three

316 55 62
                                        



hao daha fazla uzatmadan hanbin'in ona suyu içirmesine izin verdi. kafasını dik tutmaya çalışırken zorlandığını fark eden hanbin, elini ensesine atıp suyu rahatça içmesini sağlamaya çalıştı ama bu hao'nun boğulmasına neden oldu. ani temastan dolayı yutkunmayı unutmuştu.

ricky hemen sırtına vurmaya başladı. "tanrım, bu çocuk yağmurda da boğulacak bu gidişle." hao ona ters bir şekilde baktı. "umarım boğulan sen olursun."

gyuvin arkadan ricky'nin beline sarılıp kucağına aldı ve hao'dan uzaklaşmasını sağladı. ne kadar iyi anlaşsalar da kavgaları çekilmez oluyordu. birkaç dörtlü çift randevularında bu olaydan tecrübeliydi. hanbin su şişesini kenara koyup peçeteyi eline aldı.

"her yerin su oldu, kurula istersen." hao, hanbin'in elinden peçeteyi alıp kendini kurulamaya başladı. "gyuvin bıraksana beni! ben sana bana dokunabilirsin dedim mi?"

"siz ikiniz, doktoru çağırmaya giderseniz iyi olur. hao'nun durumunu kontrol etmesi lazım."

"bence de öyle yapalım." gyuvin, ricky'i odadan sürükleyerek çıkardı. hao rahatladığını hissediyordu. "teşekkür ederim. ricky inanılmaz bir karakter gerçekten."

hanbin hafifçe gülümsedi. birbirlerinden şikayet etseler de bağlarının çok güzel olduğunu düşünüyordu. hao'dan ayrıldığında ricky'nin onu zorbalamadan durduğu hiçbir an yok gibiydi.

"önemli değil. kafana topu atan kişinin senden özür dilemesini sağlayacağım. yanına biri gelirse yargılama diye şimdiden söylüyorum."

hao tereddütte kalmıştı. "bilerek yapmadı sonuçta."

"yine de özür dilemesi hoş olur." hanbin'in baskın sesinin üstüne bir şey söylemedi. nasıl olsa basit bir özürdü. olayı büyütmeye gerek yoktu.

içeri giren doktor ile ilgisini hanbin'den çekti. bir an önce yurda gidip duş almak istiyordu. duş aldıktan sonra rahatlayacağına emindi. doktor yanına gelince yatakta doğruldu.

"uyandığından beri gözün karardı mı hiç ya da baş ağrısı çok mu fazlaydı?"

hao olumsuz anlamda kafasını salladı. "hayır, azıcık başım ağrıdı ama şimdi azaldığını hissediyorum."

"istersen eve gidebilirsin, geceyi burada da geçirebilirsin. sağlıklı ve düzenli beslenmeyi unutma. boyuna göre kilon da oldukça düşük, anlaştık mı?"

"gitsem daha iyi olur. deneyeceğim, teşekkür ederim." doktora sahte bir gülümseme verip odadan çıkmasını izledi.

"ricky'i arayıp gelmesini söyler misin?" hao'nun çekingen sesi hanbin'in kaşlarını çatmasına sebep oldu. bu kadar basit bir şey isterken bile kendisinden çekiniyor olmasını garip bulmuştu. aralarında kötü bir şeyin olmadığını düşünüyordu.

"seni yurda ben de götürebilirim. arabam da burada hem, taksiden daha iyi."

hao içinden geçenleri söylememek için kendini zor tutsa da artık dayanamadığını hissediyordu. "hanbin, benimle ilgilendiğin için teşekkür ederim ama artık gidebilirsin bence. nasıl olsa kendi hayatınla daha iyi ilgilenmek için benden ayrılmamış mıydın? yarım saat bir aradaydık ve yine başına bir bela açtım. kaç saattir benimle ilgilenmene sebep oldum. bunun için de özür dilerim. şimdi lütfen ricky'i çağırır mısın?"

hanbin duyduklarıyla nefesinin kesildiğini hissetti. hao'nun bunları söylerken sesinin titrediğini duymak daha da canını yakmıştı. ayrıldıkları zaman hao sebebi normal karşılamış, saygı çerçevesinde ilişkilerini bitirmelerini sağlamıştı. yemek yiyemediğini ve ayrılık sebebini kafayı taktığını bugün öğrenmişti.

in bloom | haobin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin