Kulak tırmalayan müziğin altında oturmuş içkimi içerken gözlerimle etrafı süzmeye devam ettim. Bana özel yapılan karışımın tadı çok güzeldi. Baristaya kısa bir bakış atarken göz göze geldik. Ona göz kırptım. Anında gülerek diğer müşterilerin siparişlerini yapmaya başladı.
Bu aralar işe çıkmadığım için rahattım. Dağhan da aynı şekilde olduğu için normal insanlar gibi evde boş boş takılmıştık birkaç gün. Dağhan'ın götü rahatı sevmediği için bu akşam kolumdan tutmuş ve beni bilmediğim bu mekana getirmişti.
Neymiş bizim de eğlenme hakkımız varmış.
Ben zaten evde uyurken eğleniyordum. Onun yüzünden elimdeki şeye ya yüklü bir miktar ödeyecektim ya da baristaya iş atarak ödemeyi başka türlü yapacaktım. İkincisi daha kolay gözüküyordu gözüme ama ben sevişmek istemiyordum bu aralar. En azından bir ay rahat durmak istiyordum.
Bunu ödeyip gitse miydim?
Dağhan dans etmekten götü başı dağıtmış halde yanıma gelirken onu süzdüm. Üstünde iç gösteren bir üst ve daracık bir kot vardı. Deli gibi dans edip erkeklere iş atıyor sonra onları ortada bırakıyordu. En büyük zevki buydu.
Elimdeki bardağı kaptığı gibi dikledi. Ona sinirle bakarak, "Sikeyim pahalıydı o." diye homurdandım. Ters bakışlarıma gülerek tepki veren sarışın, "Kalk dans edelim." diye mırıldandı. "Sen bayılırsın dans etmeye! Ne diye oturuyorsun?"
O kadar tembel hissediyordum ki, "Yok." dedim kısaca. Ancak Dağhan benim dediğimi umursamadı ve zorla çekiştirdi. Sendeleyerek arkasından giderken ofladım. Hiç modumda değildim. Gözlerim arkaya kayınca içki hazırlayan baristayla göz göze geldim. Ona boş boş baktım ve Dağhan'ın beni daha da ileriye sürüklemesine izin verdim.
Ortada bir yerlere geldiğimizde onlarca insan bana sürtünmüştü bile. İçki, ter ve libido kokan ortam biraz midemi bulandırırken içten içe zevk aldığımı da biliyordum. Müzik değişti ve favorilerimden biri çalmaya başladı. Dağhan, "Hadi!" diye bağırdığı an kendimi müziğe kaptırmıştım bile.
Müzik çok güzel bir icattı. İlk kim bunu akıl etti bilmiyordum ama müziksiz bir hayatı düşünemiyordum bile. Belimi ritimle sağa sola kıvırırken yabancı eller beni yönlendirdi. Bakmadan ona uyum sağlarken gözlerimi kapattım ve dansıma devam ettim.
Böylece onlarca farklı insanla bir saatten fazla dans ettim. Terden sırılsıklamdım. Üstüm vücuduma yapışmıştı ve birkaç kere tanımadığım insanlarla öpüşmüştüm. Bir tanesi ağzıma hap atmaya çalışsa da yere tükürüp ittirmiştim onu. Uyuşturucu yaygındı burada anladığım kadarıyla.
Pilimin bittiğini hissettiğim an kolumu doladığım boyundan çekerek geriledim. Kirli sakallı adam bana şaşkınca bakarken, "Nereye bebeğim?" diye sordu. Kocaman gülümseyerek yanağını öptüm ve, "Benden bu kadar." diyerek ona veda ettim. Yüzü düşse de sadece el sallayarak başka yere gitmeyi tercih etmişti. Zeki insanın hali başkaydı cidden.
Sırıta sırıta bara yöneldim. İçimdeki enerjiyi iyi atmıştım. Harika hissediyordum. Acaba normal işi olan gençler böyle mi hissediyordu her gün? Problem yok, evin var, ailen var, arkadaşların var. Belki de sevgilin falan var...
Düşünceyle yüksek tabureye otururken önüme konulan birayla başımı kaldırdım. Barmen bana bakıyordu. Elimi biraya götürürken ona göz kırparak, "Sipariş etmemiştim aslında..." diye mırıldandım. Sıfıra vurulmuş siyah saçlara sahip, gümüş haçlı küpeleri sallanan, yaklaşık bir seksen boylarındaki barmen biramdan yudumlamamı izlerken, "Benden bu." dedi dudağını yalayarak. Koyu kahverengi gözlerini bana dikerken gözlerim dövmeli boynuna kaydı. Kelebek dövmesi terli boynunda güzel duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Verus | bxb
Mystery / ThrillerHer insan şanslı doğmuyordu. Korkunç bir ailede doğmuştum. Yıllarımı, yaşamak istediğim için sokaklarda geçirmek zorunda kalmıştım. Ben insanların hor gözle baktığı o müsveddelerden fazlası değildim. Fakat bir gün en yakın arkadaşımın ortadan kaybol...