...

8 0 0
                                    

Olaylar Antivirüs ile tanışınca başladı. Mahallede herkesi tanıyordum artık ve o zamanlar ne kadar akılsız olduklarını öğrenememiştim. Şuan ne kadar gereksiz insanlar olduğunu bir kere daha hatırlıyorum. Keşke o gün o mahalleye taşınmamış olsaydım. Keşke o gün Antivirüs ile tanışmamış olsaydım.

Keşkelerle geçen o yıllara acıyorum.

Tabi sevdiğim günlerde vardı. Yine de bu yaptığım saçmalıkları sorguluyorum. Ben bunları hak edecek ne yapmış olabilirdim ki‽ Neden,neden‽  Ben onların soktukları kalıplardaki insan değilim. Ben onlardan farklıyım ve özelim. Duygusuzmuşum. Aman bee! Hiç kimsenin duygusuz olamazdı bence.

Beni bir kere olsun gerçekten anlasaydınız , bir kere olsun gerçekten içimi görebilseydiniz anlardınız nasıl bir insan olduğumu. Denemediniz bunu siz denemediniz.

Duygularımı bitiren siz geri kafalılarsınız. Hayatla barışık insanları hayata küstürdünüz. Lan helal olsun size be! Beni neden hayatla savaşmam için dürttünüz‽

Tanrım ben olmak zorunda mıydım‽

Peki bana bunu yaparken ne düşündünüz‽ Oturun ve sorgulayın. "Bu hayat için ne yaptım‽ Neden burdayım ve şuan ne yapmalıyım‽ Kendim için ne yaptım‽" Sorgulayın bunları. Siz kıskançlığınıza yenildiniz. Başkalarını kötüledin ve kendi yanlışlarını görmedin. Hayatın tadını yaşayamadın ve çıkaramadın. Bundan sonra da değişmeyi bekleme.

Kendime geri döneyim. Nasıl olsa bu nasihatler bir kulağınızdan girip diğerinden çıkacak.

Antivirüs'le bir çok kötü yola girdim. Türlü alkol malları... Şuan hepsine aşinayım. Adam öldürmek mi benim için çocuk oyuncağı. Kaçakcılık efsane yaparım. Tereyağından kıl çekmek için benim için. Bir sürü şey ama kafamdan çıkmayan tek şey fahişelik yaparken Antivirüs'ü izlememdi. Yinede onunla geçirdiğim bazı günleri arıyorum. Dert ortağım olurdu kendi. Ağlamalarımız ve gülmelerimiz bir giderdi. Her an aklımda. O zamanlar Anti'yi fazla seviyordum.

Ama şundan bir haberdim; fazla sevgi g** kaldırır, suskunluk ise insanın en büyük düşmanıdır. Bastırılan dugular bir gün karşına çıkıyor ve sen o zaman geç kalmış oluyorsun. Ya başaramaz isen. Sonra gelde toparlan. Mümkün değil! Her gelen bir tekme daha atıyor. Yıkıldıkça yıkılıyorsun.

Antivirüs'le başımıza bir mafya belası da almıştık. Lanet bir insandı bu çocuk. Onun işlerine bulaşmanın bedeli diyelim. O da bizi tehdit etmişdi. Ben yinede tehditleri umursamıyordum. Her zaman messebi geniş bir insandım. Ama Anti bu çocukla çok uğraştı. Bu çocuğa Kobra diyelim. Anti'den bir şeyler istiyordu çoğunlukla. Anti onun artık fahişesi idi ve tabi onun için fahişelik yapan bir kızdı da. Ama Anti bu Kobra'ya çok aşıktı be. Kör kütük derler ya o da öyle. Bu tehditlerde yavaş yavaş benim bitişimi getiriyordu. Mayfaya bulaşırsan mafya gibi düşünmelisin. Ama biz iki manyak kız olarak parayla işi bitirin demiştik. Anti bu yüzden başkalarıyla birlikte olup para alıyordu.

Asıl olaysa Kobra'nın düşmanları bize bulaşınca başladı. Bunlar benim o zamanlar gördüğüm en dehşet verici insanlardı. Şuan benden dehşeti yok kimsenin gözünde.

Hala hatırlıyorum yüzlerini. Bizim Kobra'ya olan düşmanlığımız artırmıştı. En çok da benim. Bunu da bu Kobra'nın düşmanları kullanmak istemişti. Yanılıyorlardı. Ben içten içe kin besliyordum. Anti ne olsa hala Kobra'ya aşıktı.

Aşk nedir‽ İnsanı kör eden, hiç bir kötülüğü görmeyen ve bittiğinde ise karşı tarafı bir iç çamaşırı gibi atmak mıydı‽ Tam da bu bence!

Benle Anti bunlarla uğraşırken hayatımıza da devam etmeye çalışıyorduk.

Yapabildik mi‽ Hayır. Hiç bir şey kaldığı yerden devam etmedin.

Ben bir ton dertle Anti tarafından bırakılmış ve bir yandan da Kobra'nın düşmanları ile uğraşıyordum. Ahh bir de Kobra ile uğraşıyordum. Rahatım bozulmuştu artık.

Hayat neden bu kadar acımasız‽ Tanrım neden bana bu küskünlüğün‽ Yardımcı olsan bana ne olurdu‽

Bunları buraya yazarken o günleri tekrar yaşıyorum. Kahretsin! Ben ne yaptım‽

Anti'de beni yalnız bırakmıştı. Tüm belalar benimdi artık. Bu kar bana aitti. Ben o katiller için bir kilit noktasıydım.

