~Jisung'un anlatımıyla
O gece gözyaşları içinde eve döndüm. O bana sadece "eminim" demişti ama o söz benim için bir sözden çok daha fazlasıydı. Bana çok kişi umut vermişti. Ailem öldükten sonra beni koruyacağına dair. Beni mutlu edeceklerini, hep yanımda olacaklarını söylemişlerdi. Hepsi de umutlarımı boşa çıkarıp gitmişti. Tek yanımda olup bana kucak açan kişi teyzem olmuştu. Ama bu çocuk gerçekten bana güven vermişti. Kimseye güveni kalmamış olan benim güvenimi kazanmıştı :)
Uyandığımda saat öğlen 3'e geliyordu. Teyzem işe gittiği için evde tektim. Akşam saatlerine kadar dizi izledim. Akşam olduğunda da her zamanki gibi teyzem geldi.
(Teyzeye isim bulmadım T ile gostericem)
Js: hoşgeldin teyze
T: Hosbuldum Jisung. Umarım bişeyler yemişsindir.
Js: yemek yemeyi unutmuşum üzgünüm
T: aah hiç mi acıkmamıştın? Neyse sorun değil ben şimdi bişeyler hazırlarım birlikte yeriz
Yemek yemekten nefret ederim. Zaten genelde de unuturum. Yemek yemenin tek sebebi yemek yemeden ilaçlarımı alamıyor olmam.
Bişeyler yedikten sonra heyecanla akşam olmasını bekledim. Minhoya biraz soğuk davransam da aslında onu cidden çok sevmiştim. Hatta, eğer bu his aşk ise ben ona gerçekten aşık olmuştum.
Akşam olduğunda ise parka doğru yürümeye başladım. Parkta dün oturduğumuz banka ulaştığımda ise tek gördüğüm şey şişeler oldu. Bu beni korkutmaya yetmişti bile. İçimden "acaba o mu içti?" "neden bu kadar içti?" diye düşünürken saatin gece yarısına yaklaştığını görmek daha da panik olmama yetip de artmıştı bile. Evet, şu an tam anlamıyla kriz geçiriyorum diye içimden geçirirken birden yabancı birinin arkamda nefesini hissedince bu kez ciddi anlamda düşüp bayılacak gibi hissettim.
"Kadınlardan daha güzelsin. Bir geceliğine bana gel. Sana istemeyeceğin kadar çok para veririm."
Sadece kekeleyerek "i-istemiyorum" diyebildim.
"Demek para da istemezsin,peki. Gel bakalım"
Çok korkmustum. Tam bana dokunacakken birden kafasına yediği bir yumrukla yere yığıldı.
~Minhonun anlatımıyla
Akşam olduğunda Chan Hyunjin ve Jeongini bi şekilde eve yollamayı başardı. Ben de bana getirdiği eşyaları üstüme giydim. Saat biraz geç olunca da sweatshirt'ün kapüşonunu kafama yarım geçirerek odadan çıktım ve güvenliklerin ortada olmadığı sırada kapıdan çıkıp bizim parka gittim.
Parka gittiğimde ise gördüğüm manzara kanın beynime sıçramasına yetmişti. Bir adam Jisung'un yakınındaydı ve ona onun asla istemeyeceği türden bir teklif sunduğuna emindim. Korktuğu halinden açıkça belli oluyordu. Tam ona dokunmaya cüret edicekken kafasına bir yumruk indirdim. Korkak biri olduğu belliydi. Kafasına aldığı darbe sonrası yere yığıldı ve ben onu yerde tekmelemeye devam edince hızlıca kalkıp parktan uzaklaştı.O herif uzaklaştıktan sonra korkudan tir tir titreyerek ağlayan Jisung'a yöneldim. Onu sakinleştirmeye çalıştıkça titremesi daha da
artıyordu.Sakince konuşmaya başladımM: Sakince nefes alıp ver ve yıldızlara bak.
Yıldızlara bakmak onu bir nebze de olsa sakinlestirmişti. Biraz daha sakinlestiğini görünce o uzun süredir aklımı kurcalayan soruyu sordum.
M: Merak ediyorum Jisung. Ne yaşadın sen? Yıldızlar neden senin için bu kadar özeller?
Js: Yıldızlarda ailem var :)
Sustum. Sadece sustum. Bu söz bile beni susturmaya yetmişti. Hikayenin tamamı daha da acıydı eminim.
Js: Ailemi bir trafik kazasında kaybettiğimde henüz 9 yaşındaydım. Çok kötü günler geçirdim. Teyzem olmasa daha da kötü olurdu eminim. İlkokulu bitirip ortaokula başladığım zaman yeni insanlarla tanışınca herşeyin daha iyi olacağını sanmıştım. Tam tersi her şey daha kötü oldu. Başlarda iyi arkadaşlarım vardı ama sonra hepsi beni arkamdan bıçakladı. Hiçbir şey yapmamama rağmen kimse beni sevmedi, sürekli dışlandım, üzerime iğrenç iftiralar atıldı, defalarca kendimi tuvalete kapatıp ağladım. Birisi bana her laf ettiğinde elimde olmadan titriyordum. Elimde olmadan oluyordu gerçekten. Amacım hiçbir zaman ilgi çekmek olmadı. Liseye geçtim. Yine herşey aynı kaldı. Bu kez kendim arkadaş edinmedim. Yine de beni gram tanımayan kişiler arkamdan ucube, korkak, yeteneksiz, ilgi manyağı gibi şeyler dediler. İntihar etmeye çalıştım, yapamadım. Zorla defalarca psikoloğa götürdüler. Anormalmişim diye, kimseyle konuşmuyormuşum diye, konuşunca titremeye başlıyormuşum diye. Söylesene bana, birisini anormal bulmak ne kadar doğru? Evet ölmek istedim. Ölmek istedim çünkü ailemin yanındaki yıldızlardan biri olmak istedim... Ailemin yanına gitmek istemem anormal miydi?
Ağlıyordum. Gerçekten ağlıyordum. O da ağlıyordu. Birlikte agladığımız sırada bana sarıldı. O bana sarıldığında benim içim gitti.
M: Sana söz veriyorum minik yıldızım. Seni hiç bırakmayacağım. Hep yanında olacağım. Benim yıldızım olman için gökyüzündeki yıldızlara karışmana gerek kalmayacak. Sen de söz verir misin? Yıldızlara karışmayacağına...
Js: Söz veriyorum gökyüzüm. Yıldızlar gökyüzünde. Ben de senin yıldızınım. Öyle kalacağım :)
Bugün nasılsınıız
Bu bölüm biraz angst (doğru yazdım inş) tarzı oldu umarım beğenirsiniz.
Bu arada fazla uzun yazamicam max 16-17 bölüm olur fic
Neyse beğenmenizi dileyerek atıyorum
Görüşürüüz 💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stars • Minsung
RastgeleGeceleri evinin yakınındaki parkta oturmayı seven Minho, her gece aynı parka gidip sadece yıldızları izleyen Jisung ile tanışır ve yakınlaşır fakat bu bir süre sonra çok farklı bir şeye dönüşecekti... Stars | Ecw_lis