Adel"
GÜNLERDEN AYRILIK!
Tüm set aynı uçakla gidiyordu. Ne hüzün ne keder ben ispanya'ya gidiyorum. Hiçbir şey keyfimi bozamazdı. Taaa kii
TELEFON KONUŞMASI
Adel: Ben yola çıkıyorum
Kazımcan: Bekle gitme beraber gidelim havaalanına
Adel: Olur
Telefon kapandı daha sonra ne oldu bilmiyorum ama tam çıkacağım sırada kapının önünde bir araba park etmiş. Arabama ilerlerken kornaya basıldı sonra arabadan can indi daha sonra da evet keremle beraber gelmişlerdi.
Kerem: Ee nereye gidiyorsun daha burdan hep beraber gidelim işte.
Adel: Ne fark eder ki
Kerem: Arabayı geri kim götürecek sen uçakla gidersen.
Adel: Sen hiç dert etme şoförüm bunun için var.
Kerem: Haa
Can: Gitmekten vazgeçtin galiba
Adel: Ha yok çabuk gidelim
Her neyse geçtim keremin arabasına. Keşke Ömerde olsaydı. İzmir'de ailesiyle tatil yapıyor olmasaydı tabii ki...
Kafamı cama yasladım bu biraz huzursuz etse de birşeyler düşünmek için harika bir hareket olabilirdi.
Can: Hayırdır nereye daldın öyle adel
Adel: Hiç öyle İstanbul özler mi acaba
Can: İstanbul tabi ki özler en genç kadın oyuncusunu.
Adel: Yorumun için teşekkürler.
Kerem: Ee nasıl olacak bizle konuşabilecek misin yurt dışından çok yazıyor fatura diye biliyorum.
Adel: Para hiç önemli değil her gün ararım sizi. Bol bol rahatsız edeceğim sizi şimdiden söyleyeyim de.
Can: Sen aramasan arayanımız yok zaten
Kerem: Niye öyle diyorsun abicim biz varız.
Can: Adel gibi olmuyor ki
Adel: Allah Allah benim özelliğim ne can.
Can: Öyle işte.
Kerem: Hadi hayırlısı.
Geldik hemen indim sanki çabucak defolmak istiyor musum gibi bu şehirden. Can'a çok sıkı sarıldım. Ne de olsa gidipte dönememek var. Kereme de elimi uzattım el sıkıştık. (tanimiyorum seni kardeşim.)
Kerem: Hakkını helal et
Adel: Helal olsun sende helal et
Kerem: Benden de sana helal olsun. Ee ne zaman bineceksin
Adel: Set'in yanına gideceğim şimdi onlar yerini almıştır büyük ihtimalle.
Can: Bak söz verdin arayacaksın beni
Adel: Kardeş sözü
Can: Aynen kardeş sözü.
Adel: Görüşürüz.
Kerem"
Can, adelle gideceğini öğrendiğim an kendimi ortaya attım ve kendi kendimi davet ettirdim( en sevdiğim iştir.) beraber yola çıktık.
Kazımcan: Abi sence giderse geri döner mi
Kerem: Döner kardeşim niye dönmesin
Kazımcan: Bilmiyorum içimde kötü bir his var. Adelin zaten gitme ihtimali de var.
Kerem: Nasıl yani? Benim bilmediğim birşey dedi mi sana? (elbette ki demiştir benim ki de soru)
Kazımcan: Dedi abi
Kerem: Ne dedi
Can: Söylemeyeyim olmaz abi
Kerem: Niye ben arkadaşın değil miyim?
Can: Benim için evet ama onun için tam tersisin.
Biraz daha yol gittik az kalmıştı.
Can: Abi sen değer'e inanır mısın
Kerem: Bundan önce sorman gereken başka bir soru var
Can: Ne?
Kerem: değer diye birşey var mı?
Can: Niye olmasın abi
Kerem: Bilemiyorum artık.
Can: Nasıl yani
Kerem: Can durduk yere niye böyle sorular soruyorsun?
Can: Öylesine abi ya fazla sallama beni
Kerem: Öyle olsun
Adel'i de aldık bıraktık dikkatimi çeken tek şey can'ın hareketleri. Artık kız gidecek diye paranoyaklaştı mı bilmiyorum. Adeli bırakınca direkt soru yağmuruna tuttum çocuğu.
ARABADA
Kerem: Üzüldüm bu kadar erken gitmesine daha hiç konuşmamıştım bile.
Can: Neden acaba abi
Kerem: Can kizmazsan birşey soracağım.
Can: Sor
Kerem: Adel diyince aklına ne geliyor tam olarak
Can: Kardeş,abla,dost sırrımı verdiğim tek kişi
Kerem: Bilmem belki sende benim gibi kızlara fazla güveniyorsundur
Can: Imkanı yok abi kardeşim,ablam gibidir.
Kerem: Allah Allah bak sen
Hikaye hakkında yüz elli tane sorun çıktı ya onlarla uğraşayım derken yanlışlıkla hepsini silmişim dün yayınlanamadım