başlık bulamadım

581 67 114
                                    

Peter aceleyle asansöre binerken Wanda'nın neden kendisini çağırdığını merak etti. Pietro'dan sonra kendisini kardeşi gibi gördüğünü biliyordu. O da zamanla onun tatlı cadı ablası olmuştu. Asansör durduğunda dışarı çıktı ve hepsinin üzerinde çeşitli pijamalar olan yenilmezleri gördü. En komikleri ise Asgard'dan yeni gelen Loki ve Thor'un tuhaf geceliğiydi.

Tony ağır adımlarla Peter'ın yanına gelip ona sarıldı. Kulağına, "Bana kızmadın öyle değil mi? Sadece senin liderlik becerilerine sahip bir genç olduğunu kanıtlamaya çalışıyorum." diye fısıldadı.

Peter her ne kadar istemese de Tony'nin kollarından ayrıldı ve Loki'nin yanına oturdu. Wanda'nın kendisini kandırdığını tahmin etmeliydi.

"Hey tesero, benimle konuşmuyor musun?"

"Bay Loki, şuradaki yaşlı adama söyler misiniz, beni tehdit eden kimseyle konuşmuyorum." dedi Peter. Koltukta iyice yerleşirken Loki'ye daha çok yaklaştı. Bunun Tony'yi sinir edeceğini biliyordu çünkü Tony Peter'ın kendisi dışında kimseyle aşırı yakın olmasını istemezdi. Loki Peter'ın planını anlamış olacak ki bir elini Peter'ın omzuna attı.

"Çocuğu duydun Tony, seninle sonsuza kadar konuşmak istemiyor."

Peter'ın dudaklarından küçük bir inleme kaçtı. Loki'ye yaklaşarak, "Sonsuza kadar çok fazla oldu, ben o kadar dayanamam." dedi. Tabi bunun Tony ve tüm yenilmezler tarafından duyulacağını düşünmemişti.

Tony, Peter ve Loki'nin oturduğu koltuğa gelip Loki'yi ittirdi ve Peter'ın yanına kendisi oturdu. "Ondan uzak dur. O benim." dedi Loki'ye bakarak. Bu odadaki herkesi güldürmüştü.

Tony hala devam eden gülüşmelere aldırmadı. "Bak evlat," dedi Peter'a ithafen "Ben sadece senin ne kadar sorumluluk sahibi ve güçlü birisi olabileceğini kanıtlamak istedim. Kendi içindeki cevheri keşfet, çünkü senin çok güçlü olduğunu biliyorum, her anlamda. Tıpkı-"

"tıpkı benim gibi' diyecekti ama lafı "Tıpkı Kaptan Amerika gibi" diyen Peter tarafından yarıda kesildi.

Oturduğu yer alev almış gibi birden ayağa kalktı. Gözü seğiriyor, sinirle Steve'e bakıyordu. "Pekala evlat, kostümüne el koyuyorum. En iyinin ben olduğunu kabul edene kadar geri alamazsın."

"O zaman ben de senin zırhlarını satarım." dedi Peter. Gülmemek için zor duruyordu.

Tony gözleri dolu dolu olmuş bir şekilde Steve'e yaklaştı. "Siz- siz ikiniz, metal kollu arkadaşın ve sen oğlumun beynini yıkadınız. Yalan yanlış şeyleri doğru diye öğrettiniz. Sizi hayatım boyunca affetmeyeceğim."

Bütün bunları ciddiye alan Steve Tony'i sakinleştirmeye çalışıyordu. Peter Wanda'yla birlikte ortadan kaybolmuştu. Loki ve diğerleri ise gülmekten yanakları ağrımış bir halde yeni bir atağı bekliyorlardı.

Sonunda Peter ve Wanda salona geldiler. Peter'ın elinde yamuk yumuk bir şey vardı fakat üzerindeki örtü yüzünden hiçbir şey belli olmuyordu.

Peter en sevimli sesiyle "Bay Stark, buraya bakar mısınız?" dedi. Steve ile tartışma içerisinde olan Tony hemen o tarafa bakmıştı.

"Evlat o da ne?" diye sordu tereddütle.

"Barışma hediyemiz." Peter korkunç bir şekilde gülümsüyordu. Herkes bilirdi ki Wanda ve Peter bir araya geldiyse kesinlikle korkmaları gereken bir şey vardı.

"Hediyeyi görebilir miyim?" dedi Tony. Yavaş yavaş Peter'a yaklaşmıştı.

"Tabiki" Peter örtüyü kaldırdı ve kırmızı-sarı metal parçalarını herkese gösterdi. Tony'nin gözünden bir damla yaş süzüldü. Bu olmuş olamazdı değil mi? Pek sevgili kıymetli zırhı orada öylece yatıyor olamazdı.

"Hediyenizi beğendiniz mi Bay Stark?"

Bunu yapan başkası olsaydı çoktan cehennemin yedinci katına gitmiş olurdu ama konu Peter olunca akan sular duruyordu işte.

Tony kollarını açarak Peter'a sarıldı. Küçük Örümcek, metal parçalarını Wanda'ya vererek kollarını Tony'e doladı.

"Çok beğendim, hayatımda hiç bu kadar güzel bir hediye almamıştım." dedi. Hala ağlamaya devam ediyordu. "Beni affetsin mi?"

"Size hiç küsmedim ki, sadece trip atıyordum. Ayrıca o zırh değildi, sadece parçaları kırmızı ve altın rengine boyadık."

Tony Peter'a sarılmaya devam ederken derin bir oh çekti. Gerçi Peter bütün zırhlarını paramparça etse yine de sesini çıkarmazdı.

Tüm ekip bu dramatik sahneyi ağızları açık izliyorlardı. Az önce ne olmuştu öyle? Natasha, geçen gün sadece zırhın koluna dokunduğu için tüm kulede Clint'i kovalayan Tony'yi düşündü. Belliki Peter'ı gerçekten çok seviyordu.

Tony ve Peter hala sarılıyorlardı. Peter ayrılmak istese de Tony koala gibi yapışmış burakmıyordu. Sonunda ayrıldıklarında elinde turşu kavanozuyla girişte bekleyen Clint'i gördüler.

Clint kavanozun kapağını açtı ve ağzına turşu atarken konuştu:
"Ne kaçırdım?"

Sizi bilmem ama ben bu bölümü yazarken baya eğlendim

Okul Gezisi Mi? [Peter Parker]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin