İspanya'daki 43 günlük bir çekim yaptık elbette ki Türkiye'ye gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Sürpriz olur onlara da ya. Valizleri alıp indim uçaktan benim şoföre evden önce kazımcan'ın evine götürmesini istedim. Bugün antrenmanları yoktu dünden sormuştum. Kazımcan'ın evine geldim belli ki ailesi yoktu. Kapıyı çalacaktım ki evin arka tarafındaki bahçeden konuşma sesleri geliyordu. Diğer tarafa döndüğümde bahçedeki iki sandalye de havuza doğru dönmüş kazımcanla kerem konuşuyordu.
Kerem: Biliyor musun gerçekten özledim.
Kazımcan: Bende öyle.
Kerem: Keşke o gün barselona maçına gitmeden itiraf edebilseydim. Eğer geriye dönüp söyleyebilsem söylerdim."adel" derdim."her n-" (ezel 1.bolum 5:06)
Adel: Anlamadım?
Kazımcan: Abi deli miyim bilmiyorum ama hala sesini duyuyorum.
Adel: Deli değilsin sadece arkandayım.
İkiside arkasına döndü. İlk can'a sarıldım biraz terledim hava değişikliği oldu sonra keremle de aynı şekilde sarıldım (sonra tersini düşünmesin diye.)
Kerem: Sen ne zaman geldin
Adel: Çok olmadı. Gelir gelmez evden önce buraya geldim.
Can: O kadar önemli biriyim işte görüyor musun abi.
Kerem: Konuşmayı dinledin mi
Adel: Sanırım evet
Kerem: Nereye kadar
Can: Bence bunu konuşmanın zamanı değil.
Adel: Bence de
Can: Ee ne yapacaksın şimdi
Adel: şimdi eve geçiyorum toparlanmam lazım
Kerem: İyi o zaman bugün uyu yarına yaparız
Adel: Neyi
Kerem: Sonra öğrenirsin.
Adel: Sağ olun düşünceniz için şuanlık dediğini yapacağım ama akşam başka planlarım var.
Kerem: Ne planı?
Adel: Sonra öğrenirsin canım
Kerem: Demek öyle
Adel: Öyle. Görüşürüz can
Can: Görüşürüz.
Kerem"
Bugün antrenman yoktu neyse ki okan hoca sağ olsun bizde birkaç gündür odaklanamıyorduk hiçbir şeye kazımcanla dertleşiyorduk onun evinde öylesine. Kazımcana adel hakkında düşüncelerimi anlatıyordum. Takıntının ne demek olduğunu öğrendiğim kişiydi ne de olsa. Tam az daha hislerimi söylüyorken arkamızda adel çıktı. Hani bir söz vardır ya "iyi insan lafının üstüne gelir." Tamda öyle olmuştu. İnsan birisini aklından çıkaramaz ya en sonunda aklı sadece onun için çalışır. Hani aşk aşk dersin gülüp geçersin ama Allah öyle birini çıkarır ki karşına onu söylediğine pişman olursun. Tam olarak şuan ki halimle bütünleşen sözler...
Peki ya karşılıksız sevgi? Birisini kendinden nefret ettirecek şekilde soğutup aynı zamanda da ona bağlanmak ya da? İnsanlar kitabı kapağına göre yargılar. Elbette ki eski ilişkimden dolaylı bende öyle bir teşhiste bulunmuştum. Ama nasıl pişmanım nasıl anlatamam. Şuan adel bana ne yapıyorsa benim yüzümden. Kendimi suçluyorum evet çünkü başka nedeni olamaz. İlk karşılaştığımızda ne demişti? "en çokta seni tanıyorum." Böyle dalmışken saatin gece yarısı olduğunu gördüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@adelbayraktar: Seni kendime sakladım🎶 | 📸: @omerucar6
