10

811 32 6
                                    

Kerem"

Evet istemeden fazla samimiyet göstermiş olabilirim. Ama nedeni daha fazla kimsenin kalbini kırmamak. Herkes bahar gibi değildir herhalde ya. Kalbim son iki yıldır kilitliydi. Kapısını zorlayan elbette ki oldu. Sonucunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Kız arkadaş edinmeye çalışıyorum. Nereye kadar baharda kilitli kalacaktım ki. Ne onun buna hakkı vardı ne de benim böyle birşey yapmak hakkım vardı. Açık olayım adel'e yaptığım şeylerden sonra kendimi her gün affettirmek gibi zorunlulukta hissediyorum vardı. İspanya'ya gideceğini duyduğumda gitmesini istememe nedenimde o. Küs uyumak istemiyorum. Ya oraya gidip geri gelmeyecekse? Kötü biri olarak bilinmek istemem açıkçası ama ne yapayım. Birisini bir kızla görünce aklımda hep bana olanlar canlanıyor.(fark ettiyseniz lima*yazar* "ezel" dizisi hayranı.) Anlık bir kararla adel'i aradım. Ne diyeceğimi bende bilmiyorum.

Adel: Alo

Kerem: Alo adel

Adel : Ha kerem

Kerem: Evet

Adel: ee ne oldu

Kerem: Birşey olmadı şey diyecektim ya

Adel: Ne

Kerem: Gitmeden vedalaşacak mısın?

Adel: Vedalaştık ya

Kerem: O sayılmaz hem sadece gideceğini söyledin

Adel: Nasıl ya

Kerem: Ben konum atarım görüşürüz.

Telefonu birde utanmadan suratına kapattıktan sonra konumu attım evden çıktım. Evet herşey bir anda oldu ama olsun. Arabanın yanına geldiğimde kazımcan yanıma geldi

Kazımcan: Bende tam sana geliyordum

Kerem: Buraya niye geldin

Kazımcan: Ben adel'e gidiyordum o da bana seninle buluşacağını söyledi benide götürürsün belki

Kerem: Hızlı ol hadi

Arabadayken can şarkı açmıştı bir yandan da onu dinliyorduk "simge - miş miş"

Kazımcan: ADEL? ABI ABI DUR KOSEYE CEK

Kerem: Ne oldu

Başımı baktığı yere çevirdim. Adel kaldırımda oturmuş kaşını tutuyordu.

Kerem: Ne oldu burda adel cevap verir misin?

Adel yere bakıyordu. Yüzünde hiçbir tepki yoktu. Daha da korkmaya başladık.

Kazımcan: Adel iyi misin gel seni götürelim değil mi abi?

Kerem: Aynen aynen

Adel: Gerek yok

Hala bakmıyordu.

Kazımcan: Ne oldu tane tane anlatır mısın?

Adel: Bence o haklıydı

Kerem: Kim işte kim konuşur musun artık.

Adel: Ne önemi var?

Yüzünü bana çevirdi. Can hemen beline sarıldı kollarını omzundan geçirdi arabaya kadar yürütmeye çalışıyordu. Tabii kızlar niye böyle anlamıyorum hepsi inatçı

Kazımcan: Şimdi değil ama daha sonra herşeyi bilmek istiyorum.

Adel: Tamam

Hemen dönüş aldım ve adelin evine geldik

Oturma odasında oturuyorduk. Uzun süre soru sormamız yasaklamıştı. iki saat boyunca oturuyorduk.

Kazımcan: artık birşey diyecek misin

Adel: Evet. Sizce de dünya çapında bilinmek ürkütücü değil mi.

Kerem: Konuyla ne alakası var.

Adel: Konu o ya zaten.

Kerem: Nasıl yani?

Adel: Keşke Ömer olsaydı.

Kazımcan: Şu durumda da Ömer diyorsun ya

Adel: Istediğini yap eğer tanınıyorsan ve güçsüz biriysen bu hiçbir şey.

Kerem: nasıl yani hayranın mı yaptı

Adel: Aksine benden nefret eden biri yüzünden oldu.

Kerem: O mu yaptı sen mi?

Evet salak salak sorular soruyor olabilirim.

Kazımcan: Bence adel kendi kendisini dövdü abi

Adel: neyse ne yarın gidiyorum. Bu ülke adel bayraktar'dan kurtuluyor. Sonsuza kadar.

Kerem: Sonsuza kadar derken?

Kazımcan: Evet ne demek o?

Adel: Fazla ikna edici sözleriniz varsa onları da duymak isterim.

Kerem: Gitme

Kazımcan: Çok yaratıcısın kerem abi gözlerim yaşardı az daha ben bile ikna oluyordum.

Adel: Şaka şaka bir yere gittiğim yok. Daha fazla soru sormayın diye konuyu dağıttım. Bu kadar yüklenmeyin.

Biraz daha oturduk sohbet ettik adel bana fal baktı. Inanmıyorum bu şeylere sadece adelin keyfi yerine gelsin diye

Adel: Şimdi senin için iki tane yol var. Bu iki yoldan birisini seçmen gerekecek sen arada kalacaksın ama doğrusunu bulacaksın en sonunda. Aklını kimseye çeldirtme.

Kerem: Evlilik falan görünmüyor mu?

Adel: Görünmüyor. Maalesef şansına küs.

Kerem: Hay şansıma ya. Dediklerini düşüneceğim.

Kazımcan: Benim fal daha iyiydi kıskan abi

Adel: Ahahaha

Kerem: Allah Allah bak sen.

Biliyorsun || Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin