Bence gayet uzun bir bölüm oldu.O yüzden yorum ve beğeni yapmayı unutmayın lütfen ♥️
"Gözler kalbin aynasıymış" diye düşündü Meyra.
İçimizdeki cennetin de cehennemin de aynasıymış.
Verdiğimiz kayıpları bas bas bağırdığımız yermiş.Kollarında Zümra'yı tutan adam, bugün gözlerindeki nefretle bu düşünceyi tekrar hatırlatmıştı. Bombanın patlayışından dolayı savrulmasıyla dizleri yara olan kadın, o an bir şey olsun da gözlerinde kendi cehennemi gördüğü bu adamın bakışları kendisinden çekilsin istedi.
Bu adamın gözündeki ayna çatlasın istemişti çünkü kabul etmese de ondan korkuyordu. Pars'ın abisini, öfkeyle yaptıklarını anlattığı her an PP Meyra tanımadığı halde ondan korkardı. Şimdi ise birkaç adım ötesindeki adamdan nasıl korkmasın?Meyra acıyla gözlerini kapatırken bir patlama daha duyulmuştu.
Pars'a dair herşey bu patlamayla yok oldu..O yok ama artık hatıralarıda kalmadı..
Genç kadın istemeden de olsa gözlerini tamamen kapatırken, kendisine doğru gelen bir karaltı görmüştü.Sonrada öfkeden titreyen bir ses..
" Kendini benden korumak için yaşamalısın.."
.🌵🌵
Devamlı hareket eden birisinin adım sesleri, değişik makinelerin sesi ve fısıltı tarzında bir ağlama...
Tüm bunlar Meyra'nın, bulanık zihnindeki en net şeylerdi. Parça parçalardı ama hiç usanmadan saatlerdir sürüyordu. Uyanmalıydı ve bunun için kendisini zorluyordu. Saniyeler öncesinde bedeninin farklı yerlerine sızlamalar hissetti şimdi ise dizilerindeki acı yüzünden inliyordu. Nasıl bir acıydı bu?
Sanki dizine demir sokmuşlar da koparmışlar gibiydi.O kendi derdine düşmüşken
"Meyra ,güzelim" diye ona seslenen Sidar'ı duydu. Gözleri ağırlaşmadan genç kız, onları açmayı başarmıştı.Yırtılmışçasına kuruyan boğazını yutkunarak ıslatıp, kısık sesini duyurmayı denedi."Dizim..dizim çok ağrıyor ,dayı."
Anlında hissettiği dudakları tanıyordu. Ondan birkaç ay küçük olan dayısına aitti. Dünyanın en haylaz imamına..
"Biliyorum canım, biliyorum.Hemen doktoru çağıracağım, tamam mı?"Meyra zorlanarak da olsa başını salladı ama devamını hatırlamıyordu. Çünkü tekrar uyuyakalmıştı.
🌵🌵
"Bana yardım et,anne" diye bağıran sarışın bir kız çocuğu görüyordu Meyra. İçli içli ağlayıp annesinin ayak ucunda ağlayan bir kız ayak ucunda onu ağlayan bir kızdı.Üzerinde mavi kelebekler olan elbisesinin ucu çamurdan mahvolmuş, saçlarının ucunda çiçekli tokası kırık olan oldukça perişan bir kız..
"Beni bırakma, bırakamazsın." dediği an Meyra, ela gözlerinin ıslandığını hissetti.Tam o anda "Zümra" diye fısıldayarak uyandı.
Meyra, göz gezdirdiği odada tek başına olduğunu fark edince Zümra'yı bulmak için ayaklanmıştı. Üzerinde sadece hastane önlüğü olduğunu fark edince, yan taraftaki dolaba yöneldi. Tek umudu kıyafetlerinin burada olmasıydı. Kapağı açınca aradığının daha iyisini bulmuştu .Şimal'in kahverengi feracesini alıp, fermuarını kapattı. Başına attığı yazmasını sıkı sıkı tutarak odadan çıktı. Dizlerindeki ağrı onu zorlasa da bembeyaz koridorda ilerliyordu. Gözlerini kızının odasını soracak birisini ararken çok şükür ki bir hemşirede yan odadan çıkmıştı.Elinde bandaj olan hemşire, onu farkedince bitkinliğinden dolayı telaşlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAKTÜS VE İNTİKAM
Novela JuvenilKardeşini bir bilinmezliğe kurban veren adam, bir suçlu arıyordu günah dolu hayatına..Kardeşiyle beraber mutluluğunu da gömen ÇAĞAN MİRZA KILIÇ, tüm soru işaretlerinin merkezindeki kişiyi seçtiğinde , zaman onlar için kırgın dakikalarında takılı kal...