Merhabaa, okumaya başladığınız tarihi yazarsanız çok güzel olur :)İlk kurgum olduğu için ilk bölümler bunun heyecanıyla yazılı bunu göz önünde bulunduralımm.
(Kitap geçmişe dönük bir yazıma sahip. İlk üç bölümde sadece Elif Ardınç sahnesi olması biraz daha yavaş ilerlemek için. Genel olarak her bölümde geçmişten sahnelere yer verilmiştir. Bunu dikkate alarak değerlendirme yapalım :) )
(Ek olarak, yazım hatası vs. finalden sonra düzenlemeye alındığında düzeltilecektir.)
🌙🌙
Kafamdaki sesler çoğaldıkça uykum daha zor geliyordu. Başımı yastığa gömüp kulaklarımı kapattım. Zihnimi kapatmak ister gibi.
Sabah kalkınca ilk işim hazırlandıktan sonra mezarlığa gitmek oldu. En yakın arkadaşım Elif'in mezarı...
Her hafta uğramaya çalışırdım çünkü o bana hayatımda yaşayabileceğim güven duygusunun en çoğunu verdi.
Aynadaki halime bakmayı es geçtim çünkü nasıl göründüğümü az çok tahmin edebiliyordum. Kısa, arasında boyamaktan anlam veremediğim renklerin olduğu siyah saçlarım ve altları morarmış gözlerim.
Hiçbir şey yemeden içmeden bisikletime bindim ve yola koyuldum. Mezarlıkla kaldığım ev arasında beş dakikalık bir mesafe vardı.
Ev dediğime bakmayın lütfen, bir insan bir şeye ev demek için oraya ait hissetmeli. Tüm özlemimi pedalları daha hızlı sürerek bastırmaya çalışıyordum. Bisikletimi köşedeki güvenlik alanına emanet edip yürüdüm. Her tarafı ağaçlarla ve yeşilliklerle dolu bir mezarlıktı. En sonda baş döndürebilecek bir uçurum vardı. Onun mezarı da upuzun mezarlıkta en sonda tek başınaydı.
Hep onu gerçekten sevebilecek ve ona değer verecek birini bekledi Elif, on sekiz yaşına kadar. Arkadaşı bendim ama yetersizdim. Ailesi bendim ama yetersizdim.
Yetersizliklerle delik deşik olmuş bir cesedin toprağında solucanlar gezer. Onlara yuva olursunuz işte en fazla. Oysa yuva olması gereken kişi siz olmalısınız, kendinize yuva olmalısınız. O toprakta gezmesi gereken şeyler, bal arıları olmalı...
..ama şimdi, konu bu değil.
Köşede duran içi su dolu kovayı aldım ve yavaş yavaş haftalardır gidemediğim için kuruyan toprağına boşalttım, gözyaşlarımla birlikte. Uzun uzun sohbet ettim onunla. Yaşadığım şeyleri biraz yalanla komik bir hale getirip espri niyetine anlattım ona. Beni duyuyordu. Ölüler duyabilirdi, hissediyordum.
Elif Ardınç
D.T 12.10.2002
Ö.T 01.01.2020
"Biliyor musun Elif? Güçlü olmaya çalışıyorum. Eskisi gibi davranmıyorum, yeni bir ben oluşturuyorum."
Buradan ayrıldığımda ağlayacağımı bile bile konuşmam saçmalıktı. Hep olurdu bu.
"Sen yine de benim için endişelenme, bana yardım edecek birisini bulacağım elbette." Derin bir nefes verdim ve verdiğim nefesin aslında ruhumdan olduğunu anladım. İçim acır gibi olup boğazım düğümlendi. İçimdeki ağırlığa dayanamayıp hızlıca oturduğum yerden kalktım ve arkama bir daha bakmadım. Bakamadım.
Geriye bakmak hep korkutucu olmuştu benim için. Arkama hiç dönmezdim. Arkamda duran aynalar bana sırtımdaki ihanet bıçaklarını gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Aydınlığı (Düzenlenecek!)
ActionBu, yaralı iki tarafın intikam hırsı. Geçmiş en sert yüzünü yavaş yavaş ortaya çıkarmaya başlamıştı. Ya kaçacaklardı. Ya savaşacaklardı. Bilmedikleri şey ise bu yolda onları yavaşlatacak yeni bir duyguyu yaşayacak olmalarıydı. ☆¨☆ "Sonum sen ol apt...