-Kai Parker- Obsession-

282 30 7
                                    

Yıllar sonra Kai Parker yazacağıma dair bir söz verdim. Az okunacak ama olsun!

***

Kollarım bağlıydı ve hiçbir yerimi oynatamıyordum. Üzerimde büyü olduğuna emindim ancak doğduğumdan bu yana benimle olan gücüm beni terkettiği için zincirlere karşı bir şey yapamıyordum. Ne olmuştu en son?

Hatırlamaya çalıştıkça başım zonkluyordu. Kai Parker beni kaçırmıştı. Kardeşleri ile olan savaşını bırakmış, tüm ilgi alakasını bana odaklamıştı. Bundan memnun olmam gerektiğine dair bir şeyler söylediğini hatırlıyorum ama zihnim hâlâ bulanık.

Beni bayıltmış nereye getirmişti?

Yavaş yavaş ayıldığımı hissederken çırpınmaya başladım. Zincirlerin sadece ellerimi değil aynı zamanda ayak bileklerimi de sardığını o zaman farkettim. Ne yapmaya çalışıyordu? Korku tüm tüylerimi diken diken ederken kapının açılma sesini duydum. Panikten nerede olduğuma bakmaya bile fırsat bulamamıştım. Güzel döşenmiş eski görünümlü bir odaydı. Hatta abartıyorum belki ama Victoria dönemi asillerinin odalarına benziyordu.

Neresiydi burası? Bulunduğum odanın kapısı açıldığında Malachai Parker'ı gördüm. Hayran hayran bana bakıyordu.

"Ellerin zincirli çok seksi duruyorsun hayatım." Yanıma yaklaşmaya başladığında korku ile geri çekilmeye çalıştım.

"Kaçma benden lütfen. Sadece sana olan sevgime bir şans tanı." Ne sevgisinden bahsediyordu bu deli!

"Ne yapıyorsun...Gelme!" Sesim çok cılız çıkmıştı. Boğazım kurumuştu. Öksürdüğümde yanıma koştu.

"Seni uyandırmaya çalıştım ama uyanmadın. Susamış olmalısın. Beni beklerken uslu bir kız ol YN." Saçlarıma öpücük kondurdu ve odadan çıktı. Yaşadığım şey ile şok geçiriyordum. Kai Parker... Amacın ne?

Beni kaçırdın ve şimdi endişeli davranıyorsun. Beni zaten sen bayılttın. Güçlerimi emdiği için bu kadar güçsüz düşmüştüm. Normal bir cadının güçlerini niye almak için bu kadar çabaladığını anlamıyordum.

Odaya dakikalar içinde geri döndü. Elinde su bardağı ile yanıma yaklaştığında tekrar geri çekilmeye çalıştım ama zincirler ve zayıf kaslarım bana yardımcı olmadı.

"Benden kaçma hayatım. Sana zarar vermeyeceğim." Bardağı dudaklarıma uzattı ve içmemi bekledi. Otlarla uğraşan bir cadı olduğum için koklayarak içinde zehir olup olmadığını anlamaya çalıştım ve kokladığım kadarıyla normal suydu. İlk yudumu aldığımda boğazlarım acımaya başladı. Saniyeler içinde normale dönerken rahatlamış hissediyordum.

Bardak dudaklarımdan kopunca ona ters ters baktım, "Bana zarar verdiğin için bu haldeyim ya!" Güldü ve yüzüme yüzünü yaklaştırdı. Eğilmek zorunda kalmıştı ama bu onu eğlendirmiş gibiydi.

"Sana zarar vermek isteseydim bunu daha eğlenceli bir şekilde yapardım. Zehirleyerek ya da güçlerini çekerek değil. Tabi güçlerini emdim ama bu lazım oldukları için değil..." Arkasını döndü ve kendi kendine mırıldandı.

"Sonuçta karşı koymanı istemeyiz değil mi? Burası neresi biliyor musun? Kraliyet sarayı ve şuan I.Elizabeth'in odasında bulunuyorsun. Tabi tam olarak öyle demezdim ama kısa tabirle onun odası sayılır. Kodes dünya diye onun olmadığı anlamına gelmiyor." Duyduklarım ile şok geçirdim.

"Ne?! Kodes dünya mı? Beni nereye getirdin aptal!" Çırpındım ve korku içinde bayılmamak için çabaladım. Kendi halinde yaşayan bir cadıyken bu maruz kaldıklarım beni delirtebilirdi.

