Bölüm sıralarında kayma olabilir. Başlık sayılarına dikkat edin.
Bu 11. bölümdür.______________________________________________
2 hafta sonra
...07:57 PM
Yoongi duştan çıkıp altına rahat bir şort attı. Saçını sol eliyle havlu kullanarak kurularken sağ eliyle dolabından bir üst seçmeye çalışıyordu.
Ring ring📳 (telefon çalıyor 📳)
Arkasına bakıp yatağın üzerinde ki telefonu gözleriyle aradı. Ekran yanıp sönüyordu. Dönüp telefona ilerledi.
Havluyu omzuna atıp telefonu açtı.
'' Pd-nim.."
" Bugünle birlikte 14 gündür şirkete gelmiyorsun Yoongi. Her şey yolunda mı? Bak... desteğe ihtiyacın varsa-..."
" İşimi yapıyorum Bay Nim. Sizin için elimden gelenin en iyisini yapacağıma söz vermiştim. Şimdiden elimde 7 tane şarkı oluştu."
"Oh ...7 tane şarkı sözümü..? Oaah-"
dedi Pd-nim şaşkın bir şekilde. Bu bile yeterince iyiydi onun için. Böyle böyle başlayacaktı bir yıldız olmaya.
" 7 ayrı şarkı. Kapatmalıyım. İyi akşamlar."
" Oh-.. dur. Şimdi... hayır hayır yarın. Korumalar erkenden alsın seni ya da hayır hayır...ben alıyım. Şirkete geçip şarkı sözlerini gözden geçirelim. Ve şirkette ki sana bahsettiğim iki oda... genişler. Gerçi ikiden fazlaydı. Her neyse...birini seçip istediklerini yerleştir. Evde değil. Şirkette ki kendi odanda şarkılarını yazmanı istiyorum. Tüm isteklerini dile getir. Halletsinler. Böyle odaya bakınca aklımıza direkt olarak sen gel. Ahh ağlayacağım. Çok yol kat ettin sen evlat."
" Kapatıyorum."
"Sağlığına dikkat et. Sporlarını aksatma. Sana güveniyorum evlat."
" Bay bay."
Kulağından telefonu indirip kendinden biraz uzaklaştırdı. Eli kapat tuşuna giderken...
" Kendine dikkat et evlat. Yemene, içmene ve sporu-..."
-----------------------------------------------------------------
Bay Nim bu kısımları yüksek sesle söylemişti her an kapatabilir diye. Ve sözünü bitirmeden telefonun kapandığını anlamıştı. Gözleri dolmuştu. Yoongi'nin bunu başaracağına inanıyordu. Yoongi bu şirkette çıkış yaparak ismini her yere yazdıracaktı.Ergenliğinde tanımıştı Yoongi'yi. O zaman ki gibi iddialı, cesur ve başarılı bir çocuktu. Okul masrafını ve kişisel ihtiyaçlarını karşılamasında yardımcı olmuştu ona. Ailesiyle tartışmış bir serseriydi o dönemler.
Karşılığını gelecekte ki başarısıyla telafi etmesini istemişti. Başta Seoul olmak üzere Kore'nin belirli şehirlerinde bilinen bir şirket kurup Yoongi'yi yanına almıştı.
İyi bir kazancı olan şirket ile Yoongi'yi tek başına nasıl bahsettiği kadar ileri taşıyacaktı, bilmiyordu.
Hayır. Aslında biliyordu. Tüm servetini o çocuğa adayacaktı. Sonu ne olursa olsun. Bir söz vermişti. Ve bunu en iyi şekilde yapacaktı.
-----------------------------------------------------------------
Telefonu kapattığında gözleri dolmuştu. Eli isteksizce düşüp, sarkmıştı havada. Bang Pd-nim'in ona olan güvenini görebiliyordu.
Bu hayatta çevresindekiler tarafından tekme yemediği tek kişi oydu. Ailesinden bile çok güveniyordu ona.
Ona...- gerçek bir baba hissini yaşattığı için minnettardı. Başarılı olarak herkese kendini göstermek istiyordu. Ve Bang Pd-nim'i kurtarmak. Ona kat ve kat kazanç sağlatacaktı.
Aklına yeni yeni şeyler geliyordu. Koşup büyük odasında uzun balkon kapısının yanında ki çalışma masası ile dönen sandalyesine oturdu. 13 dakika boyunca kağıda durmadan bir şeyler yazdı.
13 dakikanın ardından kafasını boşalttığı kağıtlara göz gezdirdi. Çalışma masası ortasında yazı sürüsü olan kağıtlarla dolmuştu.
İyi iş çıkardığından emin olunca ellerinin biriyle elinde ki kalemi kavrayıp diğeriyle de baget tutmuş gibi yapıp önce yavaşça sonra da sertçe hayalinde bateri çaldı.
Kalemi elinde döndürüp masaya fırlattı ve kafasını sandalyesinin kafa desteğine yaslayıp tavana bakarken gülümsedi.
Ho-seok'u...ya da menajeri... özlemişti. İçinde garip kıpırtılar vardı. Ve garip duygular...çok garip hissediyordu. İçinde ağır bir mutluluk vardı.
Hiçbir şeyi anlamıyordu. Tek bildiği bu duyguların kime ait olduğuydu. Ardından aklına J-hope'a karşı yetiştirdiği kendi benliği geldi.
Dudağında ki gülümseme gitgide saflığını yitirdi. Gözü dönüyodu Yoongi'nin. Ona karşı yanlış yapılınca gözü dönüyordu. Tanıyamıyordu kimseyi.
Artık her şey için çok geçti. Sonuçta bir hedefi vardı artık. Ve vermesi gereken bir ders.
Ve bunları düşünürken sandalyesinde dönmeye başlamıştı.
...
08:30 am
Yoongi şirketteyken telefonu çaldı.
" Biz vardık. Haber veriyim dedim."
" Dedim evime geçin diye. Niçin -"
" Annemle babamı biliyorsun. Neyse, darısı artık ben ile yengeni-"
"Asla."
Yoongi abisinin kahkaha seslerini duyunca telefonu kapattı. Son bir hafta kalmıştı.
Ahh...~
-----------------------------------------------------------------
"💟"
-----------------------------------------------------------------
'° °'¹¹
______________________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
' My Manager My Soulmates ' -"Concrete Walls"
FanfictionHer şey Ho-seok'un kuzeni Namjoon'un işine özenmesiyle başlar... . . . 'Okuduğun için pişman olmayacağına söz verebilirim. Sadece dene. Bunu da ilk bölümü okumaya başlayarak yapabilirsin.' °Desteklerinizi bekleyeceğim.° '°💜°' . . . °°°