2

20.1K 2.1K 2K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Ay bu fic için dehşet heyecan doluyum, umarım severek okuduğunuz çerezlik bir fic olur :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Demek mekanımı basacak kadar cesaretlisin." Sesinin dingin çıkması beni şüphelendirdi. Başımı çevirip ona bakacağım sırada benden daha hızlı davranıp belimdeki silahımı çıkarttığı gibi enseme soğuk namluyu yasladı.

"Kim gönderdi seni?!"

Dudaklarım gergin bir gülücükle kıvrılırken, ona arkam dönük bir şekilde durmaya devam ederken hafifçe omuzlarımı oynatıp kalçalarımı salladım.

"Kıpırdamayı kes ve bana cevap ver! Yoksa ensende koca bir delik açar-" Dikkatini dağıtmak için yaptığım bu hamlemin peşi sıra öfkeyle sözlü taarruza geçmesini fırsat bilip atağa geçtim. Silahı kavrayan bileğini yakaladığım gibi kolunu kendi gövdemden uzaklaştıracak biçimde çevirip hışımla ona doğru döndüm.

O sırada tetikte olan parmağına asılıp ateş etse bile, kurşun gelişigüzel bir şekilde havaya saçıldı.

Tek elimle silahı kendimden uzaklaştıracak şekilde hedefini şaşırtıp bileğini tutarken, diğer elimle cepliğimdeki çakıyı çıkartıp gırtlağına dayadım. Ona nefes alma fırsatı bile yaşatmamıştım.

Tavan ışıklandırmalarından birine denk gelen kurşun spot ışığın patlamasına sebep oldu.

Etraf biraz daha karardı ve loş bir hale geldi.

Boğazına çakı dayamamla birlikte koyulaşan gözleri kısılırken yaptığım ataktan etkilenmiş gibi dudakları beğeniyle büküldü. O esnada tüm korumalar silahlarını üzerime doğrultmuş, elleri tetikte hazır bekliyorlardı.

Dışarıdan destek gelmeye devam ettikçe korumalar çoğaldıkça çoğaldı. Yapmaya çalıştığım bu cengaverlik beni ya batıracak, ya da şahlandıracaktı. Büyük bir yüreklilik ve korkusuzlukla bok yoluna girmiştim. Bir deltanın gırtlağına çakı dayamıştım.

"Bence benim gibi atik bir korumaya ihtiyacın var Kim Taehyung." Gözlerinin içine bakarak kendimden emin bir sesle konuştuğumda tek kaşı itinayla havalandı. Belli ki böyle bir teklifte bulunmamı beklemiyordu.

Yüz hatları ifadesizleşirken, alev püsküren bakışları iyice kısıldı.

"Şah damarına dayadığım bu çakıyı biraz daha hızlı boğazına saplasaydım şu an nefes almıyordun." diye ekledim onun sessizliğinin verdiği cesaretle. Gerçi sessiz kalması daha bir ürkütücüydü.

Doğrusu bir omegaya oranla fazla dikbaşlı ve gözü karaydım.

Hemen gözlerimin önünde tüm heybetiyle, görkemiyle, kudretiyle dikilen yüzyılın deltası vardı ve ciddi anlamda azrailime göz kırpıyor, oyun oynuyordum.

Ecelime susamış değildim, lakin onun delta olduğunu ancak onunla yüzleştiğim an fark edebilmiştim. Amirim bana bu durumdan bahsetmemişti. Paçalarıma kadar boka batmış gibi hissediyor olsam da, karşısında kuyruğunu bacakları arasına kıstırmış ürktüğü için uysallaşan bir köpek gibi durmaya zerre niyetim yoktu.

Dik duruşumu bozamaz, bir omega olduğumu ona hissettiremezdim.

Gözleri turkuaz rengine bürünürken, göz bebekleri irileşti. Bu beni düşüncelerimin derinliğinden çekip müthiş bir etkiyle çıkartırken, bana temas etmediği halde delta gücünü kullanarak elimdeki çakıyı parmaklarımın arasından ayırmak için titretti.

DELTA MAFIA • TAEKOOK  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin