DELTA MAFIA • TAEKOOK ✓

Final

Haiiii, ben geldiiim. Finali iki bölüme ya da iki parta ayırmak yerine son bölüm diye dolu dolu okuyun istedim, bu yüzden bölmedim :')

Bu fic benim hayal dünyama bağlı olarak yazdığım bir fic, finali de tamamen hayal dünyama estiği şekilde yazdım ehehe.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Son kez keyifli okumalar diliyorum lokumlarım! Xx

+++++

1 hafta sonra|

Amir, yakalamam gereken mafya deltayla bir ilişkimin olduğunu öğrenmiş olsa da, Taehyung'un en son telefonda sarf ettiği tehditvari sözleri sebebiyle benden olabildiğince uzak duruyor, ofisine çağırmak yerine telefonla arayarak konuşmayı tercih ediyordu.

Hatta bana fazladan izin vermeye, zamanında alamadığım mesaileri ödemeye başlamıştı. 3 gündür karakola gitmemiştim bile.

Taehyung ile sevişmiş ve sonrasında da duş almıştık.

Bornozumu çıkartıp üstümü giyineceğim sırada Taehyung bornozumu elimden alıp lavabonun kenarına gelişigüzel bıraktı.

Ardından ellerini karnıma dolayıp burnunu ıslak saçlarımın arasına gömerek dudaklarını enseme bastırdı.

"Neredeyse part time çalışan oldum denilebilir, bugün de dinlenmemi söyledi amir." dedim sırıtarak Taehyung'un karnımda birleştirdiği bileklerinden tutundum.

"Göt korkusu başa bela güzelim. Canı sağ kalsın istiyorsa sana ters davranmaz." diye hırıltılı bir sesle homurdandığında kahkaha attım.

Başımı onun omzuna yasladığımda dudaklarının yeni yeri kulağımın arkası oldu.

"Sabah seksi çok iyi geldi." Kulağıma derin sesiyle mırıldandığında dudaklarımın iki kenarı yukarıya doğru kıvrıldı. "Tazelenmiş ve canlı hissediyorum deltam."

"Mühürlendikten sonra sevişmemizin etkisi. Kurtlarımız birbirine bağlı, bedenlerimiz ve ruhlarımız da. Her sevişmede biraz daha güçlü ve canlı hissedeceksin." dedi ve duraksayıp boynumdan öperek beni kalçalarımdan tutarak kendine çevirdi.

"Ayrıca deltamın gücünü kendi damarlarında hissedeceksin." dediğinde gözlerim irileşti. "Nasıl yani?"

"Omegan deltamla bağ kurdukça, kendi gücünmüş gibi delta güçlerimi kullanabileceksin." diye açıkladı.

"Ciddi misin? Benimde gözlerimi kırpıştırdığımda ya da parmak şıklattığımda ışınlanabilme imkanım var mı yani?" Merakla soluduğumda kısık bir sesle kıkırdadı.

"Bir sigmayı, bir alfayı, bir vitayı haklayabilecek kadar güce sahip olabilecekken kullanmak istediğin yalnızca ışınlanma gücüm mü?" diye sordu.

Omuzlarımı umursamaz bir tavırla silktim. "Amirin bana ağır vakalar vereceğini zannetmiyorum, çünkü senden korkuyor. Bu durumda ilgilendiğim tek şey ışınlanma gücün, evet. Ve bir de..." dedim ve duraksayıp geniş omuzlarından tutundum.

"Ve bir de ne?"Kaşlarını kaldırarak dudaklarında tembel gülüşü eşliğinde sessiz kalarak konuşmaya devam etmemi bekledi.

"Hani ben seni yakalamaya çalışırken binanın çatısından aşağıya atlamıştım ve sen o gün yağmur yağdırıp beni havada yakalamıştın." Başını ağır ağır olumlu anlamda salladı.

"Deli gibi hoşuma gittiğin zamanlar." dediğinde kıkırdayarak omzuna patlattım. "Ben de yapmak istiyorum. Yağmur yağdırmak, hatta sen düşerken seni havada yakalamak istiyorum."

Ellerini belime dolayarak göğüslerimizin birbirine temas etmesini sağlarken omuzlarımdaki ellerimi sırtına doğru kaydırdım.

"Rolleri mi değişeceğiz yani?" diye sorduğunda kıkırdadım. "Mümkün mü? Düşersen seni havada yakalayıp durdurabilmem mümkün mü?"