1

1.2K 66 32
                                    

"San."

"Hmm?"

"Çok sıkıldım."

"Ne yapayım?"

"Of San…"

Wooyoung, yattığı koltuktan isteksizce kalkarak mutfağa yöneldi. Sabahın ilk ışıklarından beri, oturdukları yerde zaman öldürüyorlardı. Hafta sonu, Wooyoung için içi boş bir vaat gibiydi, evde tıkılıp kalmaktan nefret ederdi.

Yanında San’ın olması bile bu sıkıntıyı gidermeye yetmiyordu. Her gün aynı döngüden sıkılmıştı; hafta içi en azından arkadaşlarıyla buluşup vakit geçirebiliyordu. Hafta sonlarıysa bu monotonluğun kucağında boğuluyordu.

Mutfak, sessiz ve durgun bir tablo gibiydi. Wooyoung bir süre mutfakta dolandıktan sonra buzdolabını açtı. Soğuk hava yüzüne vurduğunda, boş raflar ona boş bir umut gibi bakıyordu. Kaşlarını çatarak dolabı kapattı ve sesini yükseltti.

"San!"

"Ne var?"

"Evde hiçbir şey kalmamış!"

"Sonra alırız."

Wooyoung, öfkesini kontrol edemeyerek hızlı adımlarla oturma odasına geri döndü. San’ın yanındaki koltuğa oturdu ve başını San’ın omzuna dayadı.

"Sıkıntıdan kendimi kemiriyorum San. Yemek yaparak oyalanmak istedim ama dolap bomboş!"

"Başka şeylerle oyalan" diye mırıldandı San, gözlerini ekrandan ayırmadan.

"Akşam aç kalacağız!"

"Dışarıdan söyleriz."

"San lütfen…" diye yalvardı Wooyoung.

San derin bir iç çekti. "Tamam, gidelim. Hadi hazırlan."

Wooyoung, bir anda canlanarak San’ın yanağına hızlıca bir öpücük kondurdu ve odasına koştu. Dolabının kapağını açtı, içerisi karmakarışıktı. Düzgün bir tişört ararken, dağınıklığın ortasında kaybolmuş gibiydi. Nihayet uygun bir tişört buldu, hızlıca giydi ve altına rahat bir eşofman geçirdi. Aynanın karşısına geçip saçlarını aceleyle düzeltti.

"Wooyoung, iki dakika içinde gelmezsen, markete sensiz gidiyorum!"

"Geliyorum!" diye bağırdı Wooyoung, saçlarını düzeltmeye çalışarak.

Odasından çıktığında, San kapının önünde sabırsızca ayakkabılarını giyiyordu.

"Süslenmene gerek yoktu bence."

"Süslenmedim ki," diye itiraz etti Wooyoung.

"Hı hı, tabii," dedi San alaycı bir şekilde. "Sen düğüne pijama ile gelmiş bir insansın. Şimdi ne oldu da düzenli giyinmeye başladın? Hem de markete gideceğimiz için."

San konuşmaya devam ederken ayakkabılarını giymeyi bitirdiler. Wooyoung önden çıktı, San da kapıyı kapatıp peşine takıldı.

"Yakışıklı birini görürüm diye böyleyim. Pijama ile çıkarsam rezil olurum." dedi Wooyoung, yüzünde bir sırıtışla.

"Aman görsen ne olacak? Sanki sana bakacaklar" diye dalga geçti San.

"Tabii ki bana bakacaklar. Sana mı bakacaklardı?" dedi Wooyoung, gözlerini devirerek.

"Senden on kat yakışıklıyım,"dedi San kendinden emin bir şekilde.

"Susar mısın? Moralimi bozuyorsun."

"Kabullen artık, senden daha yakışıklıyım."

"San, tam burada yere yapıştırırım seni."

San, gülümseyerek başını salladı ve markete adım attılar. Wooyoung arkasından sessizce söyleniyordu. San, raflara göz atarken, Wooyoung onun omzuna yaklaşıp dişlerini geçirdi.

Babysitter | WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin