Oy ve yorum 🌑
•••Karşımdaki kişi Lee Minho'ydu. Şu an burada tutsak olmasına rağmen ayaklarını basaya koymuş ellerini ise göğsünde bağlayıp kafasını geriye atmıştı. Kaslı ama bir o kadar da narin duruyordu vücudu. Uylukları geniş beli ise inceydi. Gören herkesin hayallerini süslemesine şaşmamalıydı. Cidden etkileyiciydi.
"Neden burada olduğumu söylemeyecek misin?"
Yumuşak fısıltılı sesle gülümsedim. Sonunda beni dikkate alıp konuşmaya karar vermişti demek.
"Sen ne zaman durumun ciddiyetini anlayacaksın peki?" Ellerimi birbirine kenetleyip masaya doğru eğildim. Büyük cam gibi gözlerini tavadan çekmiş ve uyuşuk bir ifadeyle bana bakmıştı. Gitmek istiyor gibiydi ama çaba sarf etmiyordu. Gerçi Shadow'la büyük bir savaşa girdiğini duymuştum. Savaş diyordum çünkü baya hırpalamışlardı birbirlerini. İlk defa güzelimi yorgun görmüştüm. "Bana yağmur ormanlarının sevkiyat kodunu söylediğin an seni babama teslim ederim. Tek ihtiyacım kod."
Baktı. Gözleriyle beni inceledi sonraysa dudaklarını yalayıp derin bir nefes aldı. Yağmur ormanları yeni tip uzak mesafe silahların takma adıydı ve onun bunu bildiğine emindim. Sadece tek kelime ile buradan çıka-
"Sana kodu söylersem beni cehennemime geri götüreceğini söylüyorsun. Kaçtığın yere bırakırım diyorsun. Bu... İyi bir anlaşma değil."
Sesi titretmişti. Sonda sesi titretmiş ve kısılmıştı. Kaşlarım çatılırken konuşmama izin vermedi ve ayaklarını masadan çekerek kollarını masaya dayadı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Nefret ediyorum. Anladın mı beni? Bu işten de yaptığınız şeylerden de babamdan da hepinizden de nefret ediyorum. Çek vur. Tetiği çek ve vur beni."
Tam karşımda duran büyük dolu gözlerin sebebi korku değildi. Bıkmış hissediyordu karşımdaki çocuk. En iyi şekilde eğitilen o, şimdi karşımda bundan nefret ettiğini söylüyordu. Gözlerim istemsizce titreyen dudaklarına kaydı. Sinirden. Sinirden ve bıkmışlıktandı bunların hepsi.
Aynı benim gibi. Tek fark o söyleyebiliyordu. Bense... Sadece kendimi zehirliyordum.
"Baban. Bay Lee sana düşkün değil mi? Sen onun biricik oğlu-"
"Buna inanıyor musun? Eğer inanıyorsan bu işleri bırak. Senden bir bok olmaz."
Kendini geri çekti ve sırtını sandalyeye yasladı. Gözlerini de kapamıştı bu sırada. Beyaz v yaka tişörtünden gözüken beyaz tenine baktım. İzler vardı. Sadece bir zevkin izi olamazdı bunlar. "Shadow seni zorlamış anlaşılan."
"Bana kalırsa beni öldürmeye çalışıyordu." Duyduğum şeyle gülmemek için dudağımı ısırdım. Tamda tahmin ettiğim gibiydi. Kıskanmıştı beni. Bu yüzden onu aramaya bizzat çıkmış hatta ben sorgu yapacağım derken benimle girmeye çalışmıştı. Tanrım. Kesin şu an yandaki siyah camdan bizi izliyordu.
Biraz oyundan zarar gelmezdi değil mi?
Yerimden kalktım ve üstümdeki ceketi çıkardım. Hareketlerim yavaştı. Karşımdaki Minho ise amacın ne dercesine bakıyordu. Sağdaki duvar arkamda kalacak şekilde yanına gittim ve sağ elimle çenesini kavradım. Kızıl saçlının kaşları çatılmasına rağmen verdiği bir reaksiyon yoktu. Sert bir karşılık vermek için sonraki hamlemi bekliyordu adeta.
Dudaklarımı oynattım. Ekranı arkama aldığından görünmüyordum ve onunda dudak okuyabildiğine eminim. Ki öyle de oldu. Lee Minho ne dediğimi anladı ve cazibeli bir şekilde sırıttı.
Onu kızdırmaya ne dersin?
"Christopher Bang. Siz çok fena bir adamsınız."
Duyduğum şeyle sırıttım. Demek ki oyunuma dahil olmayı kabul etmişti. Güzel. Masaya kendimi yasladım ve bir ayağımı kaldırarak iyice yerleştim tam karşısına. Bu masadan beni bir tek Shadow kaldırabilirdi. Bu da beni kıskanmasının alanen ispatı olurdu. Bakalım bakalım. Biricik gölgemin sınırları nelerdi ve geçilince neler yapabiliyordu, merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow •Chanmin• ⚜️
FanfictionMaskesinin altında sadece efendisini korumak onun göreviydi. Efendisinin saçma talepleri ve aşk dolu sözcükleri buna dahil olmamalıydı. Minific• Başlangıç tarihi: 19.07.2023 Bitiş tarihi: 28.07.2023