ne diyorsun böyle? Beni en yakın arkadaşım ile aldatan birisi nasıl birlikte olacağımı düşünürsün? Senden bunu beklemezdim. Şimdi bana neler olduğunu söyle. Bu yüzden böyle davranıyorsun öyle değil mi?"
Onun bu sözlerinden sonra Hande'nin bana attığı mesajı gösterdim. Mesajları okurken sinirlenmiş gibi görünüyordu. Ona haksızlık yaptığımı düşünüp kendime kızmayı ihmal etmedim.
"Ondan mı annemin bilip bilmediğini sordun? Hande'yi neden bu kadar ciddiye alıyorsun?"
Onun bu sözlerinden sonra içimden geçenleri söylemenin zamanı geldiğini düşünüp durdum. Kısa bir süre ne söyleyeceğimi düşündüm. Sonra aklıma gelen her şeyi söylemeye karar verdim.
"Aslında onu ciddiye almamıştım. O bana Zühal teyze ile hakkında söylediklerinden sonra kendimi çok kötü hissettim. Benim hakkımda annene bir şey söylemedin ya onun için onun haklı olduğunu düşündüm."
Benim bu sözlerimden sonra derin bir nefes alıp ardından benim gözlerimin içine baktı. Söylediklerimden sonra ne söyleyecek diye beklerken o hâlâ düşünüyordu. Ne düşündüğünü merak ediyordum. Bundan sonra aramız nasıl olacak diye düşününce içimdeki bilinmezlik ne zaman sona verecek.