3

17.6K 1.9K 1.4K
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Ay havalar çok sıcak. Gecikmeler olabilir, ya da bölümler normalde olduğundan bir tık daha kısa olabilir. Sadece bu fic için değil tüm ficlerim için geçerli bu, bilginiz olsun :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Ensemde hükmü ele geçiren, keskin, mutlak bir ağrıyla başımı hafifçe oynattım.

Kafatasım patlayacakmış gibi o köklü ağrı, müthiş bir hızla beynimi zonklatırken dişlerimi sıktım.

Bilincim yerine gelirken, tüm yaşadıklarım beynime savaş açan o yoğun ağrıya rağmen nüfuz etti.

Hâlâ nefes alıyor olduğum gerçeğiyle, birbirine yapışan kirpiklerimi kırpıştırıp gözlerimi aralamak adına girişimde bulundum.

Bu sırada burnumda keskin bir sigara kokusu hakimdi. İkinci deneyişimde gözlerimi aralamayı başardığımda, bulanık görüş alanımın netleşmesi için gözlerimi hızlıca kırpıştırdım.

Yattığım yer, soğuk beton olamayacak kadar yumuşak ve sıcacıktı. Kıpırdanarak yerimden doğrulduğum anda, bir yatağın üstünde uzandığımı fark ettim.

Gözlerim hızla etrafı taradığında burasının benim evim olamayacak kadar büyük olduğu gerçeğiyle yüzleştim.

Bakışlarım odanın içerisinde gezinirken, gözlerim pencere kenarında takılıkaldı. Tek kolunu beline doğru atmış, bacakları omuz genişliğinde açık bir şekilde pencereden dışarıyı izleyerek sigara içen kişiye bakarken gözlerim kısıldı.

"Sen..." diye söze atılmışken, susup ellerimle vücudumu yoklarcasına dürtüp kontrol ettim. Vücudumun herhangi bir noktasında bir sızı yoktu. Sadece başımda köklü bir ağrı baş gösteriyordu.

Zehri vücudumdan çekip almış ve beni iyileştirmiş olmalıydı. Siktir, gerçekten de hayatımı kurtarmıştı. Üstelik ben onu yakalamak için peşindeyken, o beni ölümden kurtarmıştı.

Sigara dudaklarındayken, pencerenin geniş camına yansıyan bakışlarıyla bana dönmeden görmeye çalıştığını fark ettim.

"Nihayet uyandın uyuyan güzel." Hırıltılı ses, odadaki sessizliği keskin bir bıçak gibi bölerken, sırtına attığı elini pantolonunun cebine tıkıştırarak bana doğru döndü.

"Uyuyan güzel?" diye soluduğumda, konuşmamla şakaklarımda derin bir sızı belirince yüzümü buruşturdum. Tanrı aşkına bu nasıl bir baş ağrısıydı böyle! Beynim patlayıp pekmezi akacakmış gibi hissediyordum resmen.

Sigarayı dudakları arasından alıp bana doğru sallarken konuşmaya başladı.

"Zehrin çoğunluğunu atmanı sağlayıp seni iyileştirdim. Bir kısmı hâlâ içeride, çünkü zehri tamamen senden emip alabilmem için öpmem şarttı." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Öpseydin o zaman? Neden tamamen zehri almak gibi bir şansın varken bunu yapmadın ki. Beni ölüme terk edebilirdin ama bunu da yapmadın." 

Başımın ağrısına rağmen istikrarla konuştuğumda beynim zonkladı. Cümlemi bitirmemle başımı ellerimin arasına almam bir oldu.

"Benden yardım dilenen sendin. Ve ben de sana yardım ettim, seni nankör omega. Şu an nefes alıyorsan benim sayemde." Bana doğru yürüyüp başucumdaki komodinin üstündeki küllüğe sigarasını bastırarak söndürdü.

"Çık git şimdi, bir daha gözüm görmesin seni. Ne yardım ederim, ne hayatını kurtarırım!"

Bana doğru dönüp işaret parmağını kapıya doğru salladığında ensemi sıvazlayıp durumun ciddiyetine rağmen şirince sırıttım. Burası belli ki onun eviydi ve ben buraya girme şansını şu anda elde etmiştim.

DELTA MAFIA • TAEKOOK  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin