Gella

258 56 321
                                    

Mitoloji değildir! Olaylar fantastik bir dünyada yer alacaktır. Gella da yaşayan birçok canlı türü vardır iyiler ve kötüler arasındaki savaş değildir.

Yüzlerce yıl önce Alfa'yı ve savaşı kaybetmiş iyilerin direnme hikâyesidir.

Bu kitabı dört yıldan uzun zamandır kurguluyordum ama hiç yazmaya fırsatım olmadı aynı şekilde kıyametten sonra, ve Emberia kitabını da üç yıldan uzundur kurguluyordum. Son günlerin kaçışı kitabımın kurgusu çok yeni olmasina rağmen son günlerin kaçışı yayınlayıp bitirdiğim ilk kitaptır.

İyi okumalar bolca eğlenin :)

_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-

Karanlık sessiz sokakta son baharın kurutup yollara serdiği yaprakların, rüzgarda savrulup çıkardığı ürkütücü sesle hırkamın beresini iyice yüzüme indirdim.

Gevşek ama soğuk bir rüzgar esiyordu, içinde kaldığım bu küçük kasaba yılın dört mevsimi bolca yağmur alıyordu.

Her adımımda ayaklarımın altındaki çamurun vıcık vıcık sesler çıkarması hayatım boyunca en nefret ettiklerim listesinde ikinci sırada yer alıyor.

İnce ince çiseleyen yağmur damlaları ve gevşek rüzgar ile hırkanın fermuarını iyice yukarı çekip ellerimi ceplerine koydum.

Küçük kasabanın meydanından geçerken dükkanlarını kapatan üç beş insan aceleyle koşuşturuyordu.

Kasabanın çıkışına gelip denize bakan yüksek tepelerde ki uçurumlara doğru yürümeye devam ettim.

Yukarılara doğru attığım her adımda rüzgar biraz daha şiddetleniyor yağmur damlaları çoğalıyordu.

Üşüyor muydum? Kesinlikle hayır içimde dünyanın bütün suyunu yutsam dinmeyecek bir ateş vardı.

Tepenin sonuna yetiştiğimde, uçurumun yamacına geldim. Bir santim daha ileride dursam hırçın denizin acımasızca dövdüğü kayaların arasında yer edinirim.

Ölür müyüm yine koca bir hayır!
Tanrının Lütfü demişlerdi, öyle miydi?
Bana göre büyük bir lanetti!

Elimi cebimden çıkarıp önümdeki boşluğa uzattım. İyice hızlanmaya başlayan yağmur avuç içimde küçük bir göl oluşturdu.

Su avucumda ateş formunu alırken elime birkaç santim yaklaşan tüm yağmur damlaları buharlaşıyordu.
Avucumdaki ateş önce koluma ardından tüm bedenime yayıldı.

Bu benim lanetim ve korkum istemediğim güçler istemediğim mevki ve görevler.
Tek istediğim sıradan bir insan olmaktı. Ama tanrı bunu bana yasak etmişti.

Bedenimdeki ateş sönerken biraz daha hırçın denizi izledim.
En nefret ettiğim şey kendim ve korkaklığımdı, özgürlüğe olan hevesim, başarısızlığa olan korkularımı her saniye harladı kontrolünü kaybettiğim korkularım beni zorunluluğumdan ve Gella'dan uzaklaştırdı!

Kurtarıcısı olduğum savaş oldu mu olmadı mı bilmiyorum ama bildiğim tek şey ölen binlerce canlının nedeni bendim.

Yağmurun seslendirdiği karanlığın içinde  arkamda parlayan beyaz ışık ile o tarafa döndüm. Yada dönmeye çalıştım saniyeler içinde hissettiğim tek şey kaybolan yağmur sesleri ve karanlığa eklenen bir kademe daha karanlık.

Kuş sesleri vardı, dalgaların kıyıya vurma sesi, yada rüzgarda hışırdayan ağaç sesi hangisiydi bilmiyorum yada hepsi emin değilim!

Başıma giren keskin ağrı ile sessizce inleyerek elimi alnıma koydum. Gözlerimi zorlukla açtığında şaşkınca tekrar kapattım.

GELLA'NIN KAYIP ALFASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin