11K için çok teşekkürler
@rosepetalnovels Thanks for PERMİSSİON !
"Styles cinayeti." diye okumuştu.
Gerçekten evde çocuk hakkında ne olabilirdi? Ama ondan önce orada bulunduğundan çok o evde yaşamış olabilirdi de. Ama Faye kalbinin derinliklerinde onun olduğunu biliyordu. Çocuğun her yeri kan ve olmayan gözlerle nasıl baktığını düşünüyor, ölümünün normal bir ölüm olmadığını biliyordu. Çünkü o ölüydü, değil mi?
Gerçekti ama gerçek değildi.
Nasılsa Faye orada boş boş yatarken lakin çocuğun ve onun kahverengi kıvırcık saçı ve kanlı gövdesiyle uykuya dalmıştı.
Penceresinin dışında parlayan güneş, aklının ve vücudunun umrunda değildi, ateşi tüm enerjisini götürmüştü ve Harry ile karşılaşması hala göğsünü biraz olsun acıtıyordu.
Faye tüm gün boyunca uyudu. Annesi son şeyleri pakedinden çıkartmak ve sırasıyla her şeyi koymak için geldiğinde veya Harry odayı hızla taradığında, soğuk bir esintiyle odayı sardığında bile uyanmadı. Annesi öğle yemeğini veya akşam yemeğini yaptığında da uyanmadı. Faye gün boyu orada, güneş batmaya başlayana ve uzun süre sonraya kadar yatağında yattı, tüm zaman boyunca bedeni ateşiyle savaştı. Tüm bedeni rahatladı, eğer onun gövdesi inip kalkmasaydı kolayca ölmüş olduğunu düşünebilirdiniz.
Erkesi sabah pencerden parlayan güneş Faye'i uyandırdı. Sessiz bir inilti verdi ve yatakta döndü, bunun başını döndürmediğini hemen fark etti.
Faye sevinçle kısa bir çığlık attı ve yatakda doğruldu. Hala yorgun ve enerjisiz hissediyordu ama ateşi kesinlikle düşmüştü.
Yorganın altından dışarıya kaydı ve ayaklarını ahşap zemine yerleştirdi. Kendisini yukarıya büzdü, dolabına doğru yürüdü ve bir çift iç çamaşırı yakaladı, pantolon ve bir tişört de. Sonra bir duş almak ve hastalığın tanıdık kokusundan arınmak için banyoya gitti.
Faye suyu açtı ve su onun çıplak bedeninden aşağı akarken memnunca bir nefes vermeden önce kirli sudan arındı. Bununla birlikte hastalığı son buldu.
Faye aniden önceki günü düşündü ve dondu. Çocuğun sesi kafasında yankılandı.
"Ne yaparsan yap. Ben daima burada olacağım."
Hızla başını sola çevirdi ve eğer o oradysa, onu görmek için yavaşça duş perdesini çekti, ama normal bir banyodan başka bir şey görmedi.
"Duş aldığında, suyu kana çevireceğim."
Bunun yerine Faye elinin duş perdesinden kaymasına ve bakışlarının duş başlığına kadar hareket etmesine izin verdi, akan suya baktı. Neredeyse boruların derinliklerinde bir yerde suyun kana dönüştüğünü hissediyor gibiydi. Onun tarafında biraz paniklemiş hissetti ve hızlıca duştan çıkabilmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.
Su hiç kana dönüşmedi, aksine Faye, buğulu aynada yazılı bir şeyler buldu. Kelimeler onun geçen seferki kadar korkutmamıştı ama sakin yaptığı da söylenemezdi.
"En azından bunu beklediğin zaman olacak."
Faye kendi kendine sessizce okudu. Ardından biraz düşündüğünde, üzerini giyiniyordu. Oğlanın suyu kana çevirmesi mümkünmüydü?
Elbette mümkündü, görünüşe göre hayaletler vardı, ama o bir büyücü değildi.
Her nasılsa, çocuğun dediği kafasında yinelendiğinde kulağa biç gerçekçi gelmiyordu. Buraya taşındığından beri ilk defa, Faye çocuktan korkmuyordu, en azından kan parçası haline dönüşmüş tüm suyun geldiği zamanda değil. Yine de , Harry'nin boş göz çukurları ve kötü gülümsemesiyle onu titrettiği düşüncesi geri geldiğinden bu yana hızla aynadaki kelimeleri sildi.
Aniden aynadaki bir şey dikkatini çekti. Aynaya bir adım daha yaklaştı ve kendi yansımasına daha yakından baktı. Yavaşça elini kaldırdı ve saçını yana itti, boğazının daha iyi görünmesine izin verdi.
Ağzından zorlukla bir nefes saldı. Kırmızı ve mavi çürük boğazında açıkça görünüyordu, Harry ile dünkü mülakatını hatırladı.
"Güzel."
Oğlanın sesi Faye'i ürküttü, bakışları hafifçe sola kaydı. Aynadaki yansıma şimdi onun arkasına yakın duran çocuğu gösteriyordu, omzunun üzerine hafifçe eğilmişti.
"Sanattan bir parça."
Harry'nin sesi, neredeyse aynanın üzerinde kalan sisin buza dönüştüğünü düşündürecek reddede çok soğuktu, gerçi sesinde gurur da vardı. Yaptığından gurur duyuyordu.
Bu Faye'i korkuttu ve onun ne yapma kapasitesine sahip olduğunu merak etti, birisini boğmak onu gururlandırdığına göre.
"Şimdi biz birer eşiz. "
Dedi çocuk ve Faye ilk kez onun boğazındaki morarıklığı fark etti.
Daha sonra Harry, Faye'in omzuna elini koydu ve etrafında döndü, onunla yüz yüze geldi. Onun dokunuşu tüm bedenindeki tüyleri diken diken yaptı.
Harry elini yukarıya kaldırdı, onun boğazına yerleştirdi.
Faye, onun işini bitirmesinden ve onu boğmasından korkuyordu, gözlerini kapattı. Ama oğlanın yaptığı tek şey parmaklarını onun morarmış cildinde gezdirmekti, bu onu ürpertti.
Çocuğun ağzından kaçan bir kıkırdama duydu. Sonraki saniye ise Faye onun nefesini yeniden yanağında hissetti.
"Bunu sevdin mi, tatlım?"
Harry, fısıldadı, geriye adım atmadan önce dudaklarının onun sıcak yanağına sürtmesine izin verdi.
Harry önünde duran kıza baktı. Gözleri hala kapalıydı ve pembe dudakları hafifçe aralıktı. Nefes alarak göğsü hafifçe hareket ediyordu.
Harry yavaşça parmaklarını kızn kolunda gezdirdi, onun yeniden ürpermesine neden oldu. Bir sırıtma yüzünde belirdi, tepkilerini görmek onu baya tatmin etmişti.
Sonra Harry, elini kızın çenesinin altına yerleştirdi ve ona tokat atmak için elini kaldırdı, bu kızın kafasının yukarı kalkmasını sağladı.
"Bana bak!" oğlan bağırdı, bu kızın geri çekilmesini sağladı.
_________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haunted || h.s (Türkçe)
Fanfiction"Romeo öldüğünde, Alıp küçük yıldızlara böl onu; Göğün yüzünü öyle bir güzelleştirecektir ki, Bütün dünya geceye aşık olacak, Ve tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe. ― William Shakespeare (Juliet, Romeo'dan bahsederken.) 19 Haziran 1924, Lon...