Yeni mi Yeni yepyeni kurgumla karşınızdayım, ve evet bir omegaverse.Yanındakiler final verince buna ve diğer taslaktaki ficlerime yoğunluk veririz
Bol bol yorum yapın
Umarım beğenirsiniz, sizi jikook'la başbaşa bırakıyorum iyi okumalar bebekler 🪄✨️💝💛
*
Şu an dibimde çalan alarmım olmasaydı güne güzel bir şekilde başladım diyebilirdim ama maalesef ki diyemiyorum.
Her ne kadar daha fazla uyumak istesemde aklıma bugün Jungkook'la yaptığımız anlaşmayı yenileyeceğim geldiği için hızla fırladım yataktan.
Koşar adımlarla banyoya ilerkedikten sonra hazır bir şekilde geri çıkmıştım. Aynanın karşısında kendimi bir süre inceledikten sonra bir farkındalık geldi.
Evet, galiba boşanmak bana yaramış olmalıydı.
Daha 2 hafta olmasına rağmen bunu çok iyi bir şekilde hissedebiliyordum.
Aynaya dalmış bir şekilde bakarken annemin sesiyle kendime geldim. Elim hala boynundaki mühür izindeydi.
Jungkook'la ortak kararımızdı bu. Bir süre daha böyle mühürlü kalmayı kabul etmiştik çünkü kurtlarımızın bir anda büyük bir acı yaşamasını istemiyorduk. Çünkü Jungkook safkan bir alfaydı ve onun acısı daha fazla olurdu.
"Jimin~ hadi gel kahvaltı hazır"
Hazırlandıktan sonra annemin yanına gittim ve beraber kahvaltımızı yaptık.
Son kez sarılıp veda edince arabama atlayıp şirkete doğru yol aldım.Busan'dan Seul'e gidecektim
Ben Park Jimin, eskiden -biz boşanmadan önce- Jungkook'un fotoğrafçılık yaptığı aynı zamanda kendisinin olan moda şirketinde, baş modelim.
Daha doğrusu modeldim, bugün anlaşmayı bozup tekrardan sıradan bir manken olacaktım. Jungkook ise fotoğrafçıydı. Bir nevi benim özel fotoğrafçım.
Ben Jungkook'un kendi tasarladığı parçalara modellik yapacaktım.
O, işinde gerçekten iyiydi. Her ne kadar evlendikten sonra Jungkook sadece benim fotoğrafçım olmuş olsa da o mükemmeldi.
Şimdi ise tekrar ayrılıyorduk
Yaşadığımız 2 yıllık evlilikte yaşadığımız onca güzel anı iç çeke çeke aklıma doluştukça ağlamamak için tekrardan kendimi sıktım. Daha fazla üzülmek istemiyordum.
Son kez gözlerimi kırpıştırıp aynaya baktım. Makyajım akmıştı. Hızla kendimi toparlayıp makyajımı yeniden düzelttim. Dudaklarıma da kırmızı rujumu sürdükten sonra aynaya güzel bir gülümseme sunup arabamdan indim.
Sarı saçlarımı da düzeltince kendimden emin adımlarla içeri girdim.
Odam Jungkook'un odasının karşısında olduğu için ister istemez gerilmiştim. En son birbirimizi duruşmada görmüştük. O günden sonra da ben ailemin yanına busan'a gitmiştim.
Asansörle odamın bulunduğu kata geldiğimde titrek bir nefes aldım ama hiç bozuntuya vermeden, etrafa bile baknadan odama -eski odama- girdim.
Biraz oyalandıktan sonra cesaretimi toplayıp Jungkook'un odasına baktım ama Jungkook yoktu.
Etrafta gözlerimi gezdirince omega bir kızın yanında gördüm onu, hatta kızın yanına eğilmiş çizimlerle ilgili bir şey söylüyor olmalıydı.
Kız tabii ki çizimlerle ilgilenmiyordu. Gözleri Jungkook'un üzerindeydi. İstersem şu an feromonlarımla o omegayı doğduğuna pişman edebilirdim ama kendime hakim oldum, hakkım değildi.
Kıskanıyordum, peki ama neden?
Kıskanmak için hiç bir sebebim yokki.
Jungkook artık benim hiçbir şeyim.
Tekrardan oflayıp odama girip kapısını kapattım. Jungkook kapıdan gelen yüksek sesi duymuş olacakki kafasını kaldırmış bana doğru bakıyordu. Her yer camdan olduğu için rahatlıkla onu görebiliyordum.
Hiç kafamı kaldırmadan eşyalarımın hepsini bir karton kutuya doldurup çıkacaktım ki kapımın kolu bir anda açıldı ve içeri Jungkook girdi.
Girdiği yetmezmiş gibi bir de perdeleri kapatıyordu.
Ama neden?
"Jungkook, ne yaptığını sanıyorsun?"
Dudaklarımı büzmüş ve kaşlarımı çatmıştım.
"Sadece konuşmaya geldim Jimin"
Kollarımı önümde birleştirmiş Jungkook'a bakıyordum. Bakmak istemiyordum çünkü bakarsam kendimi daha yeni onsuzluğa alıştırmışken yeniden bağlanamazdım.
"Belkiyorum alfa"
Jungkook dediğim şeyi beklemiyor olacakki kaşları şaşkınlıkla havalandı ve yüzü daha da ciddi bir hal aldı. Boğazını temizleyip ellerini cebine soktu ve duruşunu dikleştirdi, belli ki ciddi bir konuşma olacaktı.
"Mühür işini bir an önce halletmemiz lazım, vita"
Vita kelimesini bastırarak söylediğinde qz önce söylediğim kelimeye atıfta buluyordu.
Ah jungkook keşke bu kadar inatçı olmasaydın...
"Olur, senin yüzünden yeterince acı çekiyorum zaten. Senin kurdun için dayandım ama artık bitirebiliriz"
Jungkook parmaklarını saçlarının arasından geçirip kendini yan taraftaki duvara yasladı. Bu da yetmezmiş gibi beni inceliyordu. Dudağındaki piercingle oynayıp beni süzmeyi bitirince nihayet konuşmaya başladı.
"Bende çok meraklı değilim zaten, kurdumu da bu kadar merak etme ikimizde senden ayrıları çok oldu"
Ortamda yine bir sessizlik oluştu. Ve bu çok gericiydi. Arkamı dönüp kırmızı koltuğa bıraktım kendimi
"Çok değişmişsin"
İşte o sessizliği bozan cümle...
"Sende öyle"
Jungkook son kez elimdeki kutuya baktı ve iç çekti sonra yine ciddi ifadesini takındı. İyice yanıma yanaştı. Normalde buna izin vermemem gerekiyordu ama çoktan kapılmıştım bile kulağıma nefesini üfleyip konuştu
"Eskiden bana alfam derdin, Jimin"
Geri çekildiğinde kapalı gözlerimi açtım ve gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. O ise hala ciddi bir şekilde perdeleri açtıktan sonra kapıdan çıkıyordu ki son kez arkasını dönmeden mırıldandı.
"O halde evde kalan eşyalarını da akşam gel topla, vita"
......
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Again | Jikook
RomanceAralarında geçen anlaşmazlıklar sonucu boşanan alfa ve vita mühürlerini hala kırmamışlardı ❣15.01.24 #jikook etiketinde 10.