Yardım sözleşmesi
"Kilitli bir kutu gibisin. İçinde neler var, merak ediyorum..."Yurda giden yolun zaten yarısına kadar Kerim'le gelmiştik. On dakika sonra yurttaydım. Yemek yedim. Üstümü değiştirdim. Duşa girip çıktım. Kızlarla anlaşma yapmıştık. İlk sınavların başlamasına az zaman kalmışken saat belirleyip etüt yapacaktık. Dilek program hazırladı, Bahar kantinden 3 kahve getirdi. İlk dönemin konularından başlayarak birlikte çalışmaya başladık.
Dilek, sürünün Nihal'den sonraki akıl küpüydü. Sorumluluklarını biliyordu. Dersler ve Eser gibi öncelikleri vardı. O bize yol gösterdi. Bir nevi bizim mentörümüz oldu. Biyoloji ile başladık. Konuları okuduk ardından test kitaplarından soru çözüp pekiştirdik.
Dilek, bütün odağını toplamış kara kaşlarını çatmış şekilde soruları okuyordu. Top patlasa duymaz gibi bir havası vardı. Ben de öyleydim tabi! Yani uykumda...
Bahar ise tüm odağını toplamıştı, karaladığı ismin üzerine. Şaka gibiydi ama test kitabının boş kısmına hattatlar gibi yazdığı Emir yazısının üzerinden gidiyordu. Zeynep daha dün söylemişti bize bu haberi. 24 saat içinde Bahar kendini Emir'in rüzgarlarına kaptırmıştı.
Dünden öncesine kadar ona karşı hiçbir şey hissetmiyordu. Küçük bir kıvılcım içinde alevlerin tutuşmasına yetti. Bu kadar kısa bir sürede, evet...
Cevapları kontrol ettiğimizde, konsantrasyonumuz ve yaptığımız net arasında doğrusal bir oran vardı. Dilek bütün soruları doğru yapmıştı. Ben iki doğruyu kaçırsam da Bahar yanlış ve doğrularını yarıştırıyor gibiydi.
"Bahar, aşkım... bu sen misin? Biyolojiye aşık Bahar nerede ve bu kız kim?" Barbie bebek halinden utanır halde saçıyla oynuyordu. "Kafamı toparlayamadım...Başka derse geçsek olur mu?" Dilek'e baktığımda dolgun dudaklarını büzmüş, mavi gözlerindeki göz bebekleri küçücük olmuştu.
"Sorun ne? Anlatır mısın? Bu halini hiç sevmedim."
Bahar, kendini sandalyeye iyice yaslayıp kafasını geriye attı. "Benden hoşlanıyormuş... inanabiliyor musunuz?"
"Hayır açıkçası. İnanamıyoruz." Bakışlarını bana sabitleyip, "Neden? Yoksa bir şey mi biliyorsun?"
Kafamı iki yana salladım. "Hayır bilmiyorum. Fakat Emir'in sana bir şeyler hissetmesine bu kadar tepki göstermene anlam veremiyorum. Bir dedikodu alt tarafı."
""Daha fazlası... Zeynep'i dinlemedin mi sen? Sarışın demiş..." bir taraftan parmağını bir tutam saçına doluyordu. Saç tellerine baktıkça gülümsüyordu.
"Sen, Emir de bir belirti gördün mü? Hiç belli ediyor mu? Bir çaydan bile romantik hint dizisi sahneleri çıkarıyorsun!" Yüzü düşmüştü. "Ne kadar da profesyonel. Asla belli etmiyor. Kardeşi gibi değil işte. Ayrıca hiç de dizi sahnesi falan çıkarmıyorum. O gülümseyişi yok mu, ah... gamzelerini gördünüz mü?" Çuvaldızı yine benim müsait olmayan bir yerlerime batırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Kız
Teen FictionBurada duygular stabil değil. Herkesin yüreği bir başkasının elinde. Ve bir de itiraf mektupları... Sahiplerine ulaşamadı. Bu şiir bana yazıldı, başkasının kalbine işledi. Ve Bay Lacivert... O küfürlerin ve hakaretlerin sahibini aramana gerek y...