İlk okul günümüz bittiğinde hiçbir şey yapmamış olmamıza rağmen hepimiz yorulmuştuk bu yüzden şimdi eve gidip biraz dinlenip akşam da bir yerlere gitmeyi planlıyorduk.
Eve vardığımızda Gece arabasını park etti sonrasında hepimiz odalarımıza dağıldık.
Hızlıca bir duş aldıktan sonra uzun tırnaklarıma siyah ojemi sürdüm ve gardropun önüne geçip ne giyeceğimi düşünmeye başladım.
Mekanı her zamanki gibi Lena bulmuştu ve bize çok şık bir mekan olduğunu söylemişti.
Giyeceğim elbiseyi seçtikten sonra belime kadar gelen koyu renkli saçıma sımsıkı bir fön çektim ve sonrasında kabarmasın diye saç yağımı sürdüm.
Makyaj masama geçtim ve çok belli olmucak ama sönükte kalmayacak bir makyaj yaptım. Daha yazın tam olarak bittiğini düşünmediğim için burnuma yanaklarıma allık sürdüm.
Gözüme rimel sürüp ince bir eyeliner çektim. Dolgun ve büyük dudaklarımı kahverengi ama içinde pembelikte olan en sevdiğim dudak kalemiyle hafifçe doldurdum ve üzerine şeffaf bir glos sürdüm.
Alt kattan kızların patırtıları gelince hepsinin hazırlandığını ve aşağı indiğini anladım. Seçtiğim siyah ipli uzun kollu ve derin yırtmaçlı elbiseyi üzerime geçirdim .
Önden etek ve crop gibi gözüken elbise arkadan birleşiyordu ve bir elbise oluyordu. Açıklığından dolayı her ne kadar rahatsız gibi gözüksede çok rahat bir elbiseydi.
Küpelerimi , yüzüklerimi taktım ve siyah ipli bağlamalı olan hafif topuk olan ayakkabımı giydim. Üzerime hırka falan almıcaktım çünkü hava cidden sıcaktı.
Merdivenleri inerken birden önüme çıkan Lenayla ödüm koptu. "Lena napıyon kızım ödüm bokuma karıştı valla." dedim.
Lena beni dinlemeyip süzerken " Vayvayvayy Aden hanım bu ne güzellik mekan yanmasın bu güzelliğinizle." dedi.
Kafasını elimle hafifçe iterken "Allahın safı sen kendini görmüyon herhalde." dedim ve " Eee Gece ve Alya nerde ya?" diye devam ettim.
"Onlar arabaya gitti seni çağırmak için geldim bende hadi gidelim." dedi Lena ve bizde evden çıkıp arabaya bindik.
Yine önde olan Alya'ya şaşırmadan iki koltuğun arasından kafamı uzattım ve arkadaşlarımı süzdüm hepsi çok şık çok güzel olmuşlardı. "Heyt be bu ne güzellik be bu gece manita buluruz biz hee" diyeceğim esnada gözlerim birden gecenin normal insanlardan ekstra dolgun olan dudağına kaydı ve sırtımı koltuğa yaslayıp "Valla yapışıcam şimdi dudaklarına görcen gününü Gece. Birde parlak glos sürmüş insafsız." titrek bir sesle söylediğim şeylere karşı hepimiz güldük ve mekanı bulmak için haritayı açıp yola koyulduk.
Yirmi beş dakikanın sonunda mekanın önünde durduk ve arabadan indik. Vale yanımıza geldiğinde Gece arabanın anahtarını valeye verdi ve girişe doğru adımladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Yarası
Novela JuvenilYine aynı kabus, yine öldüğümü düşündüğüm bir gece, yine bir kriz. Farklı olan tek şey krizimde yanımda olan kişiydi... Yenilmez derlerdi ona, bana ise adımın anlamı olan cennet bahçesi. Kim bilebilirdi onun bana yenilip hayatımdaki cehennemi körükl...