-Tom Riddle- part 2

389 32 4
                                    

***

YN müdürün odasında suskun suskun oturuyordu. Yanında duran kıza bir tane çakmamak için zor duruyordu. Kapı gıcırdadığında müdür içeriye girmişti. Koltuğuna oturup odasında ki kızlara baktı.

"Elis...sen anlat." Elbette ondan dinleyecekti çünkü bu hikayede kurban o salak kızdı.

"Profesör..." Birden ağlamaya başlayınca YN gözlerini devirdi, "O kız, o şeytan kılıklı kız...durduk yere bana lanet attı-" Birden YN ayağa fırladı, "Yalan söylüyor! Durduk yere değildi. Beni kışkırttın. Bunları hatırlamıyor musun Elis?!" Kurban kız korkuyla ayağa fırladı ve sandalyenin arkasına saklandı.

"Profesör beni koruyun!" YN öfkeyle kıza yürüdüğünde aralarına müdür girdi.

"Yeter! YN sıra sende. Anlat." Gelen komut ile sandalyesine çöken kız anlatmaya başladı, "Profesör Kinglight...Hopsson birden yanıma geldi ve ailem ile alakalı saçma sapan şeyler söylemeye başladı. Tamamen kıskançlık içeren cümleleri kız kardeşime yönelik hakaretlere dönüşünce kendimi tutamadım ve ona lanet attım." Kinglight elbette okulun güzide kızına inanıyordu ancak YN basit bir lanet atmamıştı.

"Olayın üzerinden 2 gün geçtikten sonra konuşmamızın sebebini biliyor musun peki YN?" Kız gözlerini kaçırdı, "Emin değilim." Profesör başını sıvazlayarak derin bir iç çekti, "Attığın lanetin etkisi iki gün sürdü. Elis'i de dinlemek için onun uyanmasını beklemek zorundaydık." YN hıhladı ve kendi kendine mırıldandı.

"Bende korktuğu için onu iki gündür görmediğimi düşünmüştüm..." Geriye rahatça yaslandı, "Bunu haketti Profesör. Cezamı verinde gideyim." Gözlerini odada gezdirdi, "Evet YN Ballard. Gideceksin. Bu okuldan atıldın." Kızın gözleri şok ile adama döndü.

"Ne?! Böyle bir şey için okuldan attığınız görülmüş şey değil. Ne diyorsunuz siz? Okul ve turnuva birincisini okuldan atarsanız itibarınız ne olur?!" Ellerini sertçe masaya vurdu, "Beni atamazsınız!" Profesör bu kızın tehlikeli olduğunu ve aynı zamanda haklı olduğunu biliyordu.

"Bunun ilk olmadığını hepimiz biliyoruz YN. Seni yeterince görmezden geldim ancak artık bunu devam ettiremem." Bizzat kendi ağzıyla görmezden geldiğini itiraf edince Elis ters ters baksa da sonuç itibarıyla mutluydu çünkü kendisine verilen görevi yerine getirmişti.

İngiltere'nin soylu ailelerinin başında  gelen Lestrange ailesi ile birleşecekti, daha ne isterdi ki...

YN öfkeyle odayı terk edip kendi odasına gitti. Eşyalarını hazırlayıp bir an önce yola koyulmalı ve daha iyi bir yer bulmalıydı.

***

2 hafta sonra...

Kırmızı tren sonunda durduğunda kız kompartımandan çıktı.  Koskoca treni bir kişi gelecek diye kullanmışlardı. Bu abartılı bir karşılama olacağının haberini veriyordu.

YN en iyi okullardan biri olan Ilvermony'den atıldıktan sonra elbette daha iyisine gitmeliydi. Hogwarts oradan bile daha iyiydi duyduklarına göre. Treni tamamen terk ettiğinde genç olduğu belli olan ama oldukça uzun boylu bir adam onu karşıladı.

"Merhaba! Ben Rubeus. Seni okula ben götüreceğim. Sen YN olmalısın değil mi?" Kız yol boyunca susmayan bu adam ile vakit geçirdi. Adam diyordu ancak kendisinden küçük olduğunu öğrenmişti. Meğer yarı dev olduğu için büyük duruyormuş.

Sohbeti çekilmez bir hal aldığında kendisi devam etmek istediğini söyledi ve onu yalnız başına bırakıp okula girdi. Ders saati olmalıydı çünkü koridorlar bomboştu. Buna rağmen bir öğrenciye rastlamayı başardı. Bu , onun geleceğini en başından beridir bilen Tom Riddle'dan başkası değildi.

Bugün  geleceğini bildiği için dersi ekmişti. Dersten revire uğrayacağı bahanesi ile ayrılmıştı. Aslında her şey sandığından daha kolay olmuştu. Kız Hogwarts yerine başka bir okul seçseydi de önüne taş koyacak ve yine buraya gelmesini sağlayacaktı ama her şey daha kolay olmuştu. Çünkü kız kendi isteği ile gelmişti buraya.

YN yeşil üniforma giymiş genç adamı durdurdu, "Hey, müdürün odasına nereden gidebilirim?" Riddle ona gülümsedi, "Seni götüreyim. Ben okul başkanı Tom Riddle. Sen yeni öğrencisin. Bugün geleceğini bilmiyordum." Kız gülümsedi.

"YN Ballard. Demek bugün geleceğimden haberiniz yoktu. Tren ile alınmaya gelince bende karşılama olur sanmıştım." Tom, kız onun önüne geçtiğinde sırıttı. Treni o göndermişti. Biricik ruh eşinin bu zevki tatmasını istemişti. Üstelik sürekli gülmek istiyordu çünkü şimdiden güçlenmişti ve bunu hissettikçe kahkaha atası geliyordu.

Yürüyen merdivenler bittiğinde Griffin heykelinin önüne geldiler.

"Armando Dippet, okul müdürümüz." Kapının şifresini söyledi ve dönen mereivenler göründü. Tom kızın içeriye girmesini bekledi. YN müdür ile kısa bir görüşme gerçekleştirdi. Odadan çıktığında Tom dışarıda onu bekliyordu.

"Ders programını vermiş olmalı. Ah, neredeyse unutuyordum. Binan ne?" YN konuşkan bir kız değildi. Yılanları duymuştu. Bu çocuk sebepsiz yere onunla konuşuyor olamazdı. Aşina olsa iyi olurdu çünkü o da artık bir yılandı.

"Slytherin." Tom memnun bir şekilde onun koluna dokundu ve hafifçe ilerletti.

"Odana gitmene yardımcı olayım o zaman." Tom ruh eşinin Slytherin olmasına şaşırmamıştı, öyle olması gerekiyordu zaten. Yine de olması oldukça beklenen bu olay onu sevindirmişti. Belki bu kız onun yardımcısı olmaya hak kazanırdı?

***

Yıllar sonra aktiflik sağlamaya çalışan yazara ne diyoruz?

Multifandom -Hayal Et-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin