Sevdiğimiz karakterleri sadece kitaplarda ya da dizilerde görmemiz gerekmez. Hayal gücümüz de bir kitap hatta dizidir. Bizlerde o sahnelerde birer kahramanızdır.
Bu kitap da benim hayal gücümün eseri olacak, gelin ve benim sizlerle paylaştığım düny...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bugün ki Tom Riddle'ımız Tom Hughes olacak.
İyi okumalar...
***
Son senem bu kadar aksiyonlu olmak zorunda mıydı?
Evet.
Öyleydi.
Ne kadar şuan da en büyük sorunum profesör Riddle olsa da ben Gellert Grindelwald'ın kızıydım. Yani başım sürekli belaya girmeye alıştı. Yine de bundan mutlu olmam gerekmiyordu değil mi? Alışığım diye görmezden gelemezdim.
Üstelik babam kendi hapishanesine tıkılmadan önce bana bu adamı gözetlemem için görev vermişti. Yani kaçmak gibi bir lüksüm yoktu. Kim olduğumu öğrenmişti.
Bu sene okula gelerek dikkat çekeceğimi biliyordum. Tam da onun profesör olarak atandığı sene okula gelmem onun da dikkatini çekmişti. Bir çok ölümden arkasında iz bırakmadan sıyrılmış olan bu keskin zekalı adam tam da doğru kişiden şüphelenmişti. Yaklaşık iki senedir onu gizlice takip ediyor ve planlarını öğrenmeye çalışıyordum. Tek öğrendiğim şey kendisine Lord Voldemort olarak seslendiği ve bir örgüt kurduğuydu. Doğal olarak izlendiğinin farkında olsa da asla beni yakalayamamıştı.
Bu yüzden gizli planlarını yüksek korunaklı bir bölgede yapıyordu. Alanın etrafında ki koruma kalkanlarını geçmeye çalışacak kadar aptal değildim. Dokunsaydım beni bulması iki saniyesini almazdı.
Ne kadar zeki olsam da bir tuzağa düştüğümü okula geldiğimde farketmiştim. Hogwarts'da eğitim vermeye başlamasının sebebi beni okula çekmekti. İllaki yakalanacağımı düşünmüştü ve lanet olsun ki haklı çıkmıştı. En azından bir sene daha bekleseydim de dikkat çekmeseydim...
Ancak artık yapacak bir şey yok. Şuan da ihtiyaç odasında bir sandalyede bağlı duruyordum. Benim kim olduğumu öğrenmişti ancak hala onu izleyen kişinin ben olduğuna dair bir kanıtı yoktu.
Avucumu kesmiş ve kan büyüsü yapmıştı. Bu sayede havada Yazan Ers Volan Grindelwald yazısı beni ele vermişti.
"Bir Grindelwald'ın daha olduğunu bilmiyordum. Büyük bir sürpriz oldun." Kendisinin kim olduğunu açık etmemişti henüz. Grindelwald olsam da bu beni suçlu yapmazdı ve o da bunu bilerek hemen suçlu muamelesi yapmamıştı. Şuan da beni sadece kimliğim üzerinden ve bedenen yakalamıştı.
"Senin varlığını bakanlığa söylesem bu hizmet için yüksek meblâğlarla ödüllendirileceğime eminim." Yalvarıp kimseye söyleme diyeceğimi sanıyordu herhalde.
"Çok iyi bir fikir. Hadi git ve söyle. Bende burada bir öğrenciye bu muameleyi yaptığın için seni işinden attırayım." Kaşlarını çatmadı ya da her hangi bir mimik göstermedi. Oyuncu bir kişiliği olduğunu burada kaldığım sürece anlamıştım.
Ancak kibirli olduğunu da biliyorum ki bu tehdidimi görmezden gelmeyeceği anlamına geliyordu.
"Bakanlık da dahil bir çok kişi Grindelwald olduğun için seni suçlamak için bahane arayacaktır. Sence seni onlara teslim eden kişiyi böyle bir şeyle cezalandırırlar mı?" Üzerime eğildi ve ellerini sandalyenin kenarlarına yasladı.
