"hyung kapı!"
"geldim!"
Ellerim köpüklü, bulaşık yıkıyor olduğum için böyle bağırıyordum. Birkaç tabak kalmışken büyük ihtimalle onlar gelmişti. Hala içimden 'arkadaşım dediği kişi Chan olmasın' diye dua ediyordum. İçeriden gelen sesleri dinlemeye başladım.
"hoşgeldiniz"
"merhaba Minho.... Hyung"
Gülüşmelerden sonra diğer kişinin sesini duymuştum.
"merhaba ben Chan memnun oldum"
Yerin içine girmek istiyordum. Şuan, tam şuan yok olmalıydım. Duyduğum isimle elimdeki tabağı yere düşürüp kırmıştım zaten. Mutfağa gelen adımlar ile yutkundum. Neyseki içeri giren kişi Minho hyung idi.
"Seungmin iyi misin bir yerine bir şey oldu mu?"
"h-hayır iyiyim"
Yerdeki toplamaya çalıştığım porselen parçalarını topladı beni kenara çekerek. Süpürgeyle de süpürüp bana döndü. Yüzümü avuçlarım arasına aldı.
"hasta mısın? Rengin solmuş ateşin filan mı var?"
"iyiyim"
"tamam..... İçeri gel hadi Jisung ile ders çalışacağız"
Korktuğum dakikalar başlıyordu işte. O geceden sonra ilk karşılaşma. Birbirimizi tanımıyor gibi el sıkışacağımız. Ya da onun bana ne yapacağı...
O gittiği gibi kendime gelmek için biraz oturdum. İçeri geçmek zorundaydım, yoktu odama gitme gibi bir lüksüm. Kalkıp mutfaktan çıktım. Jisung ve Minho hyung u giderken gördüğümde selam verdim.
"merhaba Jisung"
"selam nasılsın?"
"iyiyim teşekkürler"
Onlar gitti ve içeride sadece Chan ın olduğunu bile bile girdim oturma odasına. Koltukta normal şekilde oturmuş telefonu ile ilgilenirken ben gelince gözleri beni bulmuştu. Hiç konuşmadan başka bir koltuğa oturdum ve ellerimle oynamaya başladım. Tam şuan ağlamak istiyordum neden burada diye...
"Seungmin"
"neden buradasın?"
Kısık çıkan sesim ve ona bakamayan gözlerim.... Acınacak durumdayım?
"Seungmin bana bak"
Başımı biraz kaldırıp siyah saçlarını arkaya iterken bana bakan çocuğa baktım. Çok yakışıklı... Seungmin hayır!?
"iyi görünmüyorsun"
Bir tepki vermeden hala onu izliyordum. Koltuktan kalkıp yanıma geldi. Biraz mesafe bırakarak oturdu. Gözlerim bir saniye ondan ayrılmıştı ma konuşması ile tekrar onu buldu.
"benden korkma lütfen"
Elimi gülümseyerek dizime koydu. Güven vermeye çalışıyordu. Amacının bana dokunmak olmadığı barizdi. Yanlış anlamayayım diye elini hareket dahi ettirmiyordu. İç ısıtan ve nefes aldıran gülümsemesi beni de düzeltmişti biraz. Biz böyle birbirimize bakarken kapının açılması ile o çok usta şekilde oyunculuk yapıp elini çekmişti. Bu hali beni güldürmüştü. Bu iyi bir şey, bari o kadar stresli değilim.
"telefonumu burada unutmuşum"
Telefonunu alıp hiç fırsatı kaçırmadan ellerini saçlarıma daldırmış kısa bir karıştırdıktan sonra çıkmıştı. Birbirine giren saçlarımı düzlerken Chan ın gülümseyerek beni izlediğini fark etmiştim.
"Seungmin gözlerime bakarak soruma dürüstçe cevap vermeni istiyorum"
Bedenimi koltukta ona çevirmiştim. Ona kötü davranmam saçma olurdu bir yandan da bana bir şey yapmamıştı.
"d-dinliyorum"
Bir nefes aldı ve o da benim gibi bana döndü. Elimi tuttu ve parmaklarıyla sevdi elimi.
"doğruyu söyle bana, p-pişman mısın?"
Karışık bir cevap vermekten bir çarem yoktu. Hislerimi bilmeliydi.
"aslında bunun cevabını bende bilmiyorum, o gece seninle olduğum için mutluyum sadece birlikte olduğumuzdan değil, sen olduğu için mutluyum... Ne diyeceğimi de bilmiyorum ama inan bana iyiki karşılaştık gibi hissediyorum"
Gözleri mutlukla dolmuştu benim gibi... Ellerimi daha sıkı tutup avuçlarımı öptüğünde kocaman gülümsemiştim. Şuan aramızda ne oluyordu anlayamıyordum...
"benimle iletişimini bırakma lütfen, benden asla korkma, tamam mı?"
Başımı yukarı aşağı yaptım ve boynuna sıkıca sarıldım.
Tanrım, kokusu harikaydı...
#_#
Chanmin shiplemeyip okuyan var mı?
Stray Kids den hangi üyeye sarılmak isterdiniz?
Vee bölüm nasıldı?
Diğer bölümde görüşelim
💜💜💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stars And Raindrops | Chanmin
FanficSeungmin gece kız arkadaşının ayrılık mesajı ile yıkılır. Hava almak için dışarı çıkar ve içen Chan ile tanışır. Eskileri unutmak için birlikte olurlar. Ama Chan için Seungmin tek gecelik ilişkiden fazlası olur... Chanmin Hyunlix Minsung Jeongbin [...