Seungmin'in hamileliğinin birinci ayı biterken mide bulantıları başlamıştı.
Huzurlu uykusunu bölen bulantı ile yüzünü buruşturup ellerini ağzına ve karnına götürerek hızla yataktan kalkıp banyoya koştu.
Klozet kapağını açıp kusarken sarışın alfa gözlerini kaşıyarak paytak adımlarda banyoya girdi.
Seungmin'in önüne gelen saçlarını geriye itip sırtını okşadı. Seungmin rahatladığın da onu yerden kaldırıp elini yüzünü yıkamasına yardım etti.
Geri odalarına geçerken "Daha iyi misin güzelim?" diye sordu. Seungmin gülümseyip başını salladı, tekrar yatağa uzanırken Jeongin omeganın saçlarından öptü.
"Biraz daha uyu istersen, dersim öğleden sonra şirkette yok bize kahvaltı hazırlayabilirim".
Seungmin dudaklarından öpücük çalıp "Bak bu çok güzel olur" diyerek yorganı üstüne çekti.
Jeongin gülüp eşinin saçlarını okşayarak odadan çıktı.
Açtığı müzik eşliğinde mutfağa geçip ikisi için güzel bir kahvaltı hazırlamaya başladı.
Kendi kendine dans edip tavada ki krepi çevirirken çalan kapı ile krepi alıp tabağa koymuş, kapıya adımlamıştı.
Kapıyı açtığı gibi ellerinde ki poşetleri kaldırıp "Torunumun en sevdiği amcası geldi!" diye bağırarak Jisung girdi.
Arkasından giren Minho kardeşinin saçlarını dağıtıp "Krep kokusu var! Ben başladım bile!" diyerek mutfağa yöneldi.
Jeongin kapıyı kapatırken "Evet hoşgeldiniz" diye mırıldanıp göz devirdi.
Mutfakta yaptığı krepi yemeğe başlayan abisinin saçlarını çekip "Yeme hemen aç insan hep beraber otururuz".
Minho bağırarak saçlarını sarışının elinden kurtardı. "Ya açım ben aç. Jisung uyandırdı sabahın köründe kalk torunuma hediye alacağım diyerek".
Jeongin kaşlarını çatıp güldü "Daha bir aylık ki". Minho omuz silkti "Bende aynısı dedim. Güzelim dedim saat daha yedi dedim ne hediye alışverişi. Bana dedi ki sus Minho torunum ona değer verdiğimi bu şekilde anlaması lazım kalk dedi."
Yüzünü ağlamaklı bir hale getirip "Bir parça ekmek bile yiyemedim". Jeongin onun sırtını okşarken Jisung çatık kaşlarla mutfağa girdi.
""Torunum en çok beni sevsin de görün siz" diyerek dil çıkardı. Jeongin gülüp aldıkları hediyeleri salona bıraktı.
Jisung yardımı ile masayı kurup üst kata eşini uyandırmaya çıktı.
Odaya girdiğinde kalkmış gözlerini ovuşturan eşine gülümsedi.
"Hadi güzelim kahvaltı hazır".Seungmin başını sallayıp paytak adımlarda yanına vardı. "Jisung ve Minho burda mı? Gülüşlerini ben bile duyuyorum".
Jeongin gülüp belinden destek verdiği eşi ile aşağı indi "Maalesef buradalar".
Jisung ağzından bir tch sesi çıkarıp "Bu abilerine saygıyı da bırakmış Minhoş görüyorsun değil mi?"
Minho sadece başını sallayıp krepi yemeğe devam etti. Jeongin eşini de masaya oturturup hepsine meyve suyu koydu.
Sohbet ederek yaptıkları kahvaltıdan sonra alfalar mutfağı toplarken Jisung Seungmin'i salona çekiştirdi.
"Bak bak Seung torunum için çok güzel şeyler aldım!".
Seungmin, heyecanla poşetleri ortalarına koyan Jisung'u izledi. "Jisung erken değil mi?".
Jisung ona yandan bakıp "Hayır değil!" demişti. Seungmin iç çekip betanın yanına yere oturdu.
Jisung aldığı oyuncak ve kıyafetleri gösterip torununu överken, başını Seungmin'in karnına yasladı.
"Pişt torun, bak senin için bir çok şeye katlandım en sevdiğin amca, dayı her ne ise o ben olacağım anlaştık?".
Bir süre sessiz kalıp dinliyormuş gibi yaptıktan sonra başını kaldırıp baş parmağını kaldırdı. "Tamamdır en sevdiği kişi benim".
Seungmin ona gülüp başını salladı. Jisung'u tanıdıkça daha deli hallerine şahit oluyordu.
Beraber televizyon izlerken, başlayan reklamlar ile bir ruj reklamı oynatılmıştı.
Çilek kokulu ruj reklamı ile Seungmin dudaklarını yaladı. Eli karnına giderken "Jeongin!" diye seslendi.
Jeongin başını uzatırken dudaklarını büzüp "Jeongin çilek istiyorumm".
Jeongin kaşlarını havaya kaldırıp "Nereden çıktı çilek?". Seungmin eli ile televizyonu gösterip "Reklamda vardı. Jeongin çilek, çilek istiyorumm!".
Jeongin gülüp "Tamamdır güzelim hemen çıkıp alıyorum".
"Bir ruj reklamı ile canın nasıl çilek istiyor ya çok garip".
Seungmin Jisung'a gülüp "Hamile ol sen anlarsın". Jisung elini karnına götürüp "Betalar da biraz zor".
Seungmin olduğu yerde biraz yayılıp "Çocuk düşündünüz mü ki hiç?".
Jisung dudaklarını büzüp "Konusu açılmadı hiç. Hem garipte geliyor ben yapamam sanırım".
Seungmin anlayışla başını sallayıp televizyona döndü.
Bir saatin sonunda gelen Jeongin ile hızla yerinden kalkıp "Çilek!" diyerek eşinin elinden poşeti aldı. Jeongin kendini koltuğa atıp "Çilek bulmak bile zor bu ne ya!".
Minho gülüp "Kışa giriyoruz bir de bulunması zor". Jeongin başını sallayıp "Öyle girdiğim dördüncü yerde buldum".
Seungmin mutlulukla koltuğa bağdaş kuracak şekilde oturup çileklerin yemeğe başladı.
İkinci çilekte yüzünü asıp kutuyu sehpaya koydu. Jeongin ona dönüp "Az yedin sanki güzelim" dedi.
Seungmin omuz silkip "Artık istemiyor canım" diyerek telefonu ile ilgilendi.
Jeongin hayretle bir eşine birde neredeyse hiç dokunulmayan çileklere baktı.
Minho kardeşine gülerken Jeongin çileklere uzanıp "İyi ben yerim diyerek" çilekleri yemeğe başladı.
Fazla yediği için ise en son kusmak için banyoya koştu.
Jisung ve Minho onla ilgilenirken Seungmin bir çilek alıp "Şuna bak sanki hamile olan o" dedi.
---
Hamiş Seung tatlı
Hata varsa üzgünümm
Baysss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maknae on top // Seungin ✓
Fanfiction(Omegaverse) Arkadaşı Felix ile gece kulübüne gelen omega Seungmin, zengin iş adamının alfa oğlu Jeongin'in dikkatini çeker. "Hey Bang, bana şuradaki siyah saçlı omegayı getir" "Söylenecek daha ne var? Yeterince söyledim Daha fazla konuşmak aşırı y...