Bu sırada komşu torunu ile arkadaş olmuştuk. Bu kıza da Ölüm Meleğim diyelim. Ona bunu dememin sebebi benim Ölüm Meleğim olmasıydı. Küçük olduğu için ben daha çok onu bu belalara katmak istememiştim ki zaten katmamıştık. Ölüm Meleğim diyordum ona çünkü o gün geldiğinde hakkını verecekti. Bu kız benim yaşantımı ve belalarımı bilmiyordu. Bizim bu Kobra işi patlayınca millet duymuş ve semtte yalnız kalmıştı. Arkadaş yok, kardeş de yok. Tam kafayı yemelik ortam. Çıldırsın. Evde çufçufculuk oynarsın o derece yani.

Yalnızlık kiminin korkusu kiminin ise en büyük arkadaşı. Yalnızlık nasıl olur peki‽ Çevrende ve konuştuğun kimse olmayınca mı‽ İnsanların içinde kendini yalnız hissediyorsan bu senin yalnızlığındır.

İnanın bazen insanın sadece ruhu ölür ama bedenen yaşamaya devam eder. Biz yaşıyoruz sanarız. Yalnızlık yanında birileri olsa dahi huzursuzluklar ve her daim bir boşluk hissetmektir. Ben tam da bu şekilde bir insandım. Yapayalnız. Kimsede yoktu yanımda. Ruhende yavaşca ölürsün. Benliğimi kaybediyorsun.

Nazende her şeye rağmen Tanrı'ya şükrederizm peşlerine bazen çünkü iyi şeyler olur.

Bana da böyle olmuştu ve bende bu vaziyete düşmüştüm.

Kobra ve katillerden bıkmıştım. Katiller bana gelip sürekli teklifte bulunuyor. Bu teklifte Kobra'yı öldürmekti. Her seferinde red cevabı alıyorlardı. And içmişlerdi bu dünyayı dar edeceklerdi. Ya Kobra'nın hayatı ya da benim hayatım.

Bunlardan bunalmıştım ve bir gece kafa dağıtmak için sahile inmiştim. Karanlıktan ve ışığın vurması ile yansıyan görüntümden korkmam gerekirdi. Korkardım ama bu sefer korkmadım.

Karanlığın bir gölgesi var mıdır‽ Karanlıkta gölge olur mu‽ Olur. Öyle de bir olur ki. Sürekli biri var gibi hissedersiniz arkanızda. Elinde bıçak ve arkanızdan bıçaklamaya hazır. Seni öldürecek belki ama doğru zamanı kolluyor.

Rüzgar ve bulut da karanlığın gölgesidir. Tek olmadığın anlamına gelir bunlar. Her estiğinde rüzgar öyle bir eser ki seni eli kanlı bir katil gibi parçalaya parçalaya öldürür. Her hüzünlü kara bulutun ardın yağdığında ise yağmur, damla damla akar sana ve gözlerini oyarlar. S bin gözlerini yerinden çıkarırcasına seni ağlatırlar. Bunlar yalnızlığın karanlık yüzüdür.

Evet ben kendi dertlerimle boğuşurken yan taraf da kavga gürültü kopuyordu. İki takım - Koyun sürüsü takım dediğime bakmayın. - bıçak, sopa Allah ne verdiyse birbirlerine girmiştiler. Bense oturmuş izliyorum. Kavga bana doğru geliyor ben hala elimde bir sigara oturuyorum.

Bazen bir anda bir şeyler olur. Sense "kaçmak mı kalmak mı‽" arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsın. Bir çıkış yolu bir mucize ararsın.

İşte bende tam bu duruma yakalanmıştım o gün. Olay bana nasıl gelmişti bilmiyorum ama düşüncelerim yüzünden boynumda beni kesmeye hazır duran bıçağı bir beş dkk sonra falan fark etmiştim. Arkamdaysa bir varoş vardı. Onun yanında da sahip olduğu ördek yavruları. Şaşkındım. Ulan olay bana nasıl geldi bir fikrim yoktu. Ve arkamdaki varoş konuşmaya başladı karşı tarafa doğru: Ya o eli kanlı oro*** çocuğunu bize verirsiniz ya da bu masum kızı öldürürüm.

Ha masum kız mı‽ Ben mi‽ Komik bir durumun içindeyim yine. Sinirliyim zaten. Elim ayağım titriyor sinirden. Düşüncelerim beni darlamış vaziyette. Bir de bu Varoşcuk gelmiş bana bunu yapıyor. Bıçağı nasıl aldım bilmiyorum varoşun elinden ama o bıçaktan çıkan elbise yırtma sesi her şeyi anlatıyordu artık bende. Ben bir katil olmuştum. Bıçaklamıştım onu. O şokla elimde bıçakla kaçmıştım ordan. Hemen eve gidip bu konuyla alakalı bir şeyler yapmalıydım. Sahi ne diye düşündüm bilmiyorum ama olayı ört bas etmem beş dakikamı almazdı.

Mahalleye geldiğimde gözlerim kararmaya başlamıştı. Ağzımdan dökülen kelimeler şunlardı:

"Ben yapmadım. Ben katil değilim. Hayır, hayır yapmadım. Lütfen! doğru söylüyorum."

Kolumda bir el hissettim ve gerisini hatırlamıyorum.

Son Gecenin Veda MektubuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin