Evlilik teklifi evet ettim ama hala nişanlıyız.Güya doğru zamanı bekliyoruz.Ama neyi beklediğimizden bizimde haberimiz yok.
Kerem: Daha fazla uzatacak mıyız nişanlı kalmayı?
Adel: Kerem pardon da ne demeye çalışıyorsun?
Kerem: Diyorum ki artık yapalım da bitsin.Çıksın aradan.Hem aynı evde yaşıyor olurduk.
Adel: Kerem derdin buysa sana daha önce sormuştum bunu.
Kerem: Adel anlamıyorsun ki ben müslümanım evlenmeden aynı evde kalmak hem adımı kötüye çıkarır hemde olmaz yani
Adel: Anlıyorum kerem anlamadığımı zannediyorsun.Ama çok iyi anlıyorum seni.
Kerem: E o zaman
Adel: Haftaya bakarız.
Kerem: Ciddi misin? Haftaya bile olsa hem çok hızlı hem de çok soğuk söyledin olmadı yani
Adel: Ne yapayım kerem? Ne yapayım anlamıyorum artık.Düğün bir gün bile sürmeyecek ki
Kerem: Sen öyle san. Daha önce hiç gitmedin mi türk düğünlerine?
Adel: Hayır.
Kerem: Yani bu araştırman gerek demek.
-
Ömer: Niye öyle dedin ki
Adel: Ömer anlamıyorsun galiba bana Türk düğünleri diyip duruyor.Anlamıyorum bu düğünlerden.Hem haftaya evleniyoruz güya ve arkadaşlarımın hazırlanıp gelmesi bile çok uzun sürer.
Ömer: O zaman yapılacak tek birşey var.
Adel: Ne?
Ömer: Kerem'i senin memlekete kaçır.
Adel: Tam benlik hareket ya zaten.
Bade: Abla bence de erken oldu
Adel: Ne yapacağım bir haftaya anlaştık.
Bade: Hem benim arkadaşlarımı çağırmam bile bir haftayı bulur.
Adel: Ne diyorsunuz ne yapayım?
-
Adel: Bende öyle düşünüyorum ama emin miyim şüpheli
Bade: Abla bak ben ilk sevgilimi yaptığımda 16 yaşındaydım taa 6 yıl önce yani o zamanlar bile ben anlıyordum bu tür şeyleri sen nereden çıktın abla ya romantizmden hiç anlamıyorsun.
Adel: Ha çok komik ablacım.
Bade: Bence bu bir fırsat.
Adel: Arayayım o zaman değil mi
Bade: Geç bile kaldın.
-
Adel: Ya yapsak ya iki haftaya
Kerem: Bir haftadan iki haftaya çıktı öyle mi? Bir sonraki hafta da üç haftaya dersin
Adel: Öyle değil kerem.Senin ailen burda, arkadaşların burda benimse burda tek tanıdığım Ömer biraz düzgün düşünür müsün?
Kerem: Ha o da var ailende yok nasıl yapacağız düğünü sen bunu düşündün mü
Adel: Kerem sen ciddi misin
Kerem: Evet
Adel: İyi öyle olsun ailesiz kızla evlenme o zaman kimseyi zorlamıyorum al yüzüğünde senin olsun belki buradan çıkışta o çok sevdiğin baharına verirsin.
Kerem: Ama dur gitme tüh ya
-
Yunus: Terk edildin öyle mi?
Kerem: Evet yunus evet kaç defa diyeyim
Barış: Ya keren ne kadar boş adamsın hem odun hemde duygusuzsun kıza nasıl ailen yok diyebiliyorsun ki
Kerem: Sinirden çıktı ağzımdan
Barış: Biz seni neye yolluyoruz sen nasıl geliyorsun ya
Yunus: Kerem beceriksizsin
Kerem: Tamam ya üstüme gelmeyin
-
28.02.202?
Evet tamda o gün evlendik.Trajikomik olabilir ama öyle
Adel: Kerem bu nasıl düğün
Kerem: Türk düğünü böyle olur canım.
Adel: Emin misin kerem bu başka bir yöreye ait gibi
Kerem: Alış bence
Adel: Allah'ım bayılacağım. Hangi düğünde dans edilip oynandığını gördüm ki zaten bizde olsa evet diyip bitirirdik tüm gün bu kıyafetlerle durman söyleyeyim de
Kerem: Arda abi gelseydi yaz dostum söylerdik
Adel: Allah'ım ya kafamı duvara vuracağım şimdi. Birbirlerinin parmağını tutup dans ediyorlar birde ya
Kerem: Ona halay denir.
Adel: Hadi canım olaysın
Düğünde derin maalesef ki geri döndü İtalya'daki öğretmenliğine devam etmrk için annemlerse gelmediler. EVET KOYDU!
Aşk kör olmaktır sözüne artık öyle bir inanıyorum ki artık anlamınıda derinden anlıyorum. Adel ve Kerem birbirinden asla haz etmeyen iki kişi üstelik.
Kerem psikolojik sorunları ile hayatta durmaya çalışırken,Adel özellikle fiziksel sorunlarıyla mücadele ediyordu.Adel ailesinin yokluğunda hayatını kardeşi derin(bade)'ye adamış,ondan başkasının ona,onun gibi iyi gelmeyeceğini anlamıştı.Derin her ne kadar ailesinin onu kabul etmediğini anlamıyor diye düşünülse de aslında derin herşeyin farkındaydı sadece ablasına bunu kabul ettiğini belli edip üzmek istemiyordu. Aslına bakarsanız derin ablası Adel'den bile önce ailesinin onları terk edeceğini biliyordu. Derin gerçekten hastaydı,ağır hastaydı kalbinden hastaydı.Ablasını o gün, ailesinden korumak için kendini feda etmişti.Adel pes etmeyip derin'i tek başına yetiştirdi de diyebiliriz. Kerem hem derdine derman oluyordu hemde her sıkıntısını dinliyordu adel'in. Derin yurt dışında işine devam edip hayatını yola sokacağını sanıyorken ailesi ona hayatını berbat edeceklerdi.Elbette derin'inde bundan haberi vardı bu kez hayatını onlara feda etmek yerine onları tehdit edip uzaklaştırıyordu.Evet ailesinin o gün hayatlarının son günüydü. İkiside ölümcül hastalığa yakalanmış ve kendilerine gün sayıyorlardı.
Derin gerçekten bir sinir hastasıydı.Birşeyi ne kadar isterse onu o kadar yapacak cesareti buluyordu kendinde.
Adel hayatında çok iyi şeylere imza atmış ve bunu devam da ettiriyordu.Adel derine geri dönmesini istanbulda birlikte devam etmelerini istedi.Derin ilk başta istemedi ama sonra kabul etti ve italyadaki hayatına son vermişti.Türkiye bekliyordu onu. Hayır derin'in umrunda olan ailesinin ölmesi değil,ablasının ne diyeceğiydi.
____________________________
EVVVVET! Bir kitabın daha sonuna geldik.Alışmalıyız herhangi bir kitapta ya iyiler kazanır iyi biter ya da kötüler kazanır kötü.Asıl dünyada ise iyiler nadiren kazanırlar.Bunu neden yazdığımı umursamayın :) Adel kazandı bu kitapta.Hemde keremi.