"Sakin ol sevgilim. Bu öyle tıkılıp kaldığın sonsuza kadar çıkamadığın türde bir yer değil. Ben kapı açma konusunda uzmanlaştım. Benneth kanına o kadar gerek yok bu yerde." Gizlice göz dağı veriyordu. Ben kapı açma konusunda uzmanlaştım...

Yani ben çıkamazdım. O olmadan olmazdı.

"Rahatlamam mı gerekiyor? Ne istiyorsun benden? Bırak beni gideyim. Kimseye anlatmam yemin ederim!" Cadı gururum yalvardığım için küçük düşse de umursayacak durumda değildim.

"Yapma ama! Burada seni mutlu edeceğim. Söz veriyorum. Hem sen isteyene kadar sana dokunmam. Buna  gönüllü olmasam da söz veriyorum." Dibime girdi ve alnıma öpücük kondurdu.

"Bak, şimdiden aramızda özel bir öpücük bağı kurduk! İlişkimiz günden güne artacak. Bana inan lütfen." Elini zincirlerime uzattı ve tek hamlede onları açtı. Bileğimi ovalarken düşünüyordum. Madem çözecekti neden en başta kilitlemişti ki?!

"Özel bir öpücük falan değildi. Rızam olmadan öptün. Sana inanmamı da bekleme. Yine rızam dışında beni buraya zorla getirdin ve beni güçlerimden mahrum bıraktın. Hangi cadı güçlerini çalan birine güvenir ki?"

Elini belime koydu ve beni odanın dışına yönlendirdi, "Deme öyle. Alnından öptüm alt tarafı. Kendi isteğinle dudaklarıma yapışacağın günler de gelecek. Ayrıca güç çalma meselesi sana güvendiğim anda bitecek. Beni incitmeni istemem. Hassas bir vücudum var sonuçta... Yoksa buradan kaçabileceğin için vermiyor değilim." Son sözlerini sırıtarak kurdu.

Benimle alay ediyordu ve beni aşırı sinir ediyordu. Belimde ki kolunu ittim.

"Nereye gidiyoruz?" Konuyu değiştirmek istedim.

"Aslında sarayda kalmak abartılı olacağı için kendi evimize gidiyoruz." Tuhaf tuhaf baktım, "Madem gidecektik en başında neden buraya geldik?"

İttiğim elini tekrar belime sardı, "Gözlerini güzel bir yerde açman için tabiki. Elizabeth'in odasında uyandığın için mutlu olursun sanmıştım. Hayal kırıklığına uğradım." Ters bakışlarımı gördüğünde güldü, "Sadece dalga geçiyorum. Gel hadi, çok uyuşuk yürüyorsun. Seni görende tüm gücün emilmiş sanacak!" Çok komikmiş gibi birde kahkaha attı.

Saraydan çıktığımızda bir arabaya ilerledik.

"Kodes dünyalarda elektrik ya da başka şeyler çalışmaz sanıyordum?" Güldü, "Çalışmıyor zaten." Anlamamıştım ama beni sürücü koltuğuna oturttuğunda anlamaya başlamıştım.

Arabanın üstüne çıktı ve bana seslendi, "Evimizin yolunu biliyorsun umarım?" Kafamı iki yana salladım, "Burası Buckingham sarayı. Yani İngiltere'deyiz. Nereye gideceğimi nasıl bileyim?" Kaba davranmadan edemedim. Hayatım boyunca Mystic Falls dışında bir yere gitmemiştim. Nereden bilmemi bekliyordu acaba?

"Hayatım sakinleş biraz. Beğendiğin her hangi bir ev bizim olabilir. Sonuçta bizden başka kimse yok burada. Ayrıca senin hayatının o küçük kasabada geçtiğini biliyorum. Biraz gezmek bizim için iyi olur." Bunu bilmesine şaşırmıştım.

Demek bu yüzden direksiyona beni geçirmişti. Evimizi benim seçmemi istediği için. Gerçi arabayı başka türlü nasıl kullanacaktı ki? Arabanın üzerine çıkmış bir halde arkasını döndü ve güçlerini kullanmaya başladı. Araba hareket edince direksiyon ile tekerlere yön verdim. Bir süre dolaştık ve yaşamaya değer bir yer aradım. Sonunda eski görünümlü görkemli bir evin önünde durduk.

Burası çok güzeldi. Ne var ki böyle bir yeri benim için önemli olan biriyle paylaşmayı isterdim. Ancak elimde pek seçenek yoktu. Kaşla göz arasında elini tekrar omzuma atmıştı.

Bir süre ona katlanacaktım. Ve sonra...kaçmanın bir yolunu bulacaktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Multifandom -Hayal Et-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin