Seungmin gece kız arkadaşının ayrılık mesajı ile yıkılır. Hava almak için dışarı çıkar ve içen Chan ile tanışır. Eskileri unutmak için birlikte olurlar. Ama Chan için Seungmin tek gecelik ilişkiden fazlası olur...
Chanmin
Hyunlix
Minsung
Jeongbin
[...
"Seungmin neden tek noktaya bakarak bir gülüp bir ağlıyorsun?"
Minho hyung un bana söylediği ile aklımdaki düşünceleri atmaya çalışmıştım. Ne diyecektim ona bilmiyordum. Dün gece sadece adını bildiğim bir adam ile yattığımı ona nasıl açıklarım... Pişmanım. Keşke dün hiç dışarı çıkmasaydım. Onu hiç görmeseydim... O anki kırgınlığımı yendim, artık eski sevgilimi düşünmüyorum bile. Sanırım...
"yok bir şey hyung neyse bugün dersin var mı?"
"hayır yok ama eve bir arkadaşım gelecek ders çalışacağız"
"tamam ben evdeyim bugün"
Minho hyung gittiğinde gülümsemem gitmişti. Nasıl böyle bir şey yaparım diye düşünmeden edemiyorum. Tek gecelikti ve bitti diyemiyorum kendime. Sürekli o sahneler var aklımda. Sürekli bana emredişi var... Bir daha karşılaşmama umudu içinde yaşayacağım sanırım.
Bunları kafamdan atmam lazımdı ve kendimi bir işe vermeye çalıştım. Mutfağa gittim ve karşılaştığım Minho hyung a sordum.
"hyung gelen arkadaşın aç gelir mi?"
"sanmıyorum bize ağırlık vermek istemez, neden?"
"söyle aç gelsin yemek yapacağım"
Benim alay ettiğimi sanarak bana boş boş baktıktan sonra kaşlarımı çattım.
"bakma öyle hyung ciddiyim!"
"senin ateşin falan yok demi iyisin, çünkü sen ve mutfağa girmek anlarsın ya uzak şeyler"
Sinirle mutfağa girdim ve küçük bel önlüğünü belime bağladım. Ellerimi yıkadığım sırada konuştu.
"ayh ne yaparsan yap, depresyon sana yaramış belli ki"
"BEN DEPRESYONDA DEĞİLİM UNUTTUM ONU!"
Aklıma dahi gelmiyor depresyonda falan değilim ben.
"aman be bağırma ne yaparsan yap"
O içeri gittiğinde buz dolabının yanına gidip buzluktan bize yetecek kadar et çıkardım. Küçük küçük doğradıktan sonra telefonumdan baktığım tarife göre baharatlarını ekledim. Onu fırınlayıp pilavı hazırladım. Salata malzemelerini doğrarken Minho hyung yine yanıma gelmişti. Sürekli yaptığı şeyi yine yapıp bana arkamdan sarılmış ve saçlarımı karıştırmıştı.
"oyy sen yemek mi yapıyorsun, yerim seni mis gibi kokuyor biliyor musun yemekler"
Yanağıma öpücük bıraktığında elimin tersiyle iğrenir gibi sildim öptüğü yeri. Unutmamıştım bana 'depresyondasın, sen kim mutfağa girmek kim' dediğini.
"işim var hyung!"
"hmm öyle mi?"
Doğradığım yeşilliği bırakıp elimdeki bıçağı gösterdim ona. Bunu yapınca kıkırdayarak geriye çekilmişti. Tezgaha dirseğini koyarak beni izlemeye başladı. Arada bir doğradığım salatalıkları yiyerek beni izliyordu.
"eline dikkat et kesme"
"çocuk değili- ahh"
Kanayan parmağımı görür görmez hemen elimi tutup suya götürmüştü. Yarım kalan salatam ve sardığım parmağım ile misafirimizin gelmesini beklemiştim.
* * *
"Seungmin gel hadi"
"geliyorum!"
Odamdan çıktığımda Minho hyung çoktan kapıyı açmıştı. İçeri giren kısa boylu, küllü sarı renginde saçları olan bir çocuk girmişti. Gülümseyerek elimi uzattım. Hemen elimi tutup benimle selamlaştı.
"merhaba ben Seungmin"
"ben jisung memnun oldum"
Adını söylediği an aklıma o gelmişti, onun sözleri... 'jisung, felix ve jeongin benim kardeşlerim gibi..' Tesadüf sadece Kore de sadece 1 tane jisung yok sonuçta.
Minho hyung ve jisung içeri geçtiğinde ben masayı hazırlıyordum. Herşey hazır olduğunda onları çağırdım.
"yemek hazır"
Yanıma geldiklerinde masaya oturduk ve yemeye başladık. Jisung un telefonu çaldığında bizden özür dileyerek masadayken açtı.
"alo hyung......arkadaşımdayım demiştim ya sana......tamam geç kalmam......tamam Channieee geleceğim hemen......görüşürüz"
"C-Chan mı?"
Hayır bunu sesli söylememeliydim. Kısık olsa da yanlışlıkla söylediğim şeyi duymuşlardı. Jisung hiç bozuntuya vermeden cevaplarken ben dün geceki yaşananları aklıma getiriyor ve soğuk soğuk terliyordum.
"ikizim ve kardeşim ile onunla kalıyoruz küçüklükten beri tanıyorum onu, bize abimiz değil de babamız gibi bakıyor"
#_#
